Logo

9. Hukuk Dairesi2024/15058 E. 2025/326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belirsiz alacak davasında Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma ilamında belirtilen hususlara uygun olarak karar verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/89 E., 2018/313 K.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Tes-İş Sendikasına üye olarak toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığını, sendika üyesi olmadan önce günlük aldığı yevmiyenin toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başlamasını takiben düştüğünü belirterek fark ücret, ikramiye, ilave tediye, iş (güçlüğü) riski tazminatı, bakım tazminatı, vardiya tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.04.2017 tarihli kararı ile; davacının iş sözleşmesi ile kararlaştırılan temel ücretinin toplu iş sözleşmesi ile düşürüldüğü, bu durumun 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 6.maddesi uyarınca işçi lehine şart ilkesinin ihlali niteliğinde olduğu, davacı tarafça dava dilekçesinin konu kısmında dava belirsiz alacak davası olarak nitelendirildiğinden 29.02.2016 tarihli dilekçenin talep arttırım olarak nitelendirildiği, belirsiz alacak davasında Yargıtay bozma ilâmından sonra talep arttırım yapılabileceğinin kabul edildiği, kabul edilen alacaklar yönünden davacı vekilinin 29.02.2016 tarihli dilekçesindeki talep miktarları ile bağlı kalınarak karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 25.04.2017 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, açılan davanın belirsiz alacak davası türlerinden kısmi eda külli tespit davası niteliğinde olduğu, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı kararına göre bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilmemesi gerektiği, bozma sonrası ıslah olmayacağından Mahkemece anılan dilekçeye itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu, dava dilekçesinde talep edilenin tahsiline karar verilerek kalan miktarın ise tespiti ile yetinilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmi eda külli tespit davası niteliğinde olduğu, sonradan miktarın arttırılmasının ıslah niteliğinde olduğu, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı kararına göre Yargıtay bozma ilâmından sonra yapılan ıslaha değer verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde:

a. Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını,

b. Harç tamamlama işlemi ıslah kabul edilerek Yargıtay kararı sonrası ıslah yapılamayacağından bahisle dava dilekçesinde talep edilen miktarlar üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu,

c. Davanın bilirkişi raporundaki hesaplara göre kabulü gerektiğini,

d. Aynı dilekçelerle oluşturdukları bir kısım davalarda harç tamamlama miktarları üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının alacaklarının bozma ilâmında belirtildiği şekilde hüküm altına alınıp alınmadığına ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 hükmü atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.