Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13571 E. 2024/16126 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşyeri devri sonrasında alt işveren değişikliği sebebiyle işten çıkarılan işçinin kıdem tazminatı alacağının devreden asıl işverenden talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, işçinin işten çıkış tarihinin işyeri devri tarihi değil, alt işveren tarafından iş akdinin feshedildiği tarih olduğunu, bu nedenle devreden asıl işverenin kıdem tazminatından sorumlu olduğunu ve bozmaya uygun olarak hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağında hukuki isabetsizlik bulunmadığını gözeterek yerel mahkeme kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... AŞ'ye (...) bağlı ...A Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde alt işveren bünyesinde 02.02.2008-12.12.2020 tarihleri arasında yemekhane personeli olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesine rağmen kıdem tazminatı ödenmediğini, davalı işverenin işyerini 30.11.2018 tarihinde devrettiğini, kıdem tazminatının hesaplanmasında devir tarihinin esas alınmasını talep ettiğini, davalı işyerinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karar altına alınan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını, davacı asılın toplu iş sözleşmesinin tarafı Sendikanın üyesi olduğu, fesihten itibaren 40 günden fazla bir zaman geçtikten sonra davacının yeniden çalışmaya başlatıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ...A Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde çeşitli yüklenici firmalarda yemekhane bölümünde garson olarak çalıştığını, ...A Termik Santrali İşletme Müdürlüğünün 30.11.2018 tarihinde ... Holding bünyesindeki ...Elektrik Üretim AŞ'ye devredildiğini, davacının devirden sonra da aynı yerde çalışmaya devam ettiğini, 30.11.2018 tarihinden sonraki çalışmalarından müvekkili Kurumun sorumlu olmadığını, 30.11.2018 tarihine kadar olan kısımdan da yüklenici firmaların sorumlu olduğunu, davacının 30.12.2004 tarihinden önceki çalışmalarının zamanaşımına uğradığını, davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili Kurum ile davacı arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının çalışmış olduğu yüklenici firmalar ile müvekkili Kurum arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, davacı taraf ile çalışmış olduğu firmalar arasındaki sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli kararı ile; davacının ...'tan alınan iş kapsamında (devirden sonra dava dışı ...Elektrik Üretim AŞ'de) değişik alt işverenlere bağlı olarak aralıksız ve sürekli olarak çalışması nedeniyle somut olayda işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerektiği, bu durumda değişen alt işverenlerin işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını da devralmış sayılacağı, dosya arasında yeni gelen alt işveren tarafından davacıya yapılan bir fesih bildirimi bulunmadığı gibi davacının ihaleyi alan yeni şirkette çalışmaya başladığı, işyeri devrinin işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle fesih imkânı tanımadığı ve işyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 15.12.2022 tarihli kararı ile; davacı asılın, davalı Kurum bünyesindeki ...A Termik Santrali Takip Koordinasyon ve İşletme Müdürlüğünde (eski ...A Termik Santrali İşletme Müdürlüğü) 01.12.2018 tarihine kadar yüklenici firmalarda güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, ...A Termik Santrali İşletme Müdürlüğünün 01.12.2018 tarihi itibarıyla ... Holding bünyesindeki ...Elektrik Üretim AŞ unvanlı firmaya devredildiği, davacının devirden sonra da aynı yerde çalışmaya devam ettiği, İlk Derece Mahkemesince dinlenen tanıkların da özelleştirmeden sonra çalıştıkları alt işveren firmanın değiştiğini, kendilerinin ... AŞ çalışanı olarak çalışmaya devam ettiklerini ve hâlen de aynı yerde hizmetlerinin devam ettiğini beyan ettikleri, davacının iş sözleşmesinin fiilen devam ettiği, devir tarihinden sonra kayıtlar üzerinde giriş çıkış işlemleri yapılarak bu nedenle kısa bir süre boşluk bulunmasının iş sözleşmesinin feshi anlamına gelmediği dikkate alınarak davacının feshe bağlı kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 11.07.2023 tarihli kararı ile; davacının kıdem tazminatı talep edip edemeyeceğinin, özelleştirme sonucu işyeri devrinin gerçekleştiği 30.11.2018 tarihi dikkate alınarak değil, alt işveren Işık ... Ltd. Şti.'nin davacının işten çıkışını yaptığı 12.12.2020 tarihine göre belirlenmesi gerektiği, davacının, 12.12.2020 tarihinde işten çıkışının yapılması üzerine arabulucuya başvurduğu ve davacının feshe bağlı alacakları ve hatta işe başlatmama tazminatının ...Elektrik Üretim AŞ tarafından 30.11.2018-13.12.2020 tarihleri arasındaki dönem için kabul edilerek ödendiği, davacının 25.01.2021 tarihinde başka bir şirkette çalışmaya başladığı, davacının, yeni bir iş sözleşmesi ile çalışmaya başladığının kabulü gerektiği, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlamasının, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmadığı, İlk Derece Mahkemesince, 30.11.2018 tarihine kadar ...'ın işyerinde hizmet alım sözleşmeleri ile iş alan alt işverenlerdeki davacı çalışmaları tespit edilerek ve davalı ...'taki kıdem tazminatına esas hizmet süresi ile 30.11.2018 tarihi itibarıyla davacının aldığı tazminata esas ücreti belirlenerek sonucuna göre kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma kararı doğrultusunda, davalı Kurumun devreden asıl işveren olarak kıdem tazminatından sorumluluğunun bulunduğu, davacı işçinin devir tarihini esas alarak kıdem tazminatını davalıdan talep edebileceği, davacı işçinin toplu iş sözleşmesi tarafı Sendika üyesi olduğu, bu sebeple kıdem tazminatının hesaplanması esnasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan toplu iş sözleşmesinin dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığı, Yargıtay kararına uyulmak suretiyle ve usulüne uygun hazırlanmış, denetime elverişli bilirkişi raporu ile davacının alacağının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; daha önce hüküm altına alınan miktarın kesinlik sınırının altında kalmasına rağmen davacının temyizinin incelendiğini, dosyada tek başına davalı konumunda olan devreden işveren müvekkili Kurumdan devirden sonra, işçinin işten ne şekilde ayrıldığını ispat etmesinin beklenemeyeceğini, devralan ...Elektrik Üretim ve Tic. AŞ tarafından işçiye kıdem tazminatının tümünün ödenmediğini, muvazaalı bir şekilde işçilerin işten çıkarıldığı ve Yargıtay kararlarına karşı hile yapılarak makul süreyi doldurmaya çalıştıktan sonra tekrar işe alındıklarını, bu nedenle gerçek bir fesih ve makul süre aşımından bahsedilemeyeceğinden kıdem tazminatı şartlarının oluşmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kıdem tazminatı alacağının bozmaya uygun hüküm altına alınıp alınmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un 2 ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.