"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1837 E., 2024/2510 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/639 E., 2024/121 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2011-2015 yılları arasında davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde ahşap kalfası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafça feshedildiğini, müvekkilinin ücretinin aylık 2.400,00 USD olduğunu, iş sözleşmesi davalı Şirketçe feshedilen müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatları ile hak kazanılan bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette çalışmadığını, zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının yurt dışında çalışması sebebiyle uyuşmazlığın çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı işverenin Rusya'daki işyerlerinde 2 yıl 4 gün çalışması bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 04.07.2022 tarihli kaldırma kararı doğrultusunda somut uyuşmazlık bakımından Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, davacının iş sözleşmesinin 10.09.2014 tarihinde sona erdiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için Mahkemeye başvurma süresi olan hak düşürücü sürenin dolduğunun anlaşıldığı, hak düşürücü sürenin resen dikkate alındığı; ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı ilâmı dikkate alındığında yabancı hukuk uygulanması neticesinde davanın reddine karar verildiğinden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmediği belirtilerek davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Rusya ülkesinde çalıştığı, bu bağlamda yabancılık unsurunun tarafların kabulünde olduğu gibi taraflar arasında çalışılan ülke hukukunun uygulanacağına dair iş sözleşmesi hükümleri bulunduğu, ayrıca mutad işyerinin de Rusya olduğu, cevap dilekçesi ile olayda Türk hukukunun uygulanamayacağının davalı tarafça savunulduğu hususları dikkate alındığında somut uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesindeki mahkemeye başvuru süresinin hak düşürücü süre mahiyetinde olup resen dikkate alınması gerektiği, davacının iş sözleşmesinin 10.09.2014 tarihinde feshedildiği, davanın ise 06.11.2018 tarihinde açıldığı dikkate alındığında dava hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından İlk Derece Mahkemesince bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; ayrıca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidildiği, Yargıtay 22. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkelerinin ihlaline yol açacağı anlaşılmakla benimsenen yeni görüş nedeniyle oluşan durumun davalı lehine vekâlet ücretine ve yargılama giderine yansıtılmaması gerektiğinden, İlk Derece Mahkemesince davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde, taraf masraflarının üzerlerinde bırakılmasında ve yargılama giderlerinden olan arabuluculuk ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Davalı tarafça cevap dilekçesinde ve ıslaha karşı beyan dilekçesinde dava konusu uyuşmazlığa 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği ileri sürüldüğünden bu hususa ilişkin usuli kazanılmış hakkın korunması gerektiğini,
b. Yargıtay tarafından içtihat değişikliğine gidilmesi olağan bir durum olmakla birlikte bu değişikliğin uygulanabilmesi için Yargıtay dergisinde veya başka yolla yayınlanmasından sonra açılacak davalara uygulanması gerektiğini,
c. Uyuşmazlığın Türk hukuku hükümlerince incelenip davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini,
d. Rusya hukukuna göre dosya alacaklarının talep edilebilir nitelikte olduğunu, Rusya iş mevzuatında Türk hukukundaki gibi zamanaşımı ve hak düşürücü süre düzenlemesi bulunmadığını, davalı işveren tarafından işçiye usulüne uygun bir fesih bildirimi yapmadığını, geçerli sebepler nedeniyle dava açma süresinin Mahkemece yeniden başlatılması gerektiğini,
e. Rusya iş mevzuatında yer alan sürelerin adalete erişim anlamında Türk kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini, uyuşmazlıkta Türk hukukunda yer alan zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini,
f. İŞKUR nezdinde imzalanmış tip sözleşmeye dayanılarak taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığının kabulünün de hatalı olduğunu,
g. Taraflarınca yapılan yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
2. Davalı vekili katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinde;
a. Davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
b. Arabuluculuk ücretinin de haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve vekâlet ücreti ile yargılama giderleri noktalarında toplanmaktadır.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (Vahit Doğan, Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2. ve 8. maddelerinin bir gereğidir.
3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 392. maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
Yukarıda yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava tarihi itibarıyla Kanun'da öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de İlk Derece Mahkemesince; söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297/2 hükmüne göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinin yazılması hatalıdır.
4. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/14 hükmünün ilgili kısmı şöyledir:
"...Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır."
6100 sayılı Kanun'un 326/1 hükmü ise şu şekildedir "Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir."
Tarafların dava şartı olan arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları görülmektedir. Buna göre İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen dava şartı olan arabuluculuk giderinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Tarafların temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE NEDENİ İLE" ibaresinin hükümden çıkartılması,
Hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "3-Zorunlu arabulucu gideri olan hazineden karşılanan 280,00 TL arabulucu giderinin 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3/14. maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, ancak 280,00 TL bedel kaldırma kararı öncesi davalı şirket tarafından yatırılmış olduğundan, yeniden tahsiline yer olmadığına," ibaresinin hükümden çıkartılması ve yerine "3-7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/14 hükmü gereğince arabuluculuk gideri olarak Hazine tarafından sarf edildiği anlaşılan 280,00 TL'nin davacıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydı gerekmekte ise de bu miktarın 19.02.2021 tarihli İlk Derece Mahkemesi kararı doğrultusunda davalı tarafça Hazine'ye ödendiği dikkate alınarak 280,00 TL'nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine" yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.