Logo

9. Hukuk Dairesi2024/1978 E. 2024/3873 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip feshetmediği ve buna bağlı olarak kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının istifa dilekçesinde bildirdiği fesih gerekçeleriyle bağlı olduğu ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığından kıdem tazminatına hak kazanamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozmaya uygun olan ve hukuka uygunluk içeren kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2626 E., 2023/3622 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında Ankara 44. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı nezdinde çalıştığı sırada kendisine görevi dışında ve kaldıramayacağı işlerin yüklendiğini, amirleri tarafından sürekli mobbing (psikolojik taciz) uygulandığını, dışlandığını, otoritesini sarsacak muameleler yapıldığını, davacının ruhsal ve fiziksel sağlığının olumsuz yönde etkilendiğini, istifaya zorlandığını, sonuçta müvekkilinin mobbing nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmek zorunda kaldığını, davacının işyeri uygulaması olan ve ödenmeyen sadakat primi alacaklarının bulunduğunu, fazla çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, sadakat primi, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak davacının son ücretinin 4.000,00 USD olduğunu, müvekkili Şirkette sadakat primi uygulaması olmadığını, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, istifa dilekçesindeki nedenlerin gerçeği yansıtmadığını, davacının bütün alacaklarının ödendiğini, bordrolardan bu durumun anlaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 44. İş Mahkemesinin 09.07.2020 tarihli ve 2019/128 Esas, 2020/280 Karar sayılı kararı ile; davacının istifa dilekçesinde sadece mobbing nedeniyle ayrıldığını iddia ettiği, bu iddiasını da ispatlayamadığından kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiği, davacının ödenmeyen sadakat primi alacağının bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı, 2 haftada 1 hafta tatilinde çalıştığı, ayrıca dinî bayramların birinci günleri haricindeki genel tatil günlerinde çalıştığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.06.2022 tarihli ve 2020/2228 Esas, 2022/2673 Karar sayılı kararı ile; davacının aylık ücretinin 6.000,00 USD kabul edilmesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, işyerinde 1 tam yılını doldurana 1 aylık ücret tutarında sadakat primi ödemesi olduğunun davalı tanığı O.E. tarafından da ifade edildiği, ikinci yıl sadakat priminin kıstelyevm hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti alacaklarının tanık ifadelerine ve dosya kapsamına uygun olarak hesap edildiği, bordrolardaki tahakkukların değerlendirildiği, davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarının tek başına değerlendirmeye esas alınmadığı ve davacı ile menfaat birliği içinde olmalarının sonuca etkili olmadığı, davacının istifa etmesine sebep olarak gösterdiği ve mobbing olarak nitelendirdiği davranışların davacının fazla çalıştırılmasına yönelik olduğu, davacının fazla çalışma alacağı bulunduğu, tanık ifadelerinden davacının iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçeleriyle oy çokluğuyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.05.2023 tarihli ve 2022/14582 Esas, 2023/7688 Karar sayılı ilâmı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra davacının istifa dilekçesinde bildirdiği fesih gerekçeleriyle bağlı olduğu ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığından kıdem tazminatına hak kazanmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle kıdem tazminatının reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; somut uyuşmazlığa Irak hukukunun uygulanması gerektiğini, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili işyerinde sadakat primi gibi bir uygulama olmadığını, sadakat primine ilişkin yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan, müvekkilinin imza ve kaşesini taşımayan, sonradan tanzimi mümkün, resmî belge niteliği taşımayan belgeye ve davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarına dayalı olarak sadakat primi alacağına hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, hesaplamada hatalı olarak ilgili dönem ücreti değil tespit edilen son ücretin baz alındığını, davacının yaptığı fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının davacının bordrolarında gösterildiğini ve karşılıklarının banka hesabına aynen ödendiğini, davacı tanıklarının davalıya karşı davaları olduğunu, beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının ücretinin 4.000,00 USD olduğunu savunarak davanın reddi istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin feshi buna bağlı olarak kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kaünun)369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.