"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı nezdinde 23.05.2000 - 01.03.2006 tarihleri arasında önce Samsun şubesinde daha sonra Amasya şubesinde işçi olarak çalıştığını, 01.03.2006 yılında Amasya şubesinde şube müdürü olarak görevlendirildiğini, işveren tarafından işine devam etmesi için acentelik sözleşmesi imzalatıldığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin işveren tarafından tarafından tazminatsız ve bildirimsiz olarak sonlandırıldığını, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığını, dinî bayramlarda, millî bayramlarda ve resmî tatil günlerinde de izin yapmadığını, bu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddiasının aksine taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının işçi sıfatını haiz olmadığını, Mahkemenin dosya kapsamında yetkisiz olduğunu, yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle beraber dava dilekçesinde talep edilen tüm alacaklar için zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle zamanaşımı def'inde bulunduklarını, taleplerin belirsiz alacak davası olarak ileri sürülmesinin usule aykırı olduğunu, davacının acente olarak faaliyet gösterdiğini, davacının kendi personeli ve mülkiyeti kendisine ait olan demirbaşlar ile işyerinde faaliyet gösterdiğini, acentelikte kullandığı araçların kendisine ait olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin görünüşte bir sözleşme olmayıp gerçek bir sözleşme olduğunu, davacı yanın sözleşme ilişkisi nedeniyle cari hesaptaki tüm alacağını tahsil ettiğini, taraflar arasında muvazaa olduğu varsayılsa bile sözleşmenin tarafının kendi muvazaasına dayanarak hak talep edemeyeceğini, davacı yanın zorlama bir yorumla sırf iş hukukunun koruyucu ilkelerinden yararlanmak amacıyla davasını görevsiz iş mahkemesinde açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında bulunan istifa dilekçesi değerlendirilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinden baskı altında dilekçe alındığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; cevap dilekçesinde ve diğer aşamalarda savunduğu hususları tekrar ederek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki ilişkinin acentelik ilişkisi değil işçi - işveren ilişkisi olduğu kabul edilerek talep edilen alacaklar değerlendirilmiş, acentelik ilişkisinden istifa edildiğine dair dilekçeye ise değer verilmeyerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kısmen reddin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde mevcut sebepleri tekrar ederek ve kıdem ile ihbar tazminatlarının reddedilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, bu ilişkinin nasıl son bulduğu, talep edilen alacakların ispat ve hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun "Acentelik" başlıklı yedinci kısmının "A) Genel olarak, I - Tanımı" kenar başlıklı 102 nci maddesi şöyledir:
" (1) Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.
(2) Bu Kısımda hüküm bulunmayan hâllerde aracılık eden acentelere Türk Borçlar Kanununun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere komisyon hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümleri uygulanır.
(3) Taşıma, deniz ticareti, sigorta, turizm gibi alanlara ilişkin özel düzenlemeler saklıdır."
3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2, 17, 32, 41, 44, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.