Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14101 E. 2025/1347 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki mevsimlik işçi statüsünde geçen sürelerin derece ve kademe tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı ve buna bağlı olarak ücret, yıpranma primi, ilave tediye ve ikramiye farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usule aykırı olduğu iddiasına rağmen, Yargıtay’ın önceki kararlarında benzer davalarda belirsiz alacak davası açılmasına olanak tanındığı ve bu davada da tarafların sunduğu deliller ve hukuki durum değerlendirilerek yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2001 yılına kadar geçici mevsimlik işçi statüsünde ... Köy Hizmetleri Müdürlüğünde çalıştığını, işe başladığı tarihten itibaren ... Sendikasına üye olduğunu, 2001 yılında daimi işçi statüsüne geçirildiğini ancak kadrolu işçi statüsüne geçirilirken geçici işçilikte geçen kıdeminin dikkate alınmadığını, müvekkilinin çalıştığı tüm süre boyunca iş makinesi şoförü olarak çalışmış olmasına rağmen farklı işçi kadrosunda gösterildiğini, bu durumun da müvekkilinin derece ve kademesinin yanlış belirlenmesine sebebiyet verdiğini, 2005 yılında Köy Hizmetleri Müdürlüğünün lağvedilmesi ile tüm hak ve alacaklarının ... İl Özel İdaresine devredildiğini, geçici işçilikten daimi statüye geçerken önceki hizmetleri dikkate alınarak intibak yapılması gerekirken bu şekilde uygulama yapılmaması sebebiyle emsal işçilere göre eksik ücret aldığını, bu durumun adalet ve eşit davranma ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek davacının kadrolu işçi statüsünde intibak işlemlerinin yanlış olduğunun ve çalıştığı süre boyunca iş makinesi şoförü olarak çalıştığının tespiti ile olması gereken derece ve kademesi belirlenerek ücret, yıpranma primi, ilave tediye ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının ... Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde mevsimlik işçi olarak çalışmakta iken 28.10.2000 tarihinde imzalanan protokol kapsamında kadroya geçirildiğini, protokolde mevsimlik işçilikte geçen hizmetlerin intibaklarında değerlendirileceğine ilişkin hüküm bulunmadığından değerlendirme yapılmadığını, davacının kadroya geçmeden önceki hizmetlerinin derece ve kademesinde değerlendirilerek intibak işlemi yapıldığını ve davacıya fark ücretlerinin ödendiğini, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının 02.02.2001 tarihi itibarıyla distribütör operatörü kadrosuna atandığını ve o tarihten itibaren bu kadroda görev yaptığını, işçilerin bağlı bulundukları toplu iş sözleşmesi gereği kendi kadroları uhdelerinde kalmak üzere, ihtiyaç duyulan ve kendi pozisyonuna eş değer veya pozisyonundan bir üst pozisyonlarda sürekli olarak görevlendirme ile çalıştırıldıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının çalıştığı hizmet süresine göre mevsimlik işçi statüsünden ... Köy Hizmetleri Müdürlüğünde daimi/kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla birlikte geçirilmesi sırasında intibakın yanlış olduğu gerekçesiyle davacının dava tarihi itibarıyla 15. derecenin 28. kademesinde olduğunun tespitine, davacının ilk çalışmaya başladığı andan itibaren iş makinesi şoförü olarak görev yaptığına yönelik tespit talebinin reddine ve intibakının hatalı yapılması nedeniyle doğan fark alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 22.11.2023 tarihli kararları ile Kurum kayıtları üzerinden ve belgeye dayalı fiilî görevlendirmelere göre yapılan tespite rağmen davacının başlangıçtan itibaren iş makinesi şoförü olarak çalıştığının tespitine karar verilmesinin hatalı olduğu, arabuluculuk son tutanağı ile dava tarihi arasını kapsayan döneme ait alacaklar için dava şartının gerçekleşmediğinin gözetilmemesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı, kaldırma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak verilen kararın isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının asıl kadrosu ve fiilen görevlendirme evrakına göre işçinin fiilen çalıştığı pozisyonun görevlendirme sayılmayıp kendi kadrosu gibi hesap yapılmasının hatalı olduğunu,

2. Davacının fiilen görevlendirme ile çalıştığı ünvana karşılık gelen tüm ödemelerin yapıldığını,

3. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını,

4. Davacının kadroya geçtiği tarihe kadar mevsimlik olarak çalıştığı dönemin tamamı ve toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak yeni derece ve kademesinin tespit edildiğini ve buna göre davacıya ödeme yapıldığını,

5. Dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını,

6. Davacının alacağının bulunmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davacının davalı nezdinde daimi kadroya alınmadan önceki mevsimlik işçi statüsünde geçen sürelerin derece ve kademesin tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı ve buna göre derece ve kademesinin tespiti ile davaya konu ücret, yıpranma primi, ilave tediye ve ikramiye farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı ve varsa hesaplanmasına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Somut uyuşmazlıkta dava konusu alacaklar bakımından, koşulları bulunmadığı hâlde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır (Dairemizin 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı kararı). Diğer taraftan söz konusu alacaklar bakımından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden, Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen husus Dairemizin aynı doğrultudaki kararları (2016/26476 E., 2020/7547 K.; 2022/5909 E., 2022/6892 K.; 2022/829 E., 2022/1542 K.) da gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.