Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14411 E. 2025/68 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin, iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak ödenip ödenmediği ve fark ücret alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamında belirtilen hususlar gözetilerek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hukuka uygun olduğu ve bozmaya uyulmak suretiyle davacı yararına kazanılmış hak teşkil eden yönlerin ise yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı değerlendirilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/47 E., 2024/244 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23. maddesinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilere de uygulanacağının hüküm altına alındığını, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacıya her ay brüt asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılması gerektiğinin düzenlendiğini, ayrıca davacının ücretine toplu iş sözleşmesi uyarınca 6 aylık dönemlerde %4 oranında zam yapılması gerektiğini ancak davalı tarafça iş sözleşmesi dikkate alınmaksızın ücretlerin ödendiğini iddia ederek fark ücret, fark ilave tediye, fark ikramiye, fark fazla çalışma ücreti ile fark ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, 01.01.2019 tarihinden itibaren ücretlerin, Bakanlıktan alınan görüş yazıları doğrultusunda işçilerin 31.12.2018 tarihinde almakta oldukları ücretlerinin %4 zamlı hâli ile ödendiğini, davacının herhangi bir ücret alacağı bulunmadığını, ikramiye ve ilave tediye ücretlerinin ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7. maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 07.12.2022 tarihli kararıyla; kadroya geçirildiği sırada yapılan bireysel iş sözleşmesinde ücretin, asgari ücretin belli bir oranda fazlası olacağına dair düzenlemenin mevcut olduğu, ücret bordroları dikkate alındığında tahakkuk ve ödemelerde aylık ücretin eksik belirlendiği ve davacının fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 07.12.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda, dava konusu fark alacaklara ilişkin hesaplamanın 08.04.2021 tarihine kadar, fark fazla çalışma alacağına ilişkin hesaplamanın ise 2021 yılı Şubat ayını da kapsayacak şekilde yapıldığı, arabuluculuk faaliyetinin ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirildiği, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel olan alacaklar yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu ve ilave tediye alacağına en yüksek banka mevduat faizini geçmemek üzere yasal faiz işletilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde en yüksek banka mevduat faizi uygulanmasının bir diğer hatalı yön olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararı doğrultusunda değerlendirme yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının 31.12.2018 tarihli ücretinin korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını, ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini,

2. İş sözleşmesinde kastedilenin 2018 yılı asgari ücreti olduğunu, aksi kabulün her yıl hem asgari ücrete iş sözleşmesinde belirtilen zammın yapılması hem de toplu iş sözleşmesinde belirlenen oranların eklenmesi sonucunu doğuracağını,

3. Bu durumda ücretlerin fahiş hâl alacağını, personel ücretlerinde büyük bir dengesizlik ve eşitsizlik oluşacağını, davacının hak kazandığı bütün ödemelerin yapıldığını,

4. Faiz türü ve başlangıçlarının hatalı belirlendiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği ve fark ilave tediye alacağına uygulanması gereken faiz türü hususlarındadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.