"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/451 E., 2024/146 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 30.03.2006 tarihinden itibaren davalı Botaş Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'ye (...) ait ve envanterinde kayıtlı römorkörlerde çalıştığını, dava tarihi itibarıyla çalışmaya devam ettiğini, ...'ın bu römorkörleri çalıştırma işini başka firmalara ihale ettiğini, işçilerin aynı yerde çalışmaya devam ettiklerini, asıl işverenin ... olduğunu, diğer davalı... Altyapı İnşaat Denizcilik AŞ (... Altyapı Şirketi) ile ... İş Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık çıkması üzerine Sendikanın başvurması ile Yüksek Hakem Kurulunun 03.07.2019 tarihli ve 2019/150 Esas, 2019/258 Karar sayılı kararının verildiğini, 01.06.2018 tarihinde yürürlüğe giren Yüksek Hakem Kurulu kararına göre toplu iş sözleşmesinin 38. maddesinde öngörülen birinci yıl birinci altı ay %6 ve birinci yıl ikinci altı ay %4 ücret zammının yapılmadığını, 39. maddesinde fazla çalışma ücretinin %30 zamlı olarak ödeneceğinin belirtildiği hâlde buna uyulmadığını, 42. maddesinde saat 20.00-06.00 arası gece çalışmalarında ücretin %10 zamlı ödeneceğinin belirtildiğini, yakacak yardımı, sosyal yardım, bayram yardımı alacaklarının ödenmediğini, birinci altı ayda 10 gün olması gereken ikramiyenin 8 gün olarak ödendiğini, ikinci altı ayda hiç ikramiye ödenmediğini, davacı vekili ayrıca müvekkili ile yaptığı avukatlık ücret sözleşmesine göre karar verilecek tutarın %10'u kadar vekâlet ücretinin de davalılardan tahsilini talep ettiklerini ileri sürerek ücret farkı, fazla çalışma ücreti farkı, gece çalışma ücret farkı, çocuk yardımı, öğrenim yardımı, yakacak yardımı, bayram yardımı, ikramiye alacağı ve takdir edilecek tutarların %10'u kadar vekâlet ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı... Altyapı Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacı ile devam eden bir iş sözleşmesinin mevcut olmadığını, davaya konu iş sözleşmesine ilişkin asıl işveren olmadığı gibi son işveren sıfatı da bulunmadığını, husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, somut davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili Şirketten hiçbir alacağının olmadığını, davacı vekilinin davacı asıl ile arasındaki akdi vekâlet ücreti bedelinin müvekkil Şirkete yükletilmesi talebinin kabul edilemeyeceğini, davacının faiz talebinin yerinde olmadığını, asıl işveren ... tarafından toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi alacaklarının ödenmesi gerekçesi ile müvekkili Şirketin hak edişlerine bloke konulduğunu, davacılara ödenmeyen veya geciken bir alacak tespit edildiği takdirde Şirketin bu nedenle de sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kuruluş ... ile diğer davalı... Altyapı Şirketi arasında davacının iddiasının aksine herhangi bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını müvekkilinin taraf sıfatının olmadığını, davanın ...'ın ihale makamı olması ve ayrıca 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nda (854 sayılı Kanun) asıl işveren alt işveren ilişkisinin düzenlenmemiş olması nedeniyle husumetten reddi gerektiğini, davada talep edilen ücret zammı, fazla çalışma ücreti, gece çalışması ücreti, çocuk yardımı, yakacak yardımı, bayram yardımı, yıllık sosyal yardım, ikramiye kalemlerinden oluşan alacakların tamamının müvekkilinin tarafı olmadığı toplu iş sözleşmesine dayanan alacaklar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli ve 2020/319 Esas, 2021/421 Karar sayılı kararı ile; somut uyuşmazlıkta davalılar... Altyapı Şirketi ile ... arasında iş alım ilişkisinin mevcut olduğu, davacının iş alım sözleşmesi kapsamında 854 sayılı Kanuna tâbi olarak davalı ... envanterindeki römorkörlerde gemiadamı sıfatıyla çalıştığı, asıl uyuşmazlığın 854 sayılı Kanun kapsamında çalışan gemiadamının iş sözleşmesinden ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından davalı... Altyapı Şirketinden iş alımı yapan davalı ...’ın sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı, Devlet tarafından davalı ...'a ana statüsü kapsamında ruhsat verilen ..., rıhtım ve iskeleler ile diğer kıyı tesislerinde yapılacak klavuzluk, römorkörcülük ve palamarcılık faaliyetlerinin yine davalı ...'a ait römorkör ve pilot botlar vasıtasıyla yerine getirilmesi ve tanık anlatımlarından da anlaşılacağı üzere diğer davalı... Altyapı Şirketine ait bordrolu işçilerin çalıştığı bu deniz araçları ile Opet, Milangaz ve Marmara Depoculuk gibi harici işyerlerine yakıt nakli yapacak gemilere kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin ... tarafından satılmak suretiyle sağlanması nedenleriyle davalılar... Altyapı Şirketi ile ... arasındaki 18.05.2018 tarihli LNG İşletme Müdürlüğü Deniz Vasıtaları İşletmeciliği ve Palamar Hizmeti Alımına Dair Sözleşme ile esasen ...'ın envanterindeki deniz araçlarıyla, yine ...'ın faaliyetine ruhsat verilen bir alanda sürdürülen iş kapsamında çalışacak işçilerin temininin ihale edildiği, her ne kadar davalılar arasında 854 sayılı Kanun kapsamında bir iş alım sözleşmesi bulunsa da iş alım amacı olmaksızın yapılan sözleşmenin işçi temini amacı taşıdığı ve muvazaalı olduğu, gemiadamları tarafından işçilik alacaklarının hem görünüşteki işveren... Altyapı Şirketinden hem de gerçek işveren olan davalı ...'tan talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2022 tarihli kararı ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, dava konusu işyeri ve çalışma ilişkileri 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değil ise de, davalılar arasındaki ilişkinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi kapsamında muvazaaya dayanıp dayanmadığının değerlendirilmesinde, verilen işin yardımcı iş olup olmadığı tespitinin önem taşıdığı, nitekim 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62/1-(e) hükmünün 20.11.2017 tarihli değişiklikten önceki metninde; idarelerce kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması hâlinde personel çalıştırılmasına dayalı yardımcı işlere ilişkin hizmetler için ihaleye çıkılabileceğinin düzenlendiği, kanun metninin 20.11.2017 tarihli değişikliğinden sonraki ifadeleri incelendiğinde kamu iktisadi teşebbüslerinin bu kapsama dâhil edilmediğinin anlaşıldığı, davalı ...'ın bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğu ve değişiklikten önceki uygulamanın davalı ... için geçerli olduğu, şu hâlde İlk Derece Mahkemesince belirtilen yönde bir araştırma yapılıp alanında uzman bilirkişilerden oluşan bir heyetten bilirkişi raporu alındıktan ve tüm deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra, davacının yaptığı işin yardımcı iş kapsamında kaldığının belirlenmesi durumunda davanın ... yönünden reddi gerektiği, asıl iş kapsamında olduğu tespit edilirse davalıların birlikte sorumlu tutulması gerektiği şeklindeki gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda yapılan yargılamada; her ne kadar davalılar arasında 854 sayılı Kanun kapsamında bir hizmet alım sözleşmesi bulunsa da hizmet alım amacı olmaksızın imzalanan sözleşmenin işçi temini amacı taşıdığı ve muvazaalı olduğunun değerlendirildiği, Yargıtay kararında işaret edildiği üzere Mahkemece yapılan keşif neticesinde bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemeler sonucu davacının yaptığı işin asıl iş kapsamında kaldığının tespit edildiği, bozma gerekçesi de gözetilerek, gemiadamları tarafından işçilik alacaklarının hem görünüşteki işveren... Altyapı Şirketinden hem de gerçek işveren olan ...'tan talep edilebileceği gerekçesiyle hüküm altına alınan alacakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde;
1. Müvekkili ...'ın kılavuz, palamar, romörkör hizmetleri bakımından hizmet alımı yoluna gitmesinin, tâbi olduğu ihale mevzuatına uygun olduğunu ve aynı zamanda, Kamu İhale Kurumunun bilgisi ve izni dâhilinde gerçekleştirildiğini, Kamu İhale Kurumu tarafından gönderilen 02.07.2018 tarihli ve 17539 sayılı yazı ve eki listede kılavuz/palamar/römorkör hizmetlerinin ihale yoluyla temin edilebileceğinin ifade edildiğini, davanın asıl iş yardımcı iş ayrımına girilmeden reddi gerektiğini,
2. Bilirkişi heyetinin konunun uzmanı olmadığını, petrol ve doğalgaz mühendisliği alanında uzman bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden inceleme yapılması gerektiğini, ... işlerinin petrol ve doğalgaz LNG faaliyetlerinin asli parçası olamayacağını, kılavuzluk römorkorcülük ve palamarcılığın yardımcı iş olduğunu,
3. LNG gemisinin yüklenici tarafından iskeleye yanaştırılmasının ardından, yüklenici firmanın işinin bittiğini, geminin bağlanması akabindeki teknik tüm proses sürecinin ... personelince yapıldığını, gemide yer alan LNG'nin depolama tanklarına boşaltım sürecinin tamamlanmasının ardından yine ... personelince boşaltım kolları sökülerek gemi iskeleden ayrılmaya uygun hâle getirildiğini, bu hizmetlerin tesiste yürütülen teknik faaliyetin bir parçası olmadığını, söz konusu işin asıl işverenin işyerinde yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin olmayıp ayrı bir uzmanlık gerektiren bir iş olduğunu ve ...'ın bu amaçla oluşturulmuş ayrı bir organizasyonunun/uzmanlığının bulunmaması nedeniyle, kamu ihale mevzuatının izin verdiği şartlar dâhilinde ihale edilerek hizmet alımı yoluyla temin edildiğini, dolayısıyla ...'ın ayrı bir uzmanlık gerektiren ... hizmetlerinin ihale edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının yaptığı işin niteliği ile dava konusu işçilik alacaklarından davalı ...'ın sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktalarındadır.
1. Davalı... Altyapı Şirketi ile ... İş Sendikası arasında yapılmak istenen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık çıkması üzerine, Yüksek Hakem Kurulunun 03.07.2019 tarihli ve 2019/150 Esas, 2019/258 Karar sayılı kararı kapsamında şartları düzenlenen toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacak talepleri dava konusu edilmiş olup davacı vekili; davalı Şirketler arasında yapılan iş alımına ilişkin sözleşmenin gerçek bir iş alımını içermediğini, bu ilişkinin işçi teminine yönelik olduğunu, bu nedenle taraflar arasında tesis olunan hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olması nedeniyle davalı ...'ın diğer davalı Şirket ile birlikte sorumluluğu bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalı ... vekili ise 854 sayılı Kanun'da asıl işveren alt işveren ilişkisinin düzenlenmediğini ve davalılar arasında 4734 sayılı Kanun çerçevesinde tesis edilen usule ve mevzuata uygun bir hizmet alım ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle davalı... Alt Yapı Şirketi çalışanlarının işçilik alacaklarından müvekkili Kurumun sorumlu olmadığını savunmuştur.
2. İlk Derece Mahkemesince; davalılar arasında 854 sayılı Kanun kapsamında bir hizmet alım sözleşmesi bulunsa da hizmet alım amacı olmaksızın yapılan sözleşmenin işçi temini amacı taşıdığı ve muvazaalı olduğu, gemiadamları tarafından işçilik alacaklarının davalı ...'tan da talep edilebileceği kabul edilerek karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce; gemiadamı davacının yaptığı işin yardımcı iş olup olmadığı tespitinin önem taşıdığı, Mahkemece alanında uzman bilirkişilerden oluşan bir heyetten bilirkişi raporu alındıktan ve dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildikten sonra sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrasında İlk Derece Mahkemesince alınan heyet raporu doğrultusunda davacının yaptığı işin asıl iş kapsamında olduğu ve dava konusu alacak kalemlerinden davalı ...'ın da sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
3. 4734 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre; bu Kanun kapsamında olan idarelerin mal veya hizmet alımları ile yapım işleri için ihaleye çıkılmadan önce uymaları zorunlu hususlara, Kanun'un 62. maddesinde yer verilmiş olup 62/1-(e) hükmü aşağıdaki şekildedir:
"(Değişik: 20/11/2017-KHK-696/83 md. Aynen kabul: 1/2/2018-7079/78 md.)
1) 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatları, il özel idareleri, belediyeler ile bağlı kuruluşları ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler; merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü, mahalli idare ve şirket bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı veya niteliği itibarıyla bu sonucu doğuracak şekilde alım yapamaz ve buna imkân sağlayan diğer mevzuat hükümleri uygulanmaz.
2) Bu bendin uygulanmasında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı; bu Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca ihale konusu işte çalıştırılacak personel sayısının ihale dokümanında belirlendiği, bu personelin çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı, yaklaşık maliyetinin en az %70’lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dahil işçilik giderinden oluştuğu ve niteliği gereği süreklilik arz eden işlere ilişkin hizmet alımlarını ifade eder. Mahalli idare veya şirketlerinin bütçelerinden yapılan, yıl boyunca devam eden, niteliği gereği süreklilik arz eden ve haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı park ve bahçe bakım ve onarımı ile çöp toplama, cadde, sokak, meydan ve benzerlerinin temizlik işlerine ilişkin alımlar personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilir. Hizmet alım sözleşmesi kapsamında niteliği birbirinden farklı hizmet türlerinin bulunması halinde personel çalıştırılmasına dayalı olup olmama yönünden yapılacak değerlendirme her hizmet türü için ayrı ayrı yapılır. Danışmanlık hizmetleri, hastane bilgi yönetim sistemi hizmetleri ve çağrı merkezi hizmetlerine ilişkin alımlar personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilmez.
3) Kurum, hizmet alımının personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığı ya da niteliği itibarıyla bu sonucu doğurup doğurmadığı hususunda (2) numaralı alt bentte sayılan kriterleri ayrı ayrı ya da birlikte dikkate almak suretiyle usul ve esaslar belirlemeye yetkilidir."
Dairemizin bozma gerekçesinde açıklandığı üzere; 4734 sayılı Kanun'un 62/1-(e) hükmünün 01.02.2018 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikten önceki metninde; idarelerce kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması hâlinde personel çalıştırılmasına dayalı yardımcı işlere ilişkin hizmetler için ihaleye çıkılabileceği düzenlenmiştir. Kanun metninin 01.02.2018 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikten sonra da 4734 sayılı Kanun'un 2. maddesi kapsamında kamu iktisadi teşebbüsü olan davalı ...'ın, aynı Kanun'un 62/1-(e) hükmüne göre personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı yapabilmesi mümkündür.
4. Gemiadamı davacının yaptığı iş nazara alındığında; LNG gemisinin davalı... Altyapı Şirketi (yüklenici) çalışanları (gemiadamı davacı) tarafından iskeleye yanaştırılmasının ardından, yüklenici firmanın işinin sona erdiği, geminin bağlanması akabindeki teknik sürecin ... personelince yapıldığı, gemide yer alan LNG'nin depolama tanklarına boşaltım sürecinin tamamlanması sonrasında, yine ... personelince boşaltım kolları sökülerek geminin iskeleden ayrılmaya uygun hâle getirildiği ve yüklenici firma yeniden devreye girerek palamar personelince halatlar yerinden çıkarılarak, gemi römorkörler vasıtası ile iskelenin açığına alınıp geminin limandan ayrılma manevrasının tamamlandığı, dolayısıyla kılavuzluk, romorkorcülük ve palamarcılık hizmetlerinin yalnızca ....'nin depolama tanklarına boşaltım sürecinin başlamasından önce ve tamamlanmasından sonra gerçekleştirilen hizmetler olduğu, bu hizmetlerin tesiste yürütülen boşaltma, depolama, gazlaştırma, geri yükleme işlemlerinin bir parçası olmadığı, hammadde yüklü bir geminin yanaştırılması ve uzaklaştırılmasının ...'ın anılan tesiste yürüttüğü faaliyetin asli parçası olmadığı, sonuç itibarıyla gemiadamı davacının yaptığı işin asıl iş değil, yardımcı iş olduğu kanaatine varılmıştır.
5. Her ne kadar Dairemizin 02.12.2021 tarihli ve 2021/11842 Esas, 2021/16075 Karar sayılı kararında farklı sonuca varılmış ise de Dairemizce konunun yeniden değerlendirilmesi neticesinde; 4734 sayılı Kanun'un 62/1-(e) hükmünde yapılan ve 01.02.2018 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikten sonra da 4734 sayılı Kanun'un 2. maddesi kapsamında kamu iktisadi teşebbüsü olan davalı ...'ın, aynı Kanun'un 62/1-(e) hükmüne göre personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı yapabilmesinin mümkün olduğu, gemiadamı davacının yaptığı işin yardımcı iş niteliğinde olduğu, ileri sürülen muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı ve davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı bir ilişki olmadığı, bozma sonrası alınan bilirkişi heyet raporundaki değerlendirmenin isabetsiz olduğu ve dosya delil durumu ile örtüşmediği anlaşılmış olup davanın, davalı ... yönünden reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince aksi yöndeki gerekçeyle davalı ...'ın işçilik alacaklarından sorumlu tutulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.