Logo

9. Hukuk Dairesi2024/12216 E. 2024/13220 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan işçilik alacakları davasında Rusya Federasyonu hukukuna göre zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yurt dışında davalı şirket nezdinde çalıştığı dönemde oluşan işçilik alacakları için açtığı davada, taraflar arasında Rusya Federasyonu hukukunun uygulanacağı konusunda anlaşma olduğu ve Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi uyarınca mahkemeye başvuru için öngörülen 3 aylık sürenin geçirildiği gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Davanın reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında Ankara 30. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, üç öğün yemek ve barınmanın işverence karşılandığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davacın iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 30. İş Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli ve 2019/18 Esas, 2020/310 Karar sayılı kararı ile; toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak iş sözleşmesinin haklı nedenlerle sonlandırıldığının işverence ispat edilemediği, bu bağlamda davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazandığı, ayrıca dosya kapsamından davacının kullanmadığı yıllık ücretli izinleri ile birlikte ödenmemiş fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli ve 2021/514 Esas, 2021/969 Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7252 Esas, 2021/11940 Karar sayılı kararı ile; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlık hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya hukukunun dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere aynı zamanda mutad işyeri hukuku olduğu, hâl böyle olunca gerekirse Rusya hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2023 tarihli ve 2021/2962 Esas, 2023/755 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama devam ederken davalı vekilince 13.12.2022 tarihli dilekçe ile somut uyuşmazlıkta Türk hukukunun uygulanmasının talep edildiği, buna göre her ne kadar Yargıtay bozma kararı doğrultusunda bireysel iş sözleşmesine dayalı olarak taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığı kabulü ile Rusya Federasyonu iş mevzuatının temini için gerekli araştırmalar yapılmış ve yeterli mevzuata ulaşılamamış ise de davalı ve davacı vekilinin beyan dilekçeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesinde düzenlenen sözleşme özgürlüğü kapsamında tarafların yargılama aşamasında dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak hukuk açısından Türk hukukunun uygulanması yönünde iradelerinin birleştiği, uygulanacak hukuka ilişkin taraflar arasında anlaşmazlık kalmadığı gerekçesiyle bozma öncesi gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.06.2023 tarihli ve 2023/10515 Esas, 2023/9144 Karar kararı ile; dosya kapsamına göre cevap dilekçesinde dava konusu alacaklar hakkında yabancı hukukun uygulanması gerektiği savunulmuş olup yabancı hukuka yönelik yapılan bozma sonrası yargılamada tarafların Türk hukukunun uygulanacağı konusunda anlaşmasının davanın esasına girilmiş olduğundan geçerli olmadığı, bu durumda usuli kazanılmış haklar korunmak ile birlikte bozma kararının gereğinin yerine getirilmesi gerektiği, bozma kararına uyulmasına karar verildiği hâlde bozma kapsamı yerine getirilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2023 tarihli ve 2023/2763 Esas, 2023/3811 Karar sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre davacının tazminat ve ücret alacaklarının belirlendiği, davalı vekilinin yasal süresinde sunduğu cevap dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı def'i gözetilerek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 28.02.2024 tarihli ve 2024/2295 Esas, 2024/3812 Karar sayılı kararı ile; davalıya ait yurt dışı işyerlerinde aralıklı olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin 23.02.2015 tarihinde sona erdiği, davanın ise 11.01.2019 tarihinde açıldığı, dolayısıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma süresi olan 3 aylık sürenin dolduğu anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince davacının Rusya hukukuna tâbi çalışmasına ilişkin alacak taleplerinin mahkemeye başvurma süresinin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taleplerin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

F. Bölge Adliye Mahkemesince Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinin 23.02.2015, dava tarihinin ise 11.01.2019 olduğu dikkate alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre mahkemeye başvurma süresi olan 3 aylık süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; yabancı hukukta yer alan zamanaşımının uygulanmaması gerektiğini, Yargıtay içtihat değişikliğinden önce dava açıldığı için içtihat değişikliğinin somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığını, işbu davanın Rusya Federasyonu İş Kanunu'ndaki 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığına dair yapılan tespitin hatalı olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; müvekkili lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.

3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

4. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.