Logo

9. Hukuk Dairesi2024/15024 E. 2025/1723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ile genel tatil ücreti alacaklarının ispatı, hesaplanması ve davalı yararına oluşan usulü kazanılmış hakkın ihlal edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararından sonra davacının hafta tatili alacağının, davalı yararına oluşan usulü kazanılmış hak gözetilmeden daha yüksek bir miktar üzerinden hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin ... bulunan şantiyesinde 01.06.2015 - 30.11.2017 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinde belirtilen 4.000,00 USD ücrete ek olarak "fazla çalışma" adı altında banka ile 650,00 USD ödendiğini, iş sözleşmesi gereğince davacıya 650,00 USD ev kirası yardımı yapıldığını, davacının haftanın 6 günü 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, her gün 21.00’e kadar son altı ayda ise saat 22.00'ye kadar fazla çalışma yaptığını, iki haftada bir hafta tatili kullandırıldığını, dinî bayramlarda bir gün çalışmadığını, diğer bayram ve genel tatillerde çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının 01.06.2015 tarihinden iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiği 30.11.2017 tarihine kadar çalıştığını, davacıya fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hak etmiş olduğu tüm ödemelerin eksiksiz olarak yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.08.2021 tarihli kararı ile; davacının 01.06.2015 - 30.11.2017 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde davacının ücretinin net 4.000,00 USD olduğu, tanıkların davacının fazla çalışmalarının olduğunu, hafta tatillerinden ayda iki kez dışında yararlanamadığını, dinî bayramlarda 1 günü haricinde ulusal ve dinî bayramlarda çalışma yaptığını beyan ettikleri, bu beyanlar dikkate alındığında davacının haftalık 27 saat fazla çalışma yaptığı, bir kısım hafta tatillerini kullanamadığı, ulusal ve dinî bayramlarda çalıştığı, her ne kadar banka kayıtlarında "fazla çalışma ücreti" adı altında ödemelerin olduğu görülmüşse de bankadaki kayıtların her ay aynı miktarda düzenli olarak yatırıldığı, davacı tanıklarının beyanları ve dosyaya sunulan emsal dosyalardaki kayıt ve beyanlara göre davacının işveren tarafından kira yardımının "fazla çalışma" adı altında bankaya yatırıldığı iddiasının doğrulandığı, bu nedenle banka kayıtlarında görünen ödemelerin hesaplamadan mahsup edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 03.08.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 28.09.2023 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairece; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile kanıtlanan çalışma düzeni ve yasal ara dinlenme süresi ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davacının; 12.12.2016 tarihinden önceki dönemde tanık beyanlarına göre 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığı ve haftada 3 saat fazla çalışma yaptığı, 12.12.2016 tarihinden sonra ise 08.00-21.00 saatleri arasında çalıştığı ve haftada 24 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmek suretiyle fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerektiği, davacının davalı Şirketin yurt dışındaki şantiyesinde çalıştığı anlaşılmakla sadece yurt dışı çalışması bakımından fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hesaplanması gerekli iken davacının yurt dışı giriş çıkış kayıtları getirtilmeden ve bu kayıtlar değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı tarafından "fazla çalışma" açıklaması ile yapılan ödemelerin, hesaplanan fazla çalışma alacağından indirim yapıldıktan sonra mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada; bozma kararı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Fazla çalışma ödemelerinin somut olaya uygun şekilde mahsup edilmediğini,

2. Hafta tatili alacağının usuli kazanılmış hakka aykırı olarak hüküm altına alındığını,

3. Menfaat birliği içindeki tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacak kalemlerinin hatalı hesaplandığını, belirlenen sürede fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesinin içtihatlara aykırı olduğunu,

4. Zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını,

5. Lehlerine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması, hüküm altına alınan hafta tatili alacağı ve vekâlet ücretine ilişkindir.

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Taraflar arasında bozma ile davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakka uygun karar verilip verilmediği uyuşmazlık konusudur.

Usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin yerleşik ilke Dairemizin 29.06.2022 tarihli ve 2022/7746 Esas, 2022/8494 Karar sayılı kararında;

"Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)." şeklinde açıklanmıştır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince bozma öncesi verilen kararda davacının hak ettiği hafta tatili ücreti alacağının, %30 indirim ile net 6.066,66 USD olduğu kabul edilerek hüküm altına alındığı görülmektedir. Kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece yukarıda belirtilen nedenlerle bozma kararı verilmiştir. Bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince hafta tatili alacağının %30 indirim uygulanarak 8.666,67 USD olarak hüküm altına alınması davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal etmektedir. O hâlde, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının hafta tatili alacağının, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek hüküm altına alınması gerekli iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.