Logo

9. Hukuk Dairesi2024/15098 E. 2025/2567 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin, kadroya geçişle imzalanan iş sözleşmesi uyarınca ücret, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil, ulusal bayram ve gece çalışması ücretleri alacaklarının hesaplanması ve ödenip ödenmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları çerçevesinde, davacının kadroya geçiş sonrası imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oranına bağlı ücretlendirme yapılmadığından fark ücret taleplerinin reddine ve diğer alacak kalemlerinin ise usul ve yasaya uygun olarak hesaplandığına kanaat getirerek istinaf kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/3129 E., 2024/2949 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 48. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/189 E., 2024/312 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa bağlı işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yapıp ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatillerinde çalıştığını ve gece çalışması yaptığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, pandemi sebebiyle 02.04.2020 tarihinde önce 7 günlük sabit vardiya sistemine geçildiğini, sonrasında yeni talimatla vardiyaların 14 gün olarak uygulanmaya başlandığını, 24 saat çalışma bulunmadığını, denkleştirme esası gereği vardiyadan sonra işçinin dinlendirildiğini, yasal düzenlemelere göre davacının tüm ücret alacaklarının ödendiğini, davacının bir alacağı bulunmadığını, davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadroya geçiş aşamasında taraflar arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücret ve ödeme şekline ilişkin düzenlemede davacının ücreti asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde tespit edilmediğinden davacının ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye fark alacağı taleplerinin reddi gerektiği, davalı tarafça puantaj kayıtları ve ücret bordrolarının dosyaya sunulduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının karşılığı ödenmeyen dava konusu alacaklarının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği öngörülmediğinden fark ücret, ilave tediye, ikramiye taleplerinin reddinin yerinde olduğu, davacının kabule konu ücret alacakları puantaj kayıtlarına göre hukuka uygun olarak tespit edildiğinden davacının istinaf isteminin isabetsiz olduğu, dosyada kabule konu miktar dikkate alındığında davalının istinaf talebinin kesinlikten reddi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamalarda alacakların ve ödemelerin sadece ilgili ay özelinde mahsup edilerek her ay için ayrı mahsup ve hesaplama yapılması gerektiğini,

2. Dosyaya sunulan bilirkişi raporuna da itibar edilerek davacının pandemi dönemi öncesinde ve sonrasında bir kısım alacaklarının ödendiği değerlendirilerek yapılan hesaplamaların kabulünün mümkün olmadığını, 11 saati geçen çalışmalar ile gece 7,5 saati geçen çalışmaların ödenmediğini, yılda 270 saati geçen fazla çalışmaların ödenmediğini,

3. Davacının işyerinde yaptığı çalışmalar karşılığı hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre zamlı ödenmesi gerektiğini,

4. Davacının alacaklarının eksik hesaplandığını,

5. Gece 7,5 saatin üzerinde çalışma yapmak için yazılı onayı alınmadığı için söz konusu çalışmaların yasak çalışma kapsamında olduğunu, bu sebeple gece 7,5 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olarak değerlendirilip zamlı ödeme yapılması gerektiğini,

6. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 ve 62. maddeleri dikkate alındığında ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının reddinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma, hafta tatili, gece zammı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.