Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14178 E. 2024/16121 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özelleştirme öncesi dönemde termik santralde alt işveren aracılığıyla çalıştırılan işçinin, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Kanunu'na göre bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla yaptırılabilmesi nedeniyle, dava konusu dönemde kanuna uygun asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulduğu ve muvazaanın bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ikinci kez İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirket bünyesinde bulunan ... Termik Santrali İşletme Müdürlüğünde çalıştığını, işyerinde örgütlü sendikaya üye olduğunu, davacının, asıl işverenden ihale ile iş alan farklı alt işveren şirketlerin personeli olarak çalıştırıldığını, ... Termik Santralinin davanın açıldığı tarihte özelleştirildiğini, davacının söz konusu Santralde ... gözlemci olarak çalıştığını, davacının doğrudan üretim organizasyonu içinde yer alan davalının asıl işinde çalıştırıldığını, davalı işverenin asıl işi bölmek suretiyle ve ucuz işçilik temini amacıyla işyerinde icra edilen işi ihale ile firmalara verdiğini, alt işverenin yeterli ekipman ve uzmanlığının bulunmadığını, davacının yaptığı işleri davalı işverenin kendi kadrolarında çalışan işçilerinin de yapmakta olduğunu ileri sürerek davacının, başından itibaren davalı asıl işverenin işçisi olduğunun ve toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti ile toplu iş sözleşmesinden doğan ücret farkı alacağı, iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve ilave tediye ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki, görev, hak düşürücü süre, zamanaşımı, usulsüz tebligat, taraf ehliyeti, derdestlik, kesin hüküm ve husumet yönünden itiraz ettiklerini, davacı işçinin davalı Şirketten hizmet alımı yoluyla anahtar teslimi iş alan işverenin işçisi olduğunu, davalı Şirketin iştigal konusunun enerji üretimi olduğunu, bu yüzden bakım ve onarım hizmetinin Şirketin asıl işi olmadığını, davacının diğer firmaların çalışanı olduğunu, davacının müvekkilinden iş alan birkaç farklı firmada çalışmış olması ve firmalar değişse de davacının çalışmaya devam etmiş olmasının muvazaayı kanıtlamadığını, davacının ücret ve ücret ekleri farkı alacağına ve ilave tediyeye ilişkin taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, toplu iş sözleşmesinden faydalanma talebinin öncelikli muhatabının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendika olduğunu, davacının talep ettiği alacak miktarlarını, faiz türlerini ve faiz başlangıç tarihlerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.09.2018 tarihli kararı ile; davalı tarafından imzalanan hizmet alım sözleşmelerine göre çalıştırılacak işçi sayısının sabit olduğu, sadece alt işverenlerin ve sözleşme sürelerinin değiştiği, şartnamede alınacak işçilerin ünvanlarının ayrı ayrı belirtildiği, asıl işverenin, alt işverenin ücret bordrolarını tutan işçisi dışında diğer işçileri sevk ve idare eden işçisi bulunmadığı, puantaj kayıtlarının davalı tarafından belirlenen kişilerce tutulduğu, işe alan ve işten çıkaranın davalı olduğu, alt işverenler değişmesine rağmen işçilerin değişmediği, bu işçilerin bir kısmının asıl işlerde, bir kısmının ise yardımcı işlerde çalıştırıldığı, davacı ve alt işveren işçilerinin yapılan iş ve hizmette davalı tarafından temin edilen ve yine davalıya ait araçları kullandıkları, ihalelerin işçi teminine yönelik olduğunun anlaşılması ve davalı tarafından asıl işin bölünerek verilmesi için teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren sebeplerin varlığın kanıtlanamaması nedeniyle davalı tarafından kurulan alt işverenlik sözleşmelerinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğu, Yargıtaydan geçerek kesinleşen dava dosyalarında davalı ... Üretim AŞ (...) Genel Müdürlüğü ile dava dışı alt işveren Şirket arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının tespit edildiği, belirtilen dosyaların davacılarıyla aynı işi yapan ve aynı bölümde çalışan davacının işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiği gerekçesiyle davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı işverenin işçisi olduğunun tespiti ile davacının sendika üyeliğinin işverene bildirildiği 21.06.2011 tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine, ücret farkı, sosyal yardım, ikramiye, iş güçlüğü tazminatı ve ilave tediye alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 11.04.2019 tarihli kararı ile; davacının davalı işyerinde ... enejisi üretimi yapılan termik santral işyerinde gözlemci temizlikçi olarak belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, dosyaya davacı tarafından sunulan Mahkeme kararları göz önüne alındığında alt işverenlerle yapılan sözleşmelerin muvazaalı olduğu, işçilerin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmaları gerektiği, davalı İdare ile ... Enerji, Su ve Gaz İşçileri (...) Sendikası arasında 01.03.2011-28.02.2013 tarihleri arasında geçerli olan toplu iş sözleşmesinin imzalanmış olduğu, davacının işyerinde örgütlü olan ...Sendikasına üye olduğu, davacının sendika üyeliğinin işyerine bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiği, alacaklara uygulanan faiz türü ve başlangıç tarihleri ile hüküm altına alınan vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin tayininde herhangi bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.02.2021 tarihli kararı ile; 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un (4628 sayılı Kanun) gerekli hâllerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini, 6446 sayılı ... Piyasası Kanunu'nun (6446 sayılı Kanun) ise Kurul tarafından belirlenecek işlerin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini öngördüğü, bu nedenle öncelikle dava konusu dönem içindeki tüm ihale sözleşmeleri ve şartnameler getirtilerek, ihale ile verilen işin yardımcı iş olup olmadığı, asıl işin verilmesi hâlinde; ihale sözleşmelerinin tarihlerine göre 4628 sayılı Kanun döneminde ise verilmesi gerekli ve üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işleri ya da 6446 sayılı Kanun döneminde ise Kurul tarafından belirlenen işlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, yapılacak araştırmada; verilen işin yardımcı iş niteliğinde olduğu ya da 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun'un hukuki çerçevesinde işlem tesis edildiği, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, davalı ile dava dışı Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmesi; 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun'un hukuki çerçevesinde işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olmadığı ya da davacının ihale ile verilen iş dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi hâlinde ise davacı işçinin sendika üyesi olduğu dikkate alınarak toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre şimdiki gibi davaya konu işçilik alacaklarıyla ilgili hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli kararı ile; işyerinde keşif yapılmak suretiyle davacı tarafından yapılan işin asıl işin parçası olduğu, üretim sürecinde asıl iş kapsamında çalışan davacının başından itibaren asıl işveren işçisi sayılması gerektiği tespit edilerek davacının sendika üyeliğinin işverene bildirildiği 21.06.2011 tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine, ücret farkı, sosyal yardım, ikramiye, iş güçlüğü tazminatı, ilave tediye alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.02.2023 tarihli ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen bozma gereğinin yerine getirilmediği, 30.03.2013 tarihinden öncesi ve sonrası döneme ilişkin olmak üzere 4628 sayılı Kanun'un ve 6446 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri değerlendirilmeksizin doğrudan işyerinde keşif yapılmak suretiyle davacı tarafından yapılan işin asıl işin parçası olduğu, davalının kendi işçileri tarafından yürütülen işin asıl iş kapsamında olduğu, üretim sürecinde asıl iş kapsamında çalışan davacının başından itibaren asıl işveren işçisi sayılması gerektiğinin tespit edildiği ve davalı ... Genel Müdürlüğü olmasına rağmen kararın gerekçesinde "... Termik Santral ... Üretim AŞ ile alt işveren firmalar arasında imzalanan alt işverenlik sözleşmesinin muvazaalı olduğunun kabulü" ifadesine yer verildiği, ... Termik Santral ... Üretim Anonim Şirketinin, ... Termik Santralinin özelleştirilmesinden sonra 14.08.2013 tarihinde devralan Şirket olduğu, dava konusu dönem 21.06.2011-14.08.2013 tarihleri arasında olup bu dönem özelleştirme öncesi dönem olduğundan davacının çalıştığı alt işverenlerle ... Genel Müdürlüğü arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığının tespiti gerektiği, 23.02.2021 tarihli bozma ilâmında belirtilen mevzuat hükümleri hiç değerlendirilmeksizin doğrudan işyerinde keşif yapılarak, yapılan işin asıl iş kapsamında kaldığı gerekçesiyle muvazaa kabulünün hatalı olduğu, davacının ihale sözleşmesi kapsamında yaptığı işin asıl iş kapsamında olması hâlinde dahi ihale sözleşmelerinin tarihine göre 4628 sayılı Kanun döneminde ise verilmesi gerekli ve üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işleri ya da 6446 sayılı Kanun döneminde ise Kurul tarafından belirlenen işlerden olup olmadığının tespit edilmesi; ardından Dairemizin 23.02.2021 tarihli bozma ilâmında belirtilen ilkeler dikkate alınarak muvazaa olgusunun davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiği yönündeki gerekçe ile Mahkeme kararı ikinci kez bozulmuştur.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında talep edilen toplu iş sözleşmesi hükümlerinin 21.06.2011-14.08.2013 tarihlerini kapsadığı, davacının, dava konusu döneme ait çalışmaları ve bu çalışmaların esas alındığı ihale sözleşmelerinin 4628 sayılı Kanun dönemine ait olduğu, 4628 sayılı Kanun'a göre de bakım onarım işlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alımı yoluyla yaptırılabilmesi mümkün olduğundan muvazaanın varlığından söz etmenin mümkün olmadığı, bahsi geçen dönemde 4628 sayılı Kanun'a uygun asıl işveren alt işveren ilişkisinin kurulduğu, dava konusu alacaklar, muvazaaya dayalı olarak talep edildiğinden, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2024/5347 Esas ve 2024/7315 Karar sayılı ilâmı da dikkate alınarak reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davacının çalıştığı işlerin işyerinde yürütülen faaliyetlerin bütünlüğü içinde davalı Şirketin asıl işleri arasında yer aldığını, yardımcı iş olmadığını, davacının yaptığı işlerin davalı işverenin kendi kadrolarında çalışan işçileri tarafından da yapıldığını, yapılan işlerin denetim ve koordinasyonunun davalı işverenin çalışanları tarafından yerine getirildiğini, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan itibaren davalının işçisi sayılması gerektiğini, dava dosyası içindeki bilirkişi raporlarının dikkate alınmadığını, emsal Yargıtay kararlarının bulunduğunu, işçilik alacaklarına esas alınacak ücretinin davalının emsal işçilerinin ücretlerine göre belirlenmesi ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ile muvazaaya dayanıp dayanmadığına ve buna göre davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 4628 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri, 6446 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri.

3. Dairemizin 29.04.2024 tarihli ve 2024/5347 Esas, 2024/7315 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.