"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı ... (...) Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının asıl işveren ... Genel Müdürlüğü nezdinde ... Barajı ... Projesi kapsamında jeoloji mühendisi ünvanı ile 01.11.2012-30.10.2014 tarihleri arasında belirli süreli iş sözleşmesi kapsamında çalıştığını, işten haksız olarak çıkartıldığını, aylık 12.500,00 İsviçre Frangı ücret aldığını, çalışma izni alınabilmesi için davalı ile 18.10.2012 tarihli başka bir sözleşme daha imzalandığını, sözleşmenin ... Genel Müdürlüğünün talebi doğrultusunda haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma, yıllık ücretl, izin, bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalılardan ...Ltd. Şti. hakkındaki dava, tefrik edilerek Mahkemenin 2015/298 Esasına kaydedildikten sonra verilen yetkisizlik kararı ve bu kararın temyizi üzerine bozulmasından sonra, bu dava dosyası ile birleştirilmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; husumet, yetki ve görev itirazları ile zamanaşımı def'inde bulunarak davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ve davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, İdarenin ihaleleri personel istihdamı için değil hizmet alımı amacıyla yaptığını, müvekkili İdareye husumet yöneltilemeyeceğini, diğer davalılar ile asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Limited Şirketi - Türkiye Şubesi vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazinda bulunup yetkili mahkemelerin Baden İsviçre mahkemeleri olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının iş sözleşmesinin mevzuata uygun olarak sona erdirildiğini, alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Birleşen dosya davalısı AF Consult İsviçre vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazinda bulunup yetkili Mahkemenin Baden İsviçre Mahkemeleri olduğunu, aradaki ilişkinin vekâlet sözleşmesine dayandığını, davacının işvereni ibra ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2021 tarihli ve 2014/732 Esas, 2021/11 Karar sayılı kararı ile; davacının ilk önce İsviçre merkezli davalı alt işveren yabancı Şirket ile 18.10.2012 tarihinde temel anlaşmasını yaptığı ve sözleşmede süre belirtilmediği, daha sonra davacı ile davalı Şirketin Ankara Şubesi arasında 01.12.2012 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin imzalandığı ve bu sözleşmeye göre çalışmış olduğunun tespitiyle, sözleşmeler ve yaptığı işin niteliği de dikkate alınarak davacının 01.11.2012 -20.12.2013 tarihleri arasında 1 yıl 1 ay 20 gün belirsiz süreli iş sözleşmesi ile davalı alt işveren işçisi olarak davalı asıl işveren ... Genel Müdürlüğünün baraj yapım işinde çalıştığı, ... Barajı ve ... projesinde davalı ... Genel Müdürlüğünün asıl işveren diğer davalı Şirket ... Ltd. Şti. ve Ankara Şubesinin alt işveren olduğu ve davalıların davaya konu alacak kalemlerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacının çalışma izin belgesinde ve bordrolardaki ücretinin 6.150,00 TL olduğu, iş sözleşmesinin davalı asıl işverenin talebi üzerine davalı alt işveren Şirket tarafından davacının performans düşüklüğü gerekçesiyle feshedildiği ancak fesih sebebi ispat edilemediğinden iş sözleşmesinin davalı alt işveren yabancı Şirket tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğinin kabul edildiği, davacı vekili tarafından her ne kadar iş sözleşmesinin belirli süreli olduğu iddiasıyla sözleşmenin sona erme süresinden önce davalı alt işveren tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasıyla bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat ve haksız fesih tazminatı talep edilmişse de, davacı ile davalı alt işveren Şirketin Ankara Şubesi arasında yapılan belirsiz süreli iş sözleşmesinin varlığı ve yapılan işin niteliği gereği iş sözleşmesinin belirsiz süreli olarak kabul edildiği, bu durumda haksız fesih tazminatı ve bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat söz konusu olmasa da, davanın 2014 tarihli olması ve usul ekonomisi de dikkate alınarak dava dilekçesinin tavsifi hâkime aittir kuralı gereği davacının bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebi ihbar tazminatı talebi olarak, haksız fesih tazminatı talebi de kıdem tazminatı olarak görülmek suretiyle kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ile kullandırıldığı ispat edilemeyen yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
2. Hükmün davacı vekili ve davalılardan ... Genel Müdürlüğü tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2022 tarihli kararı ile; fizikî dosyadaki gerekçeli karar ile UYAP ile oluşturulan elektronik ortamdaki kararın gerekçesinin ve hüküm kısımlarının birbiri ile uyumlu olmadığı, bu durumun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 298 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 445 inci maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'e aykırı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2023 tarihli kararı ile; Mahkemece yapılan kontrolde dosyadaki fizikî gerekçeli karar ile UYAP ile oluşturulan elektronik ortamdaki gerekçeli kararın bire bir aynı olup bir farklılık bulunmadığı gerekçesiyle aynı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin 08.06.2023 tarihli kararı ile; davacının önce İsviçre merkezli davalı alt işveren yabancı Şirket ile 18.10.2012 tarihinde temel anlaşmasını yaptığı, sözleşmede süre ve çalışılacak ülkenin belirtilmediği, bu nedenle davacının ayrı bir sözleşme akdedilerek Türkiye'de geçirdiği hizmet süresi yönünden hesaplamaların bu ilk sözleşmede kararlaştırılan 12.500,00 İsviçre Frangı üzerinden yapılamayacağı, daha sonra davacı ile davalı Şirketin Ankara Şubesi arasında 01.12.2012 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığı ve davacının Türkiye'de bu sözleşmeye göre davalı ... Genel Müdürlüğü asıl işverenliği ve davalıların alt işverenliği nezdinde çalışmaya başladığı, bu sözleşmede davacının ücretinin aylık 2.970,00 TL olarak belirlendiği ancak davacının jeoloji mühendisi olması ve yabancı uyruklu olup Türkiye'ye çalışmaya geliyor olması nazara alındığında bu ücretin çok düşük kaldığı, Mahkemece "... davacıya ait çalışma izin belgesinde aylık ücretin 6.150,00 TL belirtilmiş olması ve Temmuz 2013 ve Ocak 2014 tarihlerine ait ücret bordrolarında davacının ücretinin aylık brüt 6.150,00 TL olarak gösterilmiş olması karşısında, davacının yaptığı iş, tecrübesi ve yabancı uyruklu olup yurtdışından çalışmak için Türkiye’ye gelmiş olması hep birlikte değerlendirildiğinde davacının aylık brüt 6.150,00 TL ücretle çalıştığı..." kabul edilerek sonuca gidilmesinin mevcut delil durumu ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, iş sözleşmesinin belirli süreli olmadığı, zira belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşulların bulunmadığı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı ile davalı ... Genel Müdürlüğü vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 10.01.2024 tarihli bozma kararı ile; 18.10.2012 tarihinde davacı ile davalı ... Ltd. Şti arasında imzalanan temel sözleşmenin belirsiz süreli olduğu, sözleşmedeki hizmet alanının projenin yürütüldüğü ülke olacağı, projeler için özel atama yapılacağı hususunun uyuşmazlık dışı olup taraflar arasında bu sözleşmeye istinaden ve sözleşmeye ek olarak "Özel Atama No: 1" başlıklı 01.11.2012-30.10.2014 dönemini kapsayan belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığı, davacının 2 yıl süreyle ... Barajı ve ... şantiye sahasında çalışması noktasında anlaşmaya varıldığı, diğer taraftan işverence yapılan fesih bildiriminde, söz konusu belirli süreli iş sözleşmesinin 08.01.2014 tarihi itibarıyla sona erdirildiği, feshedilen sözleşmenin "Özel Atama No: 1" sözleşmesi olduğu ve temel sözleşmenin geçerliliğini sürdürdüğünün açıkça bildirildiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer verilen (ücretin aylık 2.970,00 TL olarak belirlendiği) sözleşme, çalışma belgesinin alınması için yapıldığından ve fesih bildiriminde açıkça temel sözleşmenin değil "Özel Atama No:1" sözleşmesinin feshedildiği belirtildiğinden, somut olayda anılan sözleşmeye göre bir sonuca varılmasının mümkün olmadığı, bu hususlar çerçevesinde somut olay değerlendirilecek olursa belirli süreli sözleşme olarak düzenlenen "Özel Atama No:1" sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu hususu davalı tarafça ileri sürülemeyeceği gibi objektif neden bulunup bulunmadığı hususunda Mahkemece de resen değerlendirme yapılamayacağı, belirli süreli iş sözleşmelerinin feshinde ihbar öneli söz konusu olmadığından ihbar tazminatına hükmedilmesinin de söz konusu olmadığı, diğer taraftan dosya içeriğine göre feshin haklı sebebe dayandığının işverence ispatlanamadığı, fesih tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi uyarınca, davacının bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat isteğinin indirim hususu da değerlendirilmek suretiyle hüküm altına alınması gerekirken Mahkemece hatalı hukuki değerlendirme yapılarak bakiye süre ücretinin ihbar tazminatı olarak nitelendirilmesi ve davacının talebi de bulunmamasına rağmen ihbar tazminatının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, haksız fesih tazminatı yönünden ise taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesine 10 ay 20 gün kaldığı, dosya kapsamında fesih sebebi, işçinin kişilik haklarının zedelenip zedelenmediğine yönelik delil veya tanık beyanı bulunmadığı, mevcut delil durumu dikkate alındığında davacının 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan tazminata hak kazanamadığı ve söz konu talebin reddi gerektiği ayrıca davacının kıdem tazminatı talebi bulunmadığı hâlde, davalı Şirket ile davacı arasındaki sözleşmenin belirsiz süreli sözleşme olduğu ve hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu gerekçesiyle haksız fesih tazminatı talebinin kıdem tazminatı olarak kabulüne karar verilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyulduğu belirtilerek feshin haklı sebebe dayandığının işverence ispatlanamadığı, sözleşmenin yapıldığı ve fesih tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi uyarınca, davacının bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebinin 20.12.2013-31.10.2014 döneminde iş bulamamış olmasının bilerek gelir elde etmekten kaçınmak olarak nitelendirilerek %5 indirim yapılmak suretiyle hüküm altına alındığı, haksız fesih tazminatı yönünden ise taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesine 10 ay 11 gün kaldığı dosya kapsamında fesih sebebi, işçinin kişilik haklarının zedelenip zedelenmediğine yönelik delil veya tanık beyanı bulunmadığı, mevcut delil durumu dikkate alındığında davacının 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan tazminata hak kazanamadığı ve söz konu talebin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu, davacının aylık ücreti 12.500,00 İsviçre Frangı olduğundan bu ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, fazla çalışma ücreti ve haksız fesih tazminatının reddinin hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili; İdare ile davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının Konsorsiyuma bağlı olarak çalıştığını ve ... Genel Müdürlüğü çalışanı olmadığını, İdarenin ihaleleri personel istihdamı için değil hizmet alımı amacıyla yaptığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, ihale makamı olduklarından 3 aylık ücret dışında sorumlulukları bulunmadığını, hükmedilen alacakların bu kapsamda bulunmadığını, ücretin hatalı belirlendiğini, faiz türünün hatalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat, haksız fesih tazminatı ve aylık ücret miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.