"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2555 E., 2023/4417 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/709 E., 2023/198 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı ... İnşaat Temizlik Nakliye Gıda Petrol San. Tic. Ltd. Şti, ... Yapı Tekstil Gıda Turizm Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve ... İnşaat Elektrik ... Yapım ve Bakım Hizm. San. Tic. Ltd. Şti.nin (dava dışı Şirketler) oluşturduğu Adi Oraklık ile müvekkilinin üyesi olduğu ..., Yapı, İnşaat İşçileri (...-İş) Sendikası arasında toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri sırasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı karar ile toplu iş sözleşmesinin uygulanmaya başlandığını, davacının sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacakların işverence hiç ödenmediğini iddia ederek yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, Sendikanın işçi adına dava açma yetkisinin araştırılması gerektiğini, İdarenin ihale makamı olduğunu, davacının rutin ... bakım ve onarım ile kar ve buz mücadelesi yapılması işine ait ihale kapsamında çalıştığını, ihalenin yapım ihalesi olduğunu, İdarenin ihale makamı olarak hak ediş ilanları ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, husumet itirazları bulunduğunu, ortak girişimi oluşturan Şirketler ile İdare arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından ve alacağa dayanak olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadıklarından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödeme yükümlükleri bulunmadığını, dava dışı Şirketlerin davaya dahil edilmeleri gerektiğini, davacı tarafça talep edilen faiz oranına da itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı İdare ile diğer davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, davacının sendika üyesi olduğu dikkate alındığında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı karar ile yürürlüğe konulan davalı Şirketler ile ...-İş Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesine göre işçilik alacaklarına hak kazandığı, davalıların da ödenmeyen işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle kapsama alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davalı İdarenin toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığından ilgili taleplerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili İdare çalışanı olmadığını, yüklenici Şirketler bünyesinde çalıştığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, yüklenicilere verilen işin yapım işi olduğunu, süreklilik arz etmediğini, müvekkili İdareye husumet yöneltilemeyeceğini, davacının sendika üyelik dökümünde dahi çalıştığı işkolunun inşaat işi olarak belirtildiğini, davaya konu uyuşmazlık ile aynı tip sözleşmeyi konu alan Ankara 11. İş Mahkemesinin 2019/621 Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini ve kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarihli ve 2022/5206 Esas, 2022/5685 Karar sayılı ilâmı ile onandığını, müvekkili İdarenin mevuzattan doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu durumun hak ediş ilan tutanakları ile sabit olduğunu, söz konusu ilanlara karşı davacının ödenmeyen ücret talebinin dahi bulunmadığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesinin 39 uncu maddesi uyarınca davacının sendika üyeliği ve toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı tarih incelenmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğunu, ilgili sendikanın dava açma yetkisinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince davaların seri dosya olarak görülmesi dikkate alınmadan davacı lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin ve davalı İdare harçtan muaf olmasına rağmen harçtan sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirketler ile ... arasında imzalanan sözleşmenin rutin ... bakım, onarım ile kar ve buz mücadelesi işlerinin yerine getirilmesine ilişkin olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası hükmü dikkate alındığında davalı ... Müdürlüğünün asıl işveren sıfatıyla işçilik alacaklarından sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu ve üyelik tarihi de dikkate alındığında Yüksek Hakem Kurulu kararı ile davalı Şirketler ile dava dışı ...-İş Sendikası arasında yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesi kapsamında davacının talep konusu alacaklara hak kazandığı, davacı taraf lehine hükmedilen vekâlet ücretinin yasal düzenlemelere uygun olduğu; ancak davalı İdare harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... ile alt işveren Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak nitelenip nitelenemeyeceği, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile davalı ... Müdürlüğünün bu alacaklardan sorumlu olup olmadığına, alacaklara uygulanan faizin başlangıç tarihine ve davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 32 nci maddesi ile mülga 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı mülga 4 üncü maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39 ve 53 üncü maddeleri.
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü ve 22 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki (3) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde; dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir.
3. İlk Derece Mahkemesince, isabetli şekilde hüküm altına alınan alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Ancak arabuluculuk son tutanak tarihi 27.09.2021 olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince sehven daha geride bir tarih olan 27.08.2021 tarihinin arabuluculuk son tutanak tarihi olarak kabul edildiği ve hüküm altına alınan alacaklara 27.08.2021 tarihinden itibaren faiz yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Bu husus hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) alt bentlerinde yer alan “27.08.2021” ibaresinin çıkartılarak yerine “27.09.2021” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.