"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/836 E., 2024/1099 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/1 E., 2024/259 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlık tarafından gönderilen ve davacı Şirket tarafından 28.12.2023 tarihinde tebliğ alınan, 25.12.2023 tarihli ve 322484 sayılı olumlu yetki tespit yazısında, davalı Sendikanın işletme toplu iş sözleşmesi imzalamak için gerekli şartları sağladığının bildirildiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 43/5 hükmüne göre işçi sendikasının, yetki tespiti talebi ile Bakanlığa müracaat ederken, kendisinde bulunan üyelik fişlerini, yetki için başvurduğu tarihten itibaren üç iş günü içinde işverene vermek zorunda olduğunu, müvekkiline Sendikaca herhangi bir belge ve bilgi verilmediğini, davacı Şirkette çalışan sendikalı işçi bulunmadığını, 6356 sayılı Kanun'da belirtilen şartların sağlanmadığını, evrak üzerinden ve işkolu tespiti yapılmaksızın yanlış ve eksik inceleme ile işlem tesis edildiğini, davacı Şirketin yetki tespit kararına konu işyeri için Bakanlığın kesinleşmiş bir işkolu tespit kararı da bulunmadığını, davacıya ait birden fazla işyeri bulunduğunu ve burada çalışan işçilerin toplam işçi sayısına dâhil edilmesi gerektiğini ileri sürerek Bakanlığın 25.12.2023 tarihli ve 322484 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davalı Bakanlığın 25.12.2023 tarihli ve 322484 sayılı yazı ile davacı Şirket işletmesinde yetki tespit başvuru tarihi itibarıyla, 567 işçinin çalıştığı ve 308 işçinin müvekkili Sendikaya üye olduğu açıklanmak suretiyle müvekkiline toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yetki verildiğini, davacının somut herhangi bir delili olmaksızın birtakım iddialarla kötüniyetli olarak süresinden sonra dava açtığını, itirazın yetki sürecini durdurmak amacıyla dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanımına matuf olduğunu, sendika üyelik fişlerinin işverene verilmesine ilişkin düzenlemenin mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun (2822 sayılı Kanun) 13. maddesinde yer aldığını, 2822 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde dâhi üyelik fişlerinin işverene verilmemesini yetki başvurusunun geçersiz sayılması için yeterli saymadığı ve bu durumun yetki işlemlerine engel olmayacağı yönünde kararlar verdiğini, 6356 sayılı Kanun döneminde üyelik fişlerinin işverene verilmesi gerektiğine yönelik yasal bir düzenlemeye yer verilmediğini, 6356 sayılı Kanun'un 5/2 hükmüne göre yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespitinin bir sonraki dönem için geçerli olacağını, işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacağının hükme bağlandığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait işyerlerinin işkolu incelendiğinde İşkolları Yönetmeliği'nin 20 sıra numaralı genel işler işkolunda faaliyette bulunduğunun görüldüğünü, 6356 sayılı Kanun'un 42. maddesi gereğince yapılan başvuruların, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyeri tescil ve işçi bildirimleri esas alınarak Bakanlık Sendika Yetki Otomasyon Sistemine SGK kayıtlarından yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, davacı Şirketin genel işler işkolunda kurulu 14 adet işyerinin faaliyet gösterdiğini, bu nedenle yetki tespit başvurusunun işletme düzeyinde değerlendirildiğini, 6356 sayılı Kanun'da yetki tespiti aşamasında sendikaya üye olan ya da üyelikten ayrılan işçilerin işverene bildirileceğine dair bir hükme yer verilmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili Şirkette çalışan sendikalı işçi bulunmadığını, işkolu tespiti yapılmaksızın eksik inceleme ile işlem tesis edildiğini, davacıya ait merkez ofisin işyerine bağlı yer niteliğinde olduğu ve burada çalışan işçilerin yetki tespitinde dikkate alınması gerektiğini, Sendika tarafından müvekkili Şirket nezdinde çalışan ve sendika üyesi olan çalışanların listesinin işverene bildirilmediğini beyan etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Somut uyuşmazlık hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi gereken nitelikte olduğundan 6100 sayılı Kanun’un 266. maddesine aykırı olarak İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporu alınması hatalı ise de bu durum sonuca etkili görülmediğinden eleştiri ile yetinilmiştir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.