Logo

9. Hukuk Dairesi2024/12222 E. 2024/13122 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Bakanlığın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi verdiği sendikaya karşı, davacı işverenin yetki tespitine itirazı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı sendikanın, işletme toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için gerekli çoğunluğa sahip olduğu ve davacı işverenin, çalışan sayısı ve sendika üyelikleri hususundaki itirazlarını somut delillerle desteklemediği değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; başvuru tarihinde müvekkiline ait üç birim bulunduğunu, bunların tamamının dikkate alınmadığını ve çalışan sayısının hatalı olduğunu, söz konusu birimlerin bağımsız işyeri niteliğinde olmadığını, bu nedenle toplu iş sözleşmesi yetkisinin işletme değil işyeri düzeyinde değerlendirilmesi gerektiğini, işyerinde çalışan çırak ve stajyerler ile alt işveren işçilerinin sendikalı olarak gösterildiğini, bir kısım işçilerin iradeleri dışında Sendika üyesi olduklarını ileri sürerek davalı Bakanlığın 22.08.2022 tarihli ve 160762 sayılı yetki tespit yazısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; diğer davalı Sendikanın başvurusu üzerine gerekli inceleme ve araştırma yapmak suretiyle İşkolları Yönetmeliği'nin 12 sıra numaralı metal işkolunda faaliyet gösteren davacı Şirkete ait işyerlerinde toplam 375 işçinin çalıştığı ve 197 işçinin davalı Sendikaya üye olduğunu, davalı Sendikanın işletme toplu iş sözleşme yapma yetkisinin bulunduğunun tespit edildiğini, Bakanlık işleminin usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davalı Bakanlıkça davacıya ait işyerlerinde işletme düzeyinde toplu iş sözleşme yapma yetkisinin bulunduğunun tespit edildiğini, davacı işverence sendika üyeliklerinin muvazaalı yapıldığı yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, Bakanlık yetki tespit kararının usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ... tarafından 22.08.2022 günlü yetki yazısı ile 01100578 ve 1044001 sicil numaralı işyerlerinde çalışan 375 işçiden 197'sinin davalı Sendika üyesi olduğu saptanarak toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi verildiği, davanın prosedüre uygun ve süresinde açıldığı, .... ve ... sicil numaralı işyerleri ile .... sicil numaralı işyerinin farklı işkollarına tâbi olduğu, bu nedenle .... sicil numaralı işyerinin işletme kapsamında değerlendirilemeyeceği, aksi düşünülse dahi bu işyerinde çalışan sayısının sonuca etkili olmadığı, davacının çalışan ve üye sayısına dair itirazlarını destekleyen hiçbir delil sunmadığı, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davalı Sendikanın işletme toplu iş sözleşmesi için gereken çoğunluğa sahip olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkili Şirketin faaliyet alanını ve iş organizasyonunu bilen konunun uzmanlarından oluşan bilirkişi heyeti ile keşif icra edilerek rapor alınmadan, tespite konu adres dışında tespitte dikkate alınmayan farklı adreslerde bulunan işyerleri ve bağlı işyerleri ile hepsi birlikte tek bir işyeri oluşturduğuna ilişkin inceleme ve araştırma yapılmadan, farklı adreste faaliyet gösteren şirketler arasındaki ilişki açığa kavuşturulmadan, sendika üyeliklerin geçerlilik şartları ve başlama zamanları kanun ve Tüzük kapsamında birlikte değerlendirilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucu hatalı karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 22.08.2022 tarihli olumlu yetki tespiti kararının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 2, 41 ve 43 üncü maddelerinde açıklanan yasal düzenlemelere uygun olduğu, davacı vekilinin itirazlarının yersiz olduğu, davacının alt işverenlerin işçilerinin, işyerinde çalışan çırak, stajyer gibi sıfatlarla çalışanların üye sayısına dâhil edildiği, geçici veya mevsimlik çalışıp da hizmet sözleşmesi askıda olanların değerlendirilmediğine ilişkin itirazlarını somutlaştırmadığı, dosyaya kazandırılan gerek Kurum, gerekse işyeri kayıtlarının davacının bu yöndeki iddia ve itirazlarını doğrular nitelikte olmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:

“(1)Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.

(2) İşletme toplu iş sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak dikkate alınır ve yüzde

kırk çoğunluk buna göre hesaplanır.

(3) İşletmede birden çok sendikanın yüzde kırk veya fazla üyesinin olması durumunda

başvuru tarihinde en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut uyuşmazlık hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi gereken nitelikte olduğundan 6100 sayılı Kanun’un 266 ncı maddesine aykırı olarak İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporu alınması hatalı ise de bu durum sonuca etkili görülmediğinden eleştiri ile yetinilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.