"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili işçinin 2001-2016 yılları arasında davalı işyerinin yurt dışı şantiyelerinde duvar ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, hak ve alacaklarının ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inin olduğunu, davacı işçinin 2001-2016 yılları arasında kesintili sürelerle çalıştığını, iş sözleşmesine proje bitimi nedeniyle 07.03.2016 tarihli bildirim ile 02.05.2016 tarihinde son verildiğini, ayrıca davacının banka hesabına 2.010,00 USD kıdem tazminatı ve 376 USD iş arama izni ücreti ödendiğini, kesintili çalışmalarının bir kısmının 1 tam yılı doldurmadığını, tüm bu nedenlerle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, ayrıca varsa fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının kendisine bordro mukabilinde ödendiğini, yıllık izinlerinin kullandırıldığını, herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından iş bitimi gerekçesi ile feshedildiğinin anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, fazla çalışma karşılıklarının ödendiğini, aksinin yazılı delil ile ispatlanamdığı, bakiye izin alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Talep konusu hak ve alacakların zamanaşımına uğradığını,
2. Kararın yeterince gerekçelendirilmediğini,
3.Davacının çalışmalarının birleştirilemeyeceği, gerek her bir çalışması gerekse tamamı yönünden tazminata hak kazanmadığını,
4. Ücretinin hatalı tespit edildiğini,
5. Davacının yemek ve barınma ücretinin hatalı belirlendiğini,
6. Eksik inceleme ile fahiş miktarda yıllık izin alacağına hükmedildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, tazminata esas hizmet süresinin doğru belirlenip belirlenmediğine, iş sözleşmesinin türüne ve fesih sebebine göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığına, yıllık ücretli izin alacağının doğru belirlenip belirlenmediği ile kabul edilen ücretin ve giydirilmiş ücretin doğru olup olmadığına ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi hâlinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 50. maddesi doğrultusunda yıllık ücretli izinler, 4857 sayılı Kanun'un 53 vd. maddeleri ile bu Kanun'un 60. maddesine dayanılarak çıkarılmış bulunan 03.03.2004 tarihli Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde düzenlenmiştir.
Yıllık izinlerin kullandırılmadığına ilişkin açılan alacak davalarında yıllık ücretli izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükünün işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer belge ile kanıtlaması gerekmektedir. İşveren işçinin yıllık iznini kullandığını tanık ifadeleri ile kanıtlayamaz.
Somut uyuşmazlıkta, davacı yıllık izinlerini kullanmadığını ve izin ücretini de almadığını ileri sürerken davalı davacının yıllık izin ücret alacağının bulunmadığını ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdemine göre 167 gün yıllık ücretli izni bulunduğu belirlenerek izin ücreti hesaplanmış, Mahkemece ıslah dilekçesindeki kabul de dikkate alınmak suretiyle 20 gün izin karşılığı 630,00 USD'nin mahsubu suretiyle yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Oysa dosyaya ibraz edilen yıllık izin formundan davacının 27.10.2011-26.11.2011 tarihleri arasında izinde olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda bu tarihler yerine, gümrük kayıtlarına göre davacının 27.10.2011-16.11.2011 tarihlerinde Türkiye'de olduğu gerekçesiyle izin bitiş tarihi olarak 16.11.2011 tarihinin esas alınması yerinde değildir. Yine dosyada mevcut imzasız 2014/Mart bordrosunda 13 günlük izin karşılığı olarak 390,00 USD ödeme gösterilmiştir. Bu konuda davacının beyanı alınmadan ve herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın sonuca gidilmesi de isabetsizdir. Netice itibarıyla eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde bakiye yıllık ücretli izin alacağına hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3. Dairemizce temyiz incelemesi yapılan emsal nitelikteki dosyalarda davalının yurt dışındaki şantiyelerinde çalışan işçilere aylık 150,00 USD yemek ve barınma yardımı yapıldığı kabul edilmiştir. Mahkemece somut uyuşmazlıkta yemek ve barınma gideri miktarının 150,00 USD yerine 200,00 USD olarak kabul edilmesi de doğru bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.