"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar... İnşaat Temizlik Nakliye Gıda Petrol San. Tic. Ltd. Şti., ... Yapı Tekstil Gıda Turizm Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve Denk ...Elektrik Yol Yapım ve Bakım Hizm. San. Tic. Ltd. Şti.nin (davalı Şirketler) oluşturduğu adi ortaklık ile müvekkilinin üyesi olduğu ..., İnşaat İşçileri Sendikası arasında toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri sırasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı karar ile toplu iş sözleşmesinin uygulanmaya başlandığını, davacının Sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacakların işverence hiç ödenmediğini iddia ederek yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, Sendikanın işçi adına dava açma yetkisinin araştırılması gerektiğini, İdarenin ihale makamı olduğunu, davacının rutin yol bakım ve onarım ile kar ve buz mücadelesi yapılması işine ait ihale kapsamında çalıştığını, ihalenin yapım ihalesi olduğunu, İdarenin ihale makamı olarak hak ediş ilanları ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, husumet itirazları bulunduğunu, ortak girişimi oluşturan Şirketler ile İdare arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından ve alacağa dayanak olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadıklarından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödeme yükümlükleri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Şirketler vekili; müvekkili Şirketlerin merkezi Diyarbakır’da olduğundan yetkili Mahkemenin Diyarbakır iş mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının ... işçisi olduğunu, davalı ... Müdürlüğün işçi temini ile davacıyı istihdam ettiğini, müvekkili Şirketlerin işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının çalıştığı işyerinin toplu iş sözleşmesi kapsamında kalmadığını, davacının Sendika üyeliğinin devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte sona erdiğinin tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen faiz türünü kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2023 tarihli kararı ile; davalı İdare ile diğer davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, davacının Sendika üyesi olduğu dikkate alındığında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı karar ile yürürlüğe konulan davalı Şirketler ile ... Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesine göre işçilik alacaklarına hak kazandığı, davalıların da ödenmeyen işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, arabuluculuk süreci dikkate alınarak hesaplamaların yapıldığı ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2023 tarihli kararı ile; davalı ... ile diğer davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının talebinin davalı alt işverenler ile ilgili Sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olması sebebiyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazandığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi uyarınca alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarından asıl işveren olan davalı ... Müdürlüğünün sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, hüküm altına alınan alacaklara işletilen faizin başlangıç tarihinin isabetli olduğu; diğer yandan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 22 nci maddesi dikkate alındığında davalı tarafça tüm seri dosyaların duruşmalarının aynı mahkemede, aynı gün yapıldığı ve aynı gün karara çıkarıldığı hususu ispat edilemediğinden davacı taraf lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin de yerinde olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.12.2023 tarihli ilâmı ile; 12.09.2019 tarihinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin 26 ncı maddesinin yemek yardımına ilişkin kısmında işyerinde yemek verilmediğinde, davacıya ödenecek yemek bedelinin Yüksek Hakem Kurulu karar tarihi olan 12.09.2019 tarihinden itibaren belirlenmesi gerektiği düzenlenmiş iken bu husus gözetilmeden yemek bedelinin 01.12.2018 tarihinden itibaren hesaplanmasının hatalı olduğu, davalı ... harçtan muaf olmasına rağmen bu husus dikkate alınmaksızın davalı Kurum aleyhine harca hükmedilmesinin yerinde olmadığı; ayrıca somut uyuşmazlıkta birden fazla davalı olmasına rağmen yargılama gideri (arabuluculuk gideri dâhil) ve vekâlet ücreti hususlarında davacı ve Hazine lehine hükmedilen miktarların "davalılardan tahsiline" karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak mahiyette "davalıdan" tahsiline karar verilmesinin de isabetsiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda kapsama alınan 17.04.2024 tarihli bilirkişi ek raporu uyarınca davacının yemek yardımına 12.09.2019 tarihinden itibaren hak kazandığı; ayrıca davalı Kurumun harçtan muaf olduğu ve hesaplanan yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davalılardan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili; İlk Derece Mahkemesince basit bir hesaplama ile yemek yardımı alacağı hesaplanabilecek iken dosyanın bilirkişiye gönderildiğini ve ek 1.500,00 TL'lik yargılama giderine hükmedildiğini, Mahkemeye dosyanın bilirkişiye gönderilmesinden ve ek ücret takdirinden vazgeçilmesi için 25.04.2024 tarihinde talepte bulunmalarına rağmen söz konusu beyanlarının dikkate alınmadığını, İlk Derece Mahkemesine sunulan beyan dilekçesinde yemek yardımının 2.375,00 TL olduğuna ilişkin resen hesaplama yaptıklarını, bu basit hesabın Mahkeme tarafından da yapılabilmesi mümkün iken Kurumun 1.500,00 TL bilirkişi ek raporu ücretinden sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ilk verilen kararda davalı Kurum aleyhine daha az vekâlet ücretine hükmedilmiş iken bozma sonrasında daha yüksek vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu; ayrıca davalı Kurumun ihale makamı olduğunu, işçinin sendika üyeliğine veya dayanışma aidatı ödediğine dair bildirimin işverene yapılmadığını, ücret farkı hesaplamasının hatalı yapıldığını, davaların seri dava olduğu hususu gözetilmeksizin davacı lehine fazla vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı vekilinin dosyaların farklı tarihlerde karara çıkmalarını sağlamak amacıyla farklı tarihlerde ıslah talebinde bulunduğunu, davacının hakkını kötüye kullandığını, bu yöndeki önceki temyiz taleplerini tekrarladıklarını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hak kazandığı yemek yardımı alacağının miktarı ile yargılama gideri, vekâlet ücreti ve harca ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266, 282, 283 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13 üncü maddesinin (j) bendi.
3. 03.08.2017 tarihli ve 30143 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bilirkişilik Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 5 inci maddesinin yedinci fıkrası, 56 ncı ve 57 nci maddeleri.
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 13 ve 22 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılamada, dosyanın 05.03.2024 tarihli tensip zaptı ile bilirkişiye gönderilmesine ve bilirkişiye ek rapor düzenlemesi karşılığında 1.500,00 TL ücrete hükmedilmesine karar verilmiştir. Hükme esas alınan ek bilirkişi raporu 24.04.2024 tarihinde davalı ... ve Genel Müdürlüğü vekilinin ... adresine tebliğ edilmiş olup davalı vekilince 25.04.2024 havale tarihli resen hesaplamalarını içerir beyan dilekçesi ile söz konusu rapora itiraz edilmiştir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 266 ncı maddesine; göre genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı paragrafında belirtilen Yönetmelik'in 5 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca da, aynı konuda bir kez rapor alınması esas olup rapordaki eksiklik veya belirsizliğin giderilmesi için ek rapor istenebilecektir.
Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesi kararı yemek yardımı alacağının 12.09.2019 tarihinden sonraki dönemle sınırlı olarak hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma kararının kapsamı ve bozmadan önceki yargılama sırasında düzenlenen kök bilirkişi raporu içeriği dikkate alındığında, yeniden ek rapor almayı gerektirir bir eksik hesaplama ya da belirsizlik söz konusu değildir. Davalı vekilinin de 25.04.2024 tarihli beyan dilekçesinde söz konusu hesaplamayı yaptığı hususu göz önünde bulundurulduğunda, İlk Derece Mahkemesince, bozmaya konu tek alacak kalemi olan yemek yardımı alacağının 12.09.2019 tarihinden sonraki dönemle sınırlı olarak resen hesaplanması mümkün iken dosyanın ek rapor için bilirkişiye gönderilmiş olması sonuca etkili olmamakla beraber eleştiri sebebi yapılmıştır.
4. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.