"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 48. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davalı ... ile ... aleyhine açılan asıl ve birleşen davaların usulden reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ... davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davacının hizmet süresi, ücreti, talep edilen alacakların niteliği ile bilirkişi raporu, dava ve ıslah dilekçesi birlikte dikkate alındığında; asıl dava ile birleşen davada İlk Derece Mahkemesince reddedilen ve temyize konu edilen miktarlar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesi tarafından asıl dava dava şartı yokluğu, birleşen dava ise husumet yokluğu gerekçe gösterilerek esası incelenmeden usulden reddedilmiş, davacının istinaf talebi sonrasında da Bölge Adliye Mahkemesi tarafından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin ret kararı usule ilişkin olduğu için bu aşamada reddedilen bir miktardan söz etmek mümkün değildir. Hâl böyle olunca kararın miktar bakımından kesinliğinden söz etmek de mümkün değildir. Açıklanan nedenle dava şartı ve husumet yokluğuna ilişkin belirlemenin doğru olup olmadığıyla sınırlı inceleme yapılması gerektiği şeklindeki kanaatim nedeniyle, sayın çoğunluğun kararın miktar bakımından temyiz edilemez kararlardan olduğu şeklindeki görüşüne katılamıyorum.