Logo

9. Hukuk Dairesi2024/12156 E. 2025/466 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının irade fesadına uğratılarak imzalandığı iddiasıyla geçersizliğinin tespiti istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının irade fesadına dair iddiasını ispatlayamaması ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olması gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/942 E., 2024/1914 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 64. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/487 E., 2024/69 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19.09.2020-06.07.2022 tarihleri arasında davalı Şirketin Almanya'daki şantiyesinde çalıştığını, haksız, bildirimsiz ve kötüniyetli olarak işten çıkartıldığını, işten çıkartıldığı gün usulüne uygun arabuluculuk başvurusu olmamasına rağmen, görüşme yapılmadan önce baskı, zorlama, korkutma ve aldatma ile iradesinin fesada uğratılarak müvekkiline ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağı imzalattırıldığını, tutanağın davalı tarafından müvekkiline olduğu gibi şantiyedeki tüm işçilere de çeşitli baskı ve zorlama yapılarak imzalattırılmış olduğunu, müvekkili ile davalı Şirket arasında imzalanmış olan ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının hukuken hiçbir geçerliliği olmadığını ileri sürerek ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tarafların hiçbir yasal zorunluluk olmadan tamamen kendi iradesiyle teklif edilen ödeme karşılığında anlaşmış olduğunu, anlaşmanın karşılığı ödemelerin davacının banka hesabına ödenmek suretiyle yerine getirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta arabuluculuk anlaşma belgesine göre taraflara hakları konusunda bilgilendirmenin yapıldığı, toplantının arabulucuya ait büroda gerçekleştiği, anlaşma gereğince ödemelerin yapıldığına ilişkin dekontların dosyada bulunduğu, anlaşma belgesinde yer alan imzalara herhangi bir itiraz bulunulmadığı, dosyadaki delil durumu dikkate alındığında davacının anlaşma tutanağı tanzim edilirken iradesinin fesada uğratıldığına dair iddiasını ispat edemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davaya konu olan taraflar arasında yapılan ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri sonucunda imzalanan arabuluculuk tutanağının hata, hile ve ikrah gibi irade fesadına maruz kalınarak imzalandığı iddiasında bulunduğu, dinlenen tanıkların arabulucu görüşme ve imzalanması konusunda görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, imzaların geçerliliği konusunda da herhangi bir iddia olmadığı, davacının iddiasını ispat edilemediği, bu yönden somut delil ibraz edilemediği ve Mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının iddialarını ispat ettiğini, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına göre arabuluculuk tutanağı imzalatılırken davacının iradesinin fesada uğratıldığının sabit olduğunu, ayrıca arabuluculuk görüşmelerinin usulüne uygun gerçekleştirilmediğini, arabuluculuk toplantısı başladığında Şirketin teklif edeceği rakama onay vermesi ve kabul etmesi hususunda davacının korkutulduğunu, arabuluculuk tutanağında toplu bir miktarın yazıldığını, hangi alacak kalemi için ne kadar ödeme yapıldığının belirtilmemesinin bu tutanağın açık ve net olmayan muğlak bir yapıda ve kabul edilebilir bir nitelikte olamayacağını gösterdiğini,

2. Tutanağa 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. maddesine aykırı şekilde ibra etkisi kazandırılmaya çalışıldığını,

3. Tutanakta arabuluculuk sürecinin kim tarafından başlatıldığı hususunun da belirli olmadığını,

4. Tutanakta arabuluculuk ücretinin hatalı belirlediğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçersizliğinin tespiti ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.