"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı Hastanede alt işverenler nezdinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, davacının kadroya geçişi sırasında davalı Kurum ve davacı arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesi gereği ücretinin, asgari ücretin %101,25 oranında fazlası olarak belirlendiğini, ancak 2018 yılından sonraki dönemde bireysel iş sözleşmesinde yazılı oran uygulanmadan eksik ücret ödemesi yapıldığını, ücretinin düşürülmesine ilişkin muvafakatinin olmadığını, davacının üyesi olduğu ... ve Sosyal Hizmet İşçileri sendikası (... İş Sendikası) ile davacı Bakanlık arasında bağıtlanan 01.01.2019-31.12.2020 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin 35. maddesi uyarınca ilave tediye ödeneceği ve ayrıca mart ve eylül aylarında 60 günlük ücretleri tutarında ikramiye ödeneceğinin düzenlendiğini, ancak ücreti hatalı tespit edildiği için bu alacak kalemlerinin de eksik ödendiğini ileri sürerek fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye ve fark fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrosunda çalışmaya başlayan davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını,
davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek
bu ücrete %4 oranında zam uygulanmadığından ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacağa hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, davalı işyerinde çalıştığı süreye ait ödenmeyen fark işçilik alacaklarına ilişkin kısmi dava olduğu, davacının davalı Bakanlığa ait Hastanede çalışmaktayken 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinde daimi işçi kadrosuna geçtiği, davacının kadroya geçmeden önce dava dışı alt işveren nezdinde aynı işi yaptığı, davacı daimi işçi kadrosuna geçerken davacı işçi ile davalı Bakanlık arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde aylık ücret miktarının 7/1 maddesinde "her ay brüt asgari ücretin % 101,25 fazlası" şeklinde kararlaştırıldığı, davacıya 31.12.2018 tarihine kadar da asgari ücretin anlatılan fazlası oranında aylık ücret ödendiği, 2019 ve 2020 yılında ise dönem ücrete sözleşmeye uygun oranda zam yapılmadığı, her yıl 52 günlük çıplak yevmiyesi tutarında ilave tediye ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 01.01.2019 tarihinden sonra asgari ücretin belirli oranında fazla olması gereken aylık ücretin ve buna bağlı toplu iş sözleşmesi hükümleri gereği fark diğer alacaklarının eksik ödendiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu ve hükme esas tutulduğu belirtilerek, raporda hesaplanan alacakların hüküm altına alınmasına dair davanın kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlık ile davacı arasında akdedilen belirsiz süreli hizmet sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin %101,25 fazlası olarak ödeneceğinin düzenlenmiş olduğu, davalının iş sözleşmesinde kararlaştırıldığı şekilde davacının ücretlerin ödediğinin ispat edemediği, ödenmesi gereken alacaklarının eksik ödendiği İlk Derece Mahkemesi kararının dosya kapsamına uygun olduğu davalının istinaf taleplerinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Mahkeme kararında davacı işçinin sendika üyelik tarihi tespit edilmeden hesaplama yapılmış olduğunu, davacının yalnızca üyelik tarihinden sonraki dönem için toplu iş sözleşmesinden faydalanması gerektiğini,
2. Davacının iddiasının aksine ücretinin düşürülmeyip, 31.12.2018 tarihinde aldığı ücreti korunarak, bu ücrete toplu iş sözleşmesi hükmü uygulanarak ücretinin artırıldığını, işçinin asgari ücretle ilişiği kesilmiş ve brüt ücretle geçişi yapıldığını, dolayısıyla eski sözleşmede geçen yüzdelik dilimin kıyas yoluyla toplu sözleşme hükümlerinin yanında ekstra kulanılması mümkün olmadığını,
3. Hükme esas bilirkişi raporunda hem toplu sözleşme zammı, hem bireysel sözleşme farkı yansıtılarak hatalı hesaplama yapıldığını, zira davacının KHK sonrası ve toplu iş sözleşmesi hükümleri gereği daha fazla ücret aldığını,
4. Müvekkili Kurum tarafından 26.07.2018 tarih ve 1315 sayılı yazıları ile taşra teşkilatlarına gönderilen yazıda, kadroya geçen sürekli işçiler ile işveren ya da işveren vekilince imzalanması gereken belirsiz süreli iş sözleşmesinin bakanlık makamının 25.07.2018 tarih ve 1312 sayılı onayları ile yürürlüğe konulduğu ve kapsama dahil işçilerle imzalanması için gönderildiği, bu konuda işveren vekillerine (il sağlık müdürlükleri, ilçe sağlık müdürlükleri, hastane başhekimlikleri, toplum sağlığı merkezi başkanlıkları ve diğer birim amirleri) takdir ve tadil hakkı verilmediği, böylelikle; belirsiz süreli iş sözleşmesinde işveren konumunda olan Bakanlığın dava konusunda da olduğu gibi, bilgisi ve talimatları dışında işçinin ücretini etkileyecek esaslı bir değişikliğin müvekkili aleyhine geçerlilik kazanmayacağını,
5. Davacının fark ücret ve buna bağlı olarak ilave tediye alacağı, ikramiye farkı alacağı, ve fazla çalışma ücret farkı alacağı olmadığını ileri sürmüş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin tespiti ile fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ve varsa alacakların hesaplanmasına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında açıklanmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.