Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13585 E. 2024/16397 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işverenin, davacının kıdem tazminatını taksitli ödemeyi kabul ettiğine dair bir anlaşma olup olmadığı ve davalı tarafından ödenmeyen kıdem tazminatı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin, kıdem tazminatının taksitlendirilmesi konusunda davacı ile bir anlaşma yaptığını ispatlayamaması ve takip konusu alacağın likit nitelikte olması gözetilerek, yerel mahkemenin davacı lehine itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmettiği kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı işverenin müvekkilinin iş sözleşmesinin sona erdirilmesi aşamasında kıdem tazminatının 12 taksitte ödeneceğini belirterek kıdem tazminatına ilişkin bordro düzenlediğini, ilk taksitin ödendiğini ancak diğer taksitlerin ödenmediğini, İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün 2023/7549 Esas sayılı dosyasıyla bakiye kıdem tazminatı için icra takibi başlatıldığını ve davalı işverence itiraz edildiğini, davacı ve onlarca çalışanın kıdem tazminatının 12 taksit şeklinde ve faizsiz olarak ödenmesini kabul etmediğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile birlikte erken emeklilik şartlarını taşıyan 137 işçinin eş zamanlı olarak emeklilik talebinde bulunduğunu, toplam kıdem tazminatı hak edişlerinin öngörülebilir olmadığından bir anda ödenmesinin mümkün olmadığını, çalışanların 12 taksitle ödeme teklifini kabul ettiğini ve ilk taksitin ödendiğini ancak davacının da aralarında bulunduğu bir kısım işçinin anlaşmaya aykırı olarak icra takibi başlatmaları sebebiyle takibe itiraz ettiklerini, takibe konu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığı noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, davalı işveren tarafından düzenlenen bordroda tahakkuk ettirilen kıdem tazminatının taksitli ödenip ödenmemesi konusunda ihtilaf bulunduğu, davacı işçi ile kıdem tazminatının 12 taksit hâlinde ödenmesi hususunda anlaşma yapıldığı yönünde yazılı herhangi bir bilgi, belge ve delil sunulmadığı ve alacak likit olduğundan davacı lehine icra ve inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının, müvekkili Şirket ile arasındaki anlaşma şartlarına uymadığını, davacının da aralarında bulunduğu işçilerin kıdem tazminatının 12 taksit hâlinde ödenmesi teklifini kabul ettiğini ve ilk taksitin ödendiğini, takibe konu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hükme esas alınmaması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; icra takibinin, davalı işveren tarafından düzenlenen bordro ve ibranamede belirtilen 501.171,46 TL kıdem tazminatından yine davalı işveren tarafından ödemesi yapılan yapılan 41.764,29 TL kıdem tazminatı mahsup edilerek 459.407,17 TL asıl alacak üzerinden yapıldığı, takip konusu alacağın işverence belirlenebilir ve likit olduğu, İlk Derece Mahkemesince asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu kıdem tazminatının ödenmesi hususunda taraflar arasında bir anlaşma bulunup bulunmadığı ve buna göre itirazın iptaline karar verilip verilemeyeceği ile icra inkar tazminatı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.