"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2227 E., 2024/1430 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. İş Mahkemesi
SAYISI : 2015/287 E., 2020/1018 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 25.09.2008 - 18.03.2013 tarihleri arasında davalıya ait spor kompleksinde çalıştığını, 15.03.2013 tarihinde Şirket yetkilisinin sözlü olarak davacıya işten çıkarıldığını söylediğini, davalı Şirketin hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanmak suçundan davacı aleyhine şikâyette bulunduğunu, Anadolu 15. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama neticesi davacının beraatine karar verildiğini, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesi gereğince davacının ücret+prim sistemi ile çalıştığını, prim tutarının yıllık ciro rakamlarının %5'i oranında olduğunu, davacının çalıştığı dönem olan 01.10.2010 - 16.03.2013 tarihleri arasındaki tüm prim hak edişlerinin hesaplanarak ödenmesi gerektiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile birlikte son 15 günlük ücretinin de ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret ve prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının davalı Şirket nezdinde işletme müdürü olarak görev yaparken bazı müşterilerin uyarılarda bulunması üzerine yapılan araştırmalar sonucunda 30.11.2012 tarihi itibarıyla davacının 124.870,51 TL’lik kasa açığı oluşturduğunun tespit edildiğini, Şirket kasasından, Şirket yetkililerinin bilgisi ve onayı olmadan para çektiği ve kendi ihtiyaçları için kullandığının belirlendiğini, davacının, usulsüzlüklerinin ortaya çıkması üzerine işyerini terk ederek devamsızlık yaptığını, davacının ayrıca Pleon Sportivoda çalışan eşi Ş.B’ye sürekli olarak çalışmadığı hâlde çalışması varmış gibi fazla ödeme yaptığını, davacı hakkında savcılık tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacının yaptığı usulsüzlüklerin belirlendiğini, İstanbul Anadolu 15. Asliye Ceza Mahkemesince delil yetersizliğine dayanılarak verilen beraat kararının temyiz edildiğini ve temyiz neticesinin beklenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Dava dosyasına sunulan iş sözleşmesinin 3. maddesinde, davacıya ücret+%5 gelir üzerinden prim ödeneceğinin düzenlendiğini,
2. Davacının patron olarak bildiği kişinin teklifini kabul ettiğini ve yazıya dökerek imzasını aldığını, sektörde ismi çok bilinmiş bir kişinin, yalnızca ücretle çalışacağını düşünmenin mümkün olmadığını, kasa föylerinde açık bir şekilde "Prim ödemesi" yazan ibarenin ders ücreti olarak alınmasının mümkün olmadığını,
3. Davacı tanığı B.H'nin, davacının primle çalıştığını beyan ettiğini,
4. Davacının, prim alacağı konusunda bir daire verileceği vaadiyle aldatıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacının prim alacağına hak kazanıp hak kazanmadığına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Davacı tarafından sunulan iş sözleşmesinin 3. maddesine dayanılarak prim alacağı talebinde bulunulmuş olup bu sözleşmenin tarih içermediği ve sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı, davalı Şirketin temsil yetkisinin yönetim kurulu başkanı ve üyelerden birinin birlikte imzasıyla kullanılabileceği hususunun 23.01.2007 tarihli 6729 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiği, sözleşmede sadece Şirket adına, davacı tanığı olarak da dinlenen Y.E'nin imzasının bulunduğu, davalı Şirketi temsil yönünden yetkili Yönetim Kurulu üyesi ile birlikte Yönetim Kurulu Başkanı'nın imzasının yer almadığı, dinlenen tanıklarının davacıya prim ödemesine ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davalı Şirkette sadece özel ders veren spor hocaları için prim uygulaması olduğu, Şirket kayıtlarında ciroya dayalı prim alan çalışana rastlanmadığı, davacıya çalışma süresi boyunca prim ödemesi yapıldığına ilişkin kaydın da olmadığı anlaşıldığından tüm dosya kapsamı itibarıyla, davacının temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı velilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.