"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/790 E., 2024/1147 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 32. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/844 E., 2021/941 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 29.03.2016-30.06.2017 tarihleri arasında davalının asıl işveren olduğu Kazakistan'daki Astana Expo 2017 ve diğer projelerde çalıştığını, dış cephe montaj ustası olarak görev yaptığını, son ücretinin net 2.000,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından bildirim yapılmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, yetki ve görev itirazında bulunduklarını, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, dava dışı işverenin farklı işyerlerinde çalışması hâlinde asıl işverenlik iddia edilemeyeceğini, yaptığı göreve ilişkin delil sunması için kesin süre verilmesini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında hizmet sözleşmesinin varlığına dair davacı tarafından sunulan personel kimlik kartında davalının ünvanının yer aldığı ve davacı tanıklarının da davacı ile birlikte davalı nezdinde çalıştıklarını doğruladığı, sunulan personel kimlik kartı "yazılı delil başlangıcı" niteliğinde olduğundan ve tanıklar da bu delili destekler şekilde aradaki iş sözleşmesinin varlığını teyit ettiklerinden, davacının çalışmasının yurt dışında davalı işyerinde, davacının ilk yurda giriş tarihleri nazara alınarak ve talebi ile de bağlı kalınarak 30.03.2016-30.06.2017 arasında 1 yıl 3 ay 1 gün olduğunun kabul edildiği, davacının net 2.000,00 USD ücret ile çalıştığının kabul edildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağına hak kazandığı, dinlenen tanık beyanlarına göre bilirkişi raporundaki davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti hesaplamalarına itibar edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin olarak verilmesinin hatalı olduğunu,
2. Davanın husumetten reddi gerektiğini,
3. Bakırköy İş Mahkemesinden yetkisizlik ile geldiğinden davalı lehine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini,
4. Bölge Adliye Mahkemesi kararının çelişkili ve gerekçesiz olduğunu,
5. Dava dışı Şirketlere davanın ihbar edilmesi talebinin Mahkemece reddedilmesinin hatalı olduğunu,
6. Davacı ile menfaat birliği içindeki tanıkların beyanlarına itibar edilerek davacının alacaklarının hesaplandığını,
7. Davacı ve tanıkların banka kayıtları celbedilmeksizin verilen kararın hâkimin aydınlatma yükümlülüğüne aykırı olduğunu,
8. Yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Taraflar arasında, davalının, davacı işçinin alacaklarından sorumlu olup olmadığı, davacının talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, hüküm altına alınan alacakların ispatı ve hesaplama yöntemi, yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının belirsiz alacak davasına konu olup olamayacağına ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta yıllık ücretli izin alacağı ile kıdem ve ihbar tazminatları bakımından, koşulları bulunmadığı hâlde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır (Dairemizin 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı kararı). Diğer taraftan söz konusu alacaklar bakımından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden, Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen husus Dairemizin aynı doğrultudaki kararları (2016/26476 E., 2020/7547 K.; 2022/5909 E., 2022/6892 K.; 2022/829 E., 2022/1542 K.) da gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Davacının, davalı işyerinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının 09.03.2016-30.06.2017 tarihleri arasında davalının asıl işveren olduğu Kazakistan'daki Astana Expo 2017 ve diğer projelerde çalıştığını, 2.000,00 USD ücret aldığını ileri sürmüş, davalı vekili davacının, davalının işçisi olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuştur.
Davacı tanıkları davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan etmişler, davacı ... Ö.K.; “Ücretler banka hesabına yatardı”; davacı ... M.Y. ise; “ücretler Yapıkrediye yatardı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince Yapı Kredi Bankasından davacıya ilişkin banka kayıtlarının istendiği, Bankanın 06.02.2021 tarihli cevabi yazısıyla; 20.03.2016-24.12.2020 tarihleri arasında davacıya ait 55472949 USD numaralı hesaba işlem yapıldığının, ilgili tarih aralığında maaş açıklamalı herhangi bir işlem kaydına rastlanmadığının bildirildiği, gönderilen banka kaydında ise 04.04.2020 tarihli bir işlemden başka bir işlem bulunmadığı görülmüştür.
6100 sayılı Kanun’un 31. maddesi “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacının dava dilekçesinde elden ödeme iddiası bulunmadığı gibi dosya içeriğinde davacının banka kayıtlarına ilişkin herhangi bir beyanda da bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tanıklarının ücretlerin banka kanalıyla ödendiğini beyan etmeleri karşısında, 6100 sayılı Kanun'un 31. maddesi gereğince ücretin banka yoluyla ödenip ödenmediği, ödenmiş ise hangi bankaya yatırıldığı hususundaki belirsizlikler giderilmelidir.
Bu itibarla Mahkemece; Yapı Kredi Bankasından gelen kayıtlar da gösterilmek suretiyle davacıya ücretinin hangi bankaya yatırıldığı sorulmalı, başka bir bankada USD ya da TL hesabı olup olmadığı belirlenmeli, kayıtlardaki ödemelerin kim tarafından yapıldığının tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre husumet yönünden bir değerlendirme yapılarak karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.