"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/2681 E., 2024/2967 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 36. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/351 E., 2024/331 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait yurt dışı şantiyelerde 18.09.2011 - 14.12.2016 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili Şirkette çalışmadığını, zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, dava konusu alacak kalemlerinin davacının çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 18.09.2011 - 14.12.2016 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde Rusya şantiyelerinde çalıştığı, bu durumda sözleşme gereğince mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Rusya olduğu, uyuşmazlıkta Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi uyarınca davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda Rusya hukukunun mutad işyeri hukuku olduğu, uyuşmazlığa Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun uygulanmasının yerinde olduğu, davalının cevap dilekçesinde açıkça yabancı hukuk itirazı ile zamanaşımı def'inde bulunduğu, davacının iş sözleşmesinin 14.12.2016 tarihinde sona erdiği, davanın ise 27.05.2019 tarihinde açıldığı, iş sözleşmesinin sona erdiği tarih ve dava tarihi birlikte değerlendirildiğinde Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde yer alan sürelerin geçtiğinin açık olduğu, öte yandan davacı tarafından söz konusu sürenin geçerli bir nedenle kaçırıldığına dair dosyaya hiçbir bilgi ve belge sunulmadığı, davacı vekilinin itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1.Yargıtay tarafından içtihadı birleştirme kararı olmaksızın görüş değiştirilmesinin hukuki öngörülebilirlik, sürpriz karar yasağı ve hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini,
2. Uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanmasına karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu,
3. Rusya hukukunda yer alan hak düşürücü süre, tazminat ve ücret hesaplamasına ilişkin düzenlemelerin ancak Türk iş hukukunda yer alan asgari sınırlar içinde kabulünün mümkün olduğunu,
4. Taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığının kabulünün hatalı olduğunu,
5. Rusya hukukunun uygulamasının sözleşme bulunan dönemle sınırlandırılması gerektiğini,
6. Yargılama gideri ve arabuluculuk ücretinin müvekkilinden tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davaya konu alacak taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve yargılama giderine ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (... ..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2. ve 8. maddelerinin bir gereğidir.
Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi itibarıyla Kanun'da yer alan zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafından da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de bu hata sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3. Diğer yandan, yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde, bu ret sebebiyle davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi uyarınca dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetli ise de dava tarihinin 27.05.2019 olması ve davanın yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilmesi karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine bir kısım yargılama giderine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "4-Davalı tarafından yapılan tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 306,55 TL'nin kendi üzerinde bırakılmasına," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.