Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13440 E. 2024/15667 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, 696 sayılı KHK ile kadroya geçirildikten sonra ücretinin eksik ödendiği iddiasıyla açtığı alacak davasında, taleple bağlılık ilkesine uygun olarak hüküm verilip verilmediği ve derdestlik iddiasının incelenip incelenmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak, davacının talebiyle sınırlı bir şekilde fark ücret alacağının hesaplandığı, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yerinde görülmediği ve usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek 01.01.2019-01.10.2019 tarihleri arasındaki 9 aylık döneme ilişkin fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan davacının ücretinin kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesinin altıncı fıkrasında; geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin, anılan madde kapsamında yer alan idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacağının düzenlendiğini, bu çerçevede belirlenen ücrette indirimin veya hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacının 2018 yılı ücreti korunarak bu ücretin üzerine %4 oranında zam yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli ve 2020/683 Esas, 2021/838 Karar sayılı kararıyla; davalı tarafça davacının ücret değişikliğini içeren yazılı belgeye dosya kapsamında rastlanılmadığı, ücretin asgari ücretin oransal fazlası üzerinden ve ayrıca 01.01.2019 yılı itibarıyla %4 oranında zam uygulanarak ödenmesi gerektiği, bu esasa göre yapılan hesaplamayı içeren bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve hüküm vermeye elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ek kararıyla davalı vekilinin istinaf başvurusu kararının miktar itibarıyla kesinlik sebebiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ve 2022/553 Esas, 2022/2640 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece hükmedilen faiz oranının usul ve kanuna uygun olduğu, dava konusu yapılan ücret farkı talebine esas hizmet süresi 2019 yılı Ocak ve Ekim ayları arasındaki döneme ilişkin olduğundan dava ve ıslah tarihlerine göre talep edilen alacakların zamanaşımına uğramadığı, dosyada bulunan davacı işçi ile davalı Bakanlık arasında imzalanan iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, işçi ücretinin asgari ücretin belirli bir yüzde fazlası olacak şekilde ödeneceğinin düzenlendiği, tüm dosya kapsamına göre; davacının değişen alt işverenler işçisi olarak çalışmakta iken 696 sayılı KHK gereği 02.04.2018 tarihinde davalı Bakanlık nezdinde kadroya geçişinin yapıldığı ve hâlen çalışmakta olduğu, davalı Kurumun harçtan muaf olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına karar verildiği hâlde yargılama giderlerine ilişkin bentte davalı Bakanlığın harçtan sorumlu tutulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.10.2023 tarihli ve 2013/17343 Esas, 2023/14984 Karar sayılı ilâmıyla; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde açıkça 01.01.2019-01.10.2019 tarihleri arasındaki çıplak ücret farkının talep edildiği, ıslah dilekçesinde "ücret farkı" adı altında bilirkişi raporunda hesaplanan alacakların talep edildiği açıklanıp yeni bir alacak kalemi talep edildiğinin de ileri sürülmediği, dava ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak bilirkişi raporunda hesaplanan alacağa hükmedilmiş ise de somut uyuşmazlıkta davacının talebinin sadece fark ücret alacağı olduğundan fark ücret dışındaki, dava dilekçesinde talep edilmeyen diğer alacakları da kapsar şekilde yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmasının taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu, ayrıca davalı tarafça bildirilen dava dosyalarına ve derdestlik itirazına ilişkin araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmı doğrultusunda hükme esas alınan bilirkişi raporunda bordrolarda tahakkuk etmiş aylık çıplak brüt/net ücret ile tespit edilen ödenmesi gereken aylık çıplak brüt/net ücret dikkate alınarak yeniden yapılan hesaplamada tespit edilen fark ücret alacağının hüküm altına alınmasına ve davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacı taleplerine ilişkin olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 03.09.2018 tarihli ve 139440 sayılı görüş yazısında, kadroya alınan işçilerin mali haklarının bu işçilerin 01.01.2018 tarihi itibarıyla almakta oldukları ücret üzerinden tespit edileceğinin bildirildiğini, görüş çerçevesinde ödemeler yapıldığını, taleplerin mevcut yasal düzenleme karşısında kabul edilebilir olmadığını, kararın hukuk ve usule aykırı olduğunu, 696 sayılı KHK ile sürekli işçi statüsüne geçen personelin ücretlerinin, geçiş öncesinde ihale şartnamelerine göre hesaplandığı dönemde her çalışan için farklı oranlar belirlenerek asgari ücretin belirli oranda fazlası olarak tespit edildiği dilimler bulunduğunu, kadroya geçiş itibarıyla bu tutarın işçinin brüt ücreti olarak kabul edildiği ve taban ücreti olarak esas alındığını, daha sonra bu miktar üzerine yalnızca %4'lük toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulandığını savunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; taleple bağlılık kuralına uygun karar verilip verilmediğine, bu bağlamda fark ücret alacağının hesaplanmasına ve derdestlik oluşturan dava dosyalarının bulunup bulunmadığı ile bu dosyalara konu alacak kalemlerinin eldeki davaya konu taleple aynı olup olmadığı ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.