Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13441 E. 2025/45 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin sağlık sebepleriyle iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kanun yararına temyiz incelemesinin, hükmün hukuka uygunluğunu denetlemekle sınırlı olup maddi vakıa ve delil değerlendirmesini kapsamadığı gözetilerek, Adalet Bakanlığı'nın temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/362 E., 2023/91 K.

İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde;

müvekkilinin davalı işyerinde 19.06.2017-30.06.2021 tarihleri

arasında satış elamanı olarak çalıştığını, skolyoz hastalığına yakalandığını, hastalığından dolayı davalı

işyerindeki görevlerini yerine getiremez hale geldiğini, çalışmaya devam ederken zorunlu olarak fizik tedaviye gitmeye çalıştığını, ihtarnameye rağmen

kıdem tazminatının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde;

davacının 30.06.2021 tarihinde kendi el yazısı ile sunduğu

istifa dilekçesiyle kendi iradesi ile işine son verdiğini, davacının 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 24/I-(a) hükmünde yazılı sağlık sebeplerine dayalı fesih koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işveren tarafından dosyaya sunulan davacının 30.06.2021 tarihli dilekçesinin "19.06.2017 tarihinde iş

başı yaptığım Kağan Parfümeri’den 30.06.2021 tarihinde işten ayrılıyorum. Sağlık sebeplerinden dolayı, tedavimim

devamı için işten ayrılıyorum. Hiçbir alacağım kalmamıştır. Gereğinin yapılmasını arz ederim." şeklinde olduğu, davacı tarafından davalı işverene gönderilen ihtarnamede davacının iş sözleşmesinin sağlık sorunları

nedeniyle 30.06.2021 tarihi itibarıyla haklı nedenle feshine bağlı olarak kıdem tazminatının hesaplanarak ödenmesinin ihtar edildiği, 4857 sayılı Kanun'un 24/I-(a) hükmünde; iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir

sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshedebileceğinin düzenlendiği, davacının işe başladığında rahatsızlığının olmadığı, çalışma şartlarından kaynaklı olarak rahatsızlandığı, feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından hükmün istinaf edilmesi üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 06.09.2023 tarihli kararı ile; başvurunun miktardan reddine karar verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz isteminde;

1. Davacının hastalığına dair tanının bulunduğu Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesine ait 18.04.2022 tarihli sağlık kurulu raporundan başka delil bulunmadığını, hükme esas alınan sağlık raporunun davacının çalışma alanı ve işin niteliği gözönüne alınarak hazırlanmadığını ve rahatsızlığın işin devamı halinde sağlık ve yaşayış için tehlike arz edip etmeyeceği hususunu kapsamadığını,

2. Mahkemece 4857 sayılı Kanun'un 24/I-(a) hükmündeki koşulların işçi yönünden oluşup oluşmadığı, buna göre iş sözleşmesinin sona ermesinde zorunluluk bulunup bulunmadığı yönünden sağlık raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, Mahkemenin maddi vakıalar ile davanın ispatına yönelik değerlendirmesinin yürürlükteki hukuka aykırılık bağlamında kanun yararına temyiz incelemesine tabi tutulup tutulamayacağı noktasındadır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363/1 hükmü şöyledir:

"İlk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur."

Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363/2 hükmü uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

6100 sayılı Kanun'un "Bozma sebepleri" kenar başlıklı 371. maddesi şöyledir:

"(1) Yargıtay, aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı gerekçe göstererek temyiz olunan kararı kısmen veya tamamen bozar:

a) Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması.

b) Dava şartlarına aykırılık bulunması.

c) Taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi.

ç) Karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması."

6100 sayılı Kanun'un 363/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur. 6100 sayılı Kanun'un 363. maddesinin gerekçesinde de karar verilirken yürürlükteki hukukun yanlış uygulanmasının her an için söz konusu olabileceği, kanun yararına temyizin, yanlışlık tespit edilip daha sonra benzer işlemlerden kaçınmak için kabul edilen bir sistem olduğu, Yargıtayın yaptığı incelemede uygulamanın yanlış olduğu sonucuna ulaşırsa kararı kanun yararına bozacağı ifade edilmiştir.

Temyiz yolu ise olağan kanun yollarından birisidir. Bozma sebepleri, 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması, dava şartlarına aykırılık bulunması, taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi ve karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikler bulunmasıdır. Temyiz yolunda, hüküm mahkemesinin kararı sadece hukuka uygunluk bakımından inceleme konusu yapılır. Madde gerekçesinde bu husus, "Temyiz incelemesini, istinaf incelemesinden ayıran temel özellik, temyiz incelemesinin usul hukuku veya maddî hukuk yönünden incelemeyi gerektirmesi, maddi vakıaların denetimi ile delil değerlendirmesine girmemesidir. Maddede bu hukuki denetimin hangi sebeplerle yapılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bugüne kadar istinaf yolunun olmamasından dolayı zaman zaman Yargıtay maddi vakıalara ve delil değerlendirmesine de girmek zorunda kalabilmekteydi, istinafla birlikte artık bu ihtiyaç ortadan kalkmış ve Yargıtay tamamen bir hukuki denetim ve içtihat mercii olmuştur." şeklinde vurgulanmıştır.

Belirtilen bu yasal düzenlemeler ve 6100 sayılı Kanun döneminde temyiz yolu ile ilgili özellikler dikkate alındığında, kanun yararına temyiz ile temyiz yolu arasında bir ayrım yapılması gerekmektedir. Kanun yararına temyiz başvurusunda, başvuru konusu kararın sadece yürürlükteki hukuka aykırı olup olmadığı denetlenir. Bu denetim ise, temyiz incelemesinin aksine, kanun yararına temyizde görece sınırlı bir inceleme yapılmasını gerektirir. Kanun yararına temyize ilişkin madde gerekçesinde de belirtildiği gibi yürürlükteki hukukun yanlış uygulanması söz konusu olduğunda, kararın kanun yararına bozulması gerekir.

Somut uyuşmazlıkta Mahkemece; davacı işçi hakkında Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesi tarafından düzenlenen rapor ve dosya kapsamı dikkate alınarak, davacının sağlık sebebi ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatladığı ve buna göre kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmiştir.

Kanun yararına bozma isteğine konu husus, Mahkemenin maddi vakıalar ile davanın ispatına yönelik değerlendirmelerine ilişkindir. Kanun koyucunun temyiz yolunda dahi Yargıtayca maddi vakıaların denetimi ile delil değerlendirmesine girilmemesi gerektiği yönündeki madde gerekçesi dikkate alındığında; kanun yararına temyizde bu tür bir değerlendirmenin yapılmaması gerekir. Bu bakımdan kanun yararına temyize konu kararın yürürlükteki hukuka aykırı olması, bir diğer ifade ile yürürlükteki hukukun yanlış uygulanması noktasında bir sonuca varılması mümkün değildir. Belirtilen sebeple, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteğinin reddi gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının hükmün kanun yararına bozulması talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.