Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13037 E. 2025/464 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, örgün eğitim şartı arayan toplu iş sözleşmesi hükmüne rağmen, açıköğretim fakültesinden mezun olması nedeniyle daha düşük ücret derecesinden işe başlatılmasına itiraz etmesi üzerine, bu hükmün Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılığı nedeniyle işe başlangıç ücret derecesinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesi özerkliği kapsamında, örgün eğitim şartı getirilmesinin Anayasa ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun emredici hükümlerine aykırı olmadığı ve tarafların bu konuda serbestçe anlaşabileceği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı kabul kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3179 E., 2024/2770 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 47. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/279 E., 2023/477 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde Elektrooptik Sistemler Ana Bakım Fabrika Müdürlüğünde 15.04.2021 tarihinden itibaren elektronik teknisyeni olarak çalıştığını, Türk Harb-İş Sendikası üyesi olduğunu, 25.02.2012 tarihinde Çukurova Üniversitesi Adana Meslek Yüksekokulu Elektronik Teknolojisi ön lisans programından mezun olduğunu, ardından Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinde İşletme lisans programını tamamlayarak 25.05.2015 tarihinde lisans diploması almaya hak kazandığını, davacının 27. Dönem Toplu İş Sözleşmesi uyarınca 13. ücret derecesinden işe başlatıldığını, müvekkilinin işe başlangıcının hatalı olarak yapıldığını, davacının işe eksik ücret derecesinden başlatılması nedeniyle ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarını eksik aldığını ileri sürerek davacının 27. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin 21/b-(1)-(ç)-(II) hükmü uyarınca 22. ücret derecesinden işe başlatılması gerektiğinin tespitine, fark ücret, fark sözleşme ikramiye, fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, 27. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin 21/b-(1)-(ç)-(II) hükmüne göre 22. dereceden işe başlayacak personelde aranacak öğrenim şartları ve bu öğrenimlerin “Örgün Eğitim” şeklinde olması gerektiğinin açıkça ifade edildiğini, davalı İdare tarafından mezkur toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını, davacının eşitlik ilkesine aykırılık iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 27. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin 21/b-(1)-(ç)-(II) hükmünde devam mecburiyeti olan fakültelerin sayılı bölümlerinden mezun olanların 22. ücret derecesinden işe alınacağı belirtilmiş ise de açıköğretim ya da örgün eğitimden mezun olan kişilerin mezun olmakla aynı statüye sahip oldukları, açıköğretim ya da devam zorunluluğu olan fakülteden mezun olunmakla verilen diplomaların aynı olduğu, mezunlar fark olmaksızın devlet kurumlarının aynı sınavlarına girip başarılı olmaları hâlinde aynı statüde çalıştırıldığı, okullardan verilen diplomalarda açıköğretim mezunu olunmasına ilişkin bir belirlemenin olmadığı, ilgili toplu iş sözleşmesi hükmünün devam mecburiyetine ilişkin kısmının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, devam mecburiyeti olsun olmasın fakültelerin Fizik, Kimya, Matematik, İstatistik, İşletme, İktisat (Ekonomi) bölümleri mezunlarının 22. ücret derecesinden işe alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Zamanaşımı def’inin dikkate alınmadığını,

b. 27. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin 21/b-(1)-(ç)-(II) hükmüne göre 22. dereceden işe başlayacak personelde aranan öğrenim şartının örgün eğitim olması gerektiğinin açıkça ifade edildiğini,

c. Davacının eşitlik ilkesine aykırılık iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının ücret derecesinin belirlendiği toplu iş sözleşmesinin yalnızca İdarenin tasarrufunda olmadığını, davacı personelin üye olduğu sendika ile beraber hazırlandığını,

d. Savunma ve savunmaya dayanak olarak sunulan belgelerin dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Taraflar arasında, davacının eğitimine göre alması gereken derece konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 53. maddesi ile koruma altına alınan toplu iş sözleşmesi özerkliği, işçi ve işveren taraflarının karşılıklı anlaşarak aralarındaki ilişkiyi düzenleyen kuralları serbestçe koyabilmelerini ifade eder (Fevzi Şahlanan, Toplu İş Hukuku, İstanbul, 2020, s.307). Ne var ki, toplu iş sözleşmesi özerkliği de sınırsız değildir.

6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 33/5 hükmüne göre; "Toplu iş sözleşmeleri ve çerçeve sözleşmeler, Anayasaya ve kanunların emredici hükümlerine aykırı düzenlemeler içeremez." Buna göre toplu iş sözleşmesine iş sözleşmelerine ilişkin hükümler konulması mümkün ise de, konulacak hükümlerin kanunların emredici hükümlerine aykırı olamayacağı açıktır. Ancak burada sözü edilen kanunun emredici hükümlerini mutlak emredici hükümler olarak anlamak gerekir.

Anayasa'nın "X. Kanun önünde eşitlik" kenar başlıklı 10. maddesinin ilgili bölümü; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. ...” şeklindedir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Eşit davranma ilkesi" kenar başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında ise "(Ek: 6/2/2014-6518/57 md.) İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz." hükmüne yer verilmiştir. Kanun'un bu hükmü uyarınca işverenin ırk, etnik köken, cinsiyet, cinsel eğilim, dinî felsefi inanç, siyasal düşünce gibi durumlar bakımından işçiler arasında ayrım yapmaması mutlaktır.

Bunun dışında eşit davranma ilkesini düzenleyen 4857 sayılı Kanun'un 5. maddesinde, her durumda mutlak bir eşit davranma borcu düzenlenmiş değildir. Belli bazı durumlarda işverenin eşit davranma borcunun varlığından söz edilmiştir. İşverence, işçiler arasında farklı uygulamaya gidilmesi yönünden nesnel nedenlerin varlığı hâlinde eşit davranma borcuna aykırılıktan söz edilemez.

Somut olayda, Mahkemece, 27. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 21/b-(1)-(ç)-(II) hükmünün eşitlik ilkesine aykırı olduğu, devam mecburiyeti olsun ya da olmasın, fakültelerin Fizik, Kimya, Matematik, İstatistik, İşletme, İktisat (Ekonomi) bölümleri mezunlarının 22. ücret derecesinden işe alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç hatalıdır.

27. Dönem Toplu İş Sözleşmesiyle "En az 4 yıl eğitim süreli ve devam mecburiyeti olan fakültelerin Fizik, Kimya, Matematik, İstatistik, İşletme, İktisat(Ekonomi) bölümleri mezunları yirmiikinci ücret derecesinden işe alınırlar..." şeklinde düzenleme yapılarak devam mecburiyeti olan fakültelerden mezuniyet şartının getirilmesi toplu iş sözleşmesi özerkliği gereğince mümkündür. Somut olayda toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmü Anayasa'ya aykırı olmadığı gibi 4857 sayılı Kanun'da öngörülen mutlak ayrım yasaklarına da aykırı değildir.

Davacının toplu iş sözleşmesinin 21.maddesinde sayılan nitelikteki okullardan birinden mezun olmadığı sabit olup Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.