Logo

9. Hukuk Dairesi2024/1868 E. 2024/2989 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Olağanüstü Hal Komisyonu kararıyla göreve iade edilen işçinin, işten çıkarıldığı tarih ile göreve başladığı tarih arasındaki işçilik alacakları davasının hangi yargı yolunda görüleceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının Olağanüstü Hal Komisyonu kararı ile göreve iade edilmesinin idari bir işlem olması ve talep edilen alacakların bu idari işlemin mali sonuçlarına ilişkin olması nedeniyle uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu gözetilerek, adli yargıda açılan davanın yargı yolu hatası nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek karar verilmesi hatalı bulunmuş ve yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/129 E., 2023/489 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 31.10.2016 tarihinde evinde kullandığı ADSL üzerinden bylock kullanımı yapıldığı iddiasıyla iş sözleşmesinin feshedildiğini, savcılık tarafından yürütülen soruşturmada uygulamanın davacı tarafından kullanılmadığının tespiti nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, Olağanüstü Hâl Komisyonunca yapılan değerlendirme sonucunda da 01.03.2018 tarihli ve 2018/5963 sayılı Kararı ile fesih işleminin hukuka aykırı olduğu belirlenerek davacının göreve iadesine karar verildiğini, davalı işverence karar dairesinde işlem yapılarak 11.06.2018 tarihinde müvekkilinin göreve iade işlemlerinin tamamlandığını, müvekkilinin işten ihraç edildiği 31.10.2016 tarihinden, yeniden atamasının yapıldığı 11.06.2018 tarihine kadar ki 20 aylık süreçte işsiz kalarak gelir elde edemediğini, 7075 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (7075 sayılı KHK) ile göreve iade edilenlere kamu görevinden çıkarılma tarihini takip eden ay başından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal haklarının ödeneceği düzenlenmesine rağmen bu süreçteki alacaklarının tam olarak ödenmediğini ileri sürerek 31.10.2016-11.06.2018 tarihleri arasındaki ücret alacağına ilişkin ödenmemiş Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primlerinin SGK'ya geçmişe dönük olarak ödenmesi gerektiğinin tespitine, aynı tarihler arasında geçen sürenin çalışılmış süre olarak hesaplanarak yıllık ücretli izin hakkının tespitine ve fark ücret, asgari geçim indirimi, ikramiye, doğum yardımı, kira yardımı ve ilave tediye alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yeniden işe alındığı 11.06.2018 tarihinde 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de mali hususlara ilişkin düzenlenme bulunmadığını, 7075 sayılı KHK'daki düzenlemenin kamu görevinden çıkarılan ilgililer hakkında düzenlendiğini, işçilerin bu düzenlemeden yararlamayacağını, işe iade edilen davacıya 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 21 inci maddesi gereğince 4 aylık ücreti tutarında ödeme yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli ve 2019/175 Esas, 2020/104 Karar sayılı kararı ile; davacı vekillinin 30.05.2019 tarihli dilekçesinde belirtilen Kamu Denetçiliği Kurumunun, yine davalı işverene ait işyerinde çalışmaktayken işine son verilen ve tekrar iade edilen bir çalışanın başvurusuna ilişkin verdiği tavsiye kararı dikkate alınarak davacının tüm mali ve sosyal haklarının ödenmesine dair talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 14.06.2022 tarihli ve 2020/2056 Esas, 2022/2531 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/14772 Esas, 2022/16731 Karar sayılı ilâmı ile; davacı vekilinin dava dilekçesinde, 31.10.2016-11.06.2018 tarihleri arasındaki ücret alacağına ilişkin ödenmemiş SGK primlerinin SGK'ya geçmişe dönük olarak ödenmesi gerektiğinin tespiti ve birtakım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ettiği, SGK primlerine yönelik tespit talebinin sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olduğu, birbirinden tamamen farklı iki davanın bir arada görülmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, her iki davanın ayrılarak ve yargılamanın birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyulması sonrasında SGK primlerinin SGK'ya geçmişe dönük olarak ödenmesi gerektiği tespitine yönelik talep ile ilgili tefrik kararı verilerek davacının diğer işçilik alacakları bakımdan da davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; müvekkilinin 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'na göre özel hukuk tüzel kişiliğine sahip ve özel hukuk hükümlerine tâbi bir anonim şirket olduğunu, çalışanlarının 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi anlamında işçi statüsünde çalışanlar olduğunu, kamu görevlisi veya işçi ayrımı yapılmaksızın herkesin Komisyona başvurabildiğini ancak başvurular sonunda verilen kabul kararlarının uygulanması ve sonuçları bakımından, kamu görevlisi ve işçilerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, Komisyon tarafından işçilerle ilgili olarak verilen kabul kararlarının, tıpkı iş mahkemesinde alınan işe iade kararları gibi değerlendirilerek boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücretinin ödenmesi gerektiğini, davacının alacağının bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; yargı yolunun caiz olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 115 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5 inci maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus, uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğudur.

2. Hukukumuzda yargı yolu için de görev tâbiri kullanılmaktadır. Görev gibi, yargı yolu da kamu düzenine ilişkindir. Bu sebeple, yargılamanın her aşamasında mahkemenin davada yargı yolunun caiz olup olmadığını kendiliğinden gözetmesi gerekir.

3. Somut uyuşmazlıkta kamu görevinden çıkarılan davacı, kamu görevine iade talebiyle Olağanüstü Hâl Komisyonuna başvurmuş, yapılan değerlendirme sonucunda Komisyonun 01.03.2018 tarihli ve 2018/5963 sayılı Kararı ile kamu görevine iade talebi yerinde görülerek başvurusu kabul edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde işten çıkarıldığı ve Komisyon kararıyla yeniden işe başlatıldığı tarihler arasında ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiş ise de davacının Komisyon kararıyla kamu görevine iade edilmesi işlemi idari bir işlemdir. Davacı idari işlemle işe başlatıldığına göre idari işlemin mali sonuçlarına ilişkin uyuşmazlığın da idari yargıda çözüme kavuşturulması gerekir.

4. Uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup Mahkemece davanın, 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 115 inci maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esasa yönelik karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.