"İçtihat Metni"
AHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/79 E., 2023/436 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının davalıya ait işyerinde imalat montaj işçisi olarak 1991 yılının Kasım ayında çalışmaya başladığını, askerlik yaptığı süre hariç işyerindeki çalışmasının aralıksız 01.08.2016 tarihine kadar devam ettiğini, iş sözleşmesinin işverence haksız ve bildirimsiz şekilde feshedildiğini, ayrıca işyerinde yapılan çalışmalar karşılığı hak kazanılan bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafça yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2020 tarih, 2018/317 Esas ve 2020/190 Karar sayılı kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde 01.09.1999 - 31.05.2000 ve 13.02.2002 - 01.08.2016 tarihleri arasında çalıştığı, davacı iddiaları ve tanık beyanları dikkate alındığında, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep olmaksızın feshedildiği, davacının işyerinde fazla çalışma yaptığı, ayda iki hafta tatilinde ve dinî bayramlar ile yılbaşı hariç ulusal ... ve genel tatillerde çalışmaya devam ettiği, işveren tarafından yıllık izinlerinin kullandırılmadığı, karşılığı ücretin ödendiğinin de ispat edilemediği ve davacının talep edilen işçilik alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 14.09.2022 tarihli ve 2021/251 Esas, 2022/1609 Karar sayılı kararı ile; dosyadaki yazı, bilgi ve belgeler, kanuni gerektirici sebepler, dosyadaki delil durumu, arabuluculuk tutanağının içeriği ve resmî niteliği, tebligat yapılan adreslerin davalı tarafın ikametgah adresi olduğunun davalının da kabulünde olduğu hususu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri, zamanaşımı def'inin niteliği ve ileri sürme şekli ile Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 15.12.2022 tarihli ve 2022/14555 Esas, 2022/16003 Karar sayılı ilâmı ile; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine, davalı vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.
4. Dairemizin 21.02.2023 tarihli ve 2023/2283 Esas, 2023/2707 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilince istinafa cevap dilekçesinin ekinde sunulan bir kısım ödemeye dair banka dekontunun gözden kaçırıldığı ve anılan belgeler değerlendirilmeden karar verildiği belirtilerek Dairemizin 05.12.2022 tarihli ve 2022/14555 Esas, 2022/16003 Karar sayılı kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildikten sonra, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine, davalı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davalı tarafça istinafa cevap dilekçesi ekinde, davalının hesabından davacının hesabına yapılan havale işlemlerine dair banka dekontlarının sunulduğu, söz konusu dekontlarda havale yapılan miktarların, yıllık izin alacağı ve kıdem tazminatına mahsuben ödendiğine dair açıklamaların yer aldığı, sözü edilen belgeler ilk kez istinaf aşamasında sunulmuş ise de ödeme belgesi ve borcu söndüren nitelikte belge mahiyetinde oldukları bu sebeple öncelikle söz konusu dekontlarda belirtilen davacının hesabına dair banka hesap hareketlerinin getirtilmesi gerektiği, yapılan havale işlemlerinde yazılı miktarların davacının hesabına geçip geçmediğinin belirlenmesi ve davacı işçiden, davalının savunmasına ve sunulan belgelere karşı diyecekleri sorulduktan sonra hüküm kurulması gerektiği belirtilerek temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde, banka kayıtlarında yer alan ödemeler ile davalı tarafça sunulan dekontlarda yer alan ödemelerin biri hariç uyumlu olduğu, davalı tarafça istinaf başvuru dilekçesinde 17.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı belirtilmesine rağmen banka kayıtlarına göre 16.000,00 TL ödeme yapıldığı bu sebeple anılı miktarın hesaplanan alacaklardan mahsubu gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yalnızca davalı tarafça sunulan dekontlarda belirtilen miktarların ödenip ödenmediğinin değerlendirilmesi gerekirken davalı tarafından dekont, ödeme belgesi sunulmayan alacaklar yönünden de inceleme yapılmasının hatalı olduğunu, banka kayıtlarında bulunan 14.06.2018 tarihli 5.000,00 TL tutarındaki "kalem tazminat öd" açıklamalı ödemeye ilişkin davalı tarafından dekont sunulmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde, müvekkilinin arabuluculuk görüşmelerine davet edilmediğini, arabuluculuk görüşmelerinden müvekkilinin hiç haberi olmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada tebligatların usulüne uygun olmaması sebebiyle söz konusu yargılamadan ilk defa gerekçeli kararın tebliği ile haberdar olunduğunu, hukuki dinlenilme ve savunma hakkının müvekkili bakımından ihlal edildiğini, davacının hizmet süresine ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının özlük dosyası incelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, uzman görüşünün dikkate alınmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafça yapılan ödeme savunmasının yerinde olup olmadığı ile davacının talep ettiği işçilik alacaklarının miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Kanun yolu aşamasında sunulan ödeme belgesinin dikkate alınıp alınamayacağı hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2016 tarihli ve 2014/22-735 Esas, 2016/166 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, yargılama aşaması henüz tamamlanmamış ise böyle durumda, borcu itfa eden belge değerlendirmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkâr eden davalının savunması, borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü de zorunludur.
..."
3. Hukuk Genel Kurulu kararı ile aynı doğrultuda olan Dairemizin 11.05.2022 tarihli ve 2022/5128 Esas, 2022/5823 Karar sayılı; 25.02.2021 tarihli ve 2020/2579 Esas, 2021/4905 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukuken imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.