Logo

9. Hukuk Dairesi2024/2473 E. 2024/4655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının belediyede çalıştığı süre boyunca alt işverenler tarafından çalıştırılması nedeniyle kıdem, ihbar, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsili.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece kıdem, ihbar ve yıllık izin ücretlerine brüt tutar üzerinden hükmedilmesi hatalı olup, bu hususta hesaplamaların net tutar üzerinden yapılması gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2023/604 E., 2023/1019 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22.Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararının, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.04.2019 tarihli ve 2019/3045 Esas, 2019/7769 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir.

Davacının bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 2019/17969 Başvuru numaralı ve 08.06.2023 tarihli karar ile davacının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma ... kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece, Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı ... Belediye Başkanlığı (Belediye) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sürekli olarak davalı Belediyede çalışmış olmasına rağmen ihale alan şirketlerde sigortalı gösterildiğini, davalı Belediyenin asıl işveren diğer davalıların ise alt işveren olduklarını, davacının 30.03.2014 tarihinde yapılan mahalli idareler seçimlerinin ardından değişen yeni yönetimle birlikte 31.08.2014 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, 31.08.2014 tarihinde iş başı yapmak için işyerine giden davacının iş sözleşmeisnin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili ile hizmet sözleşmesi imzalamış olan ... (Doğu Temizlik Şirketi) ve alt yüklenicisi olan ... Med. Taah. Tm. Hiz. unvanlı Şirketin elemanı olarak çalıştığını, sosyal hak ve ücretleri açısından davalı Belediye ile bir ilişkisi olmadığını, davalı Belediyenin 25.06.2014 tarih ve 609 sayılı yazısı ile muhatap şirketin bir kısım çalışanlarının benzer işi görenlerden daha az verimle çalıştığını tespit ederek tutanak altına aldığını, bu konuda Şirket tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesinin istendiğini, bunun dışında davalı Belediyenin işçilerin iş sözleşmelerinin sona erdirilmesi hususunda bir talebi olmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi uyarınca kamu kurumlarının alt işveren işçilerinin ihbar, kıdem tazminatı ve diğer haklarından sorumlu olmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin Doğu Temizlik Şirketine müteahhitlik hizmeti verdiğini, bu kapsamda yanında işçi çalıştırdığını, davacının işe devamsızlık yaptığını, bu hususta tutanak düzenlendiğini ve işçiye ihtarname keşide edildiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, süre sonunda işin bitimi sebebiyle iş sözleşmesinin sona erdiğini, bu sebeple davacının ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacının zincirleme iş sözleşmesi ile çalışmadığını, bu sebeple somut olayda işyeri devri kurallarının uygulanamayacağını, davalının, asıl işverenin haklı talebi doğrultusunda gerekli yazılı bildirimleri yaptıktan sonra çalışanların iş sözleşmelerini haklı bir şekilde feshettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Davalı Doğu Temizlik Şirketi Temsilcisi cevap dilekçesinde; Şirketlerinin Belediyenin çöp toplama işini 16.03.2013 tarihinden itibaren ihale ile üstlendiğini, bu tarihten itibaren bu işyerinde faaliyet yürüttüğünü, faaliyet süresinin 31.12.2014 tarihinde sona ermesi gerekirken ... ile Kurtalan Belediyesi tarafından 25.08.2014 tarihinde faaliyete son verildiğini, Doğu Temizlik Şirketinin faaliyette bulunduğu süre içerisinde sadece 10 işçi çalıştırdığını, bu kapsamda işyeri yahut işçi devralmadığını, davacının Doğu Temizlik Şirketinde çalışmadığını, aralarında iş sözleşmesi veya hukuki ilişki bulunmadığını, işçinin iş sözleşmesinin davalı Belediye tarafından feshedildiğini, işçinin bu fesihten dolayı tazminat ... bulunmadığını, davacının ücretlerinin banka vasıtası ile ödendiğini, ihtirazı kayıt öne sürülmeksizin bu ücretlerin tahsil edildiğini, bu sebeple davacının fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, işçinin mevsimlik çalışması sebebiyle yıllık izin ... bulunmadığını, hak etmesi hâlinde ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiğini, fazla çalışma iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Mahkeme Kararı

Mahkemenin 25.03.2016 tarihli kararıyla; davacının davalılara ait işyerlerinde toplam 7 yıl 10 ay 6 günlük çalışmasının olduğu, davalı ... tarafından süre sonunda işin bitimi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiği iddia edilmiş ise de davacının iş sözleşmesinin ihale süresinin sona ermesi üzerine iş bitimi sebebiyle feshedildiğinden ve fesih yapılırken işçiye ihbar önellerinin kullandırıldığı ispat edilmediğinden, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğinin kabul edildiği, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi alacağı ve yıllık izin ücreti alacaklarına hak kazandığı, davacının işten ayrıldığı tarihte davacı ile birlikte yaklaşık 40 iş arkadaşının daha işten ayrıldığı, işten ayrılan yaklaşık 40 kişinin 30 Mart 2014 günü yapılan mahalli idareler seçimlerinin ardından davalar açtıkları, bu kadar işçinin hiçbir haklı sebep yokken aynı zamanda işten ayrılmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, işyerinde yaklaşık 40 civarı çalışan işçinin işten ayrıldığı göz önüne alındığında aynı birimde çalışıp da açılan davalarda tanıklık yapabilecek işçi bulmanın zor olduğu, dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının, bilirkişi raporunda yer alan fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacağı yönünden bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlar üzerinden hüküm altına alınması gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

B. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Belediye vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

C. Yargıtay Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli kararı ile; davacının dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve asgari geçim indirimi ücret alacaklarının miktarını belirleyebilme imkânına sahip olduğu, anılan alacak kalemleri bakımından belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından söz konusu alacaklara ilişkin davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda salt husumetli davacı tanıklarının beyanları esas alınarak fazla çalışma ücreti ile hafta sonu ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alındığı ancak davacı tanıklarının da davalı aleyhine dava açtıkları ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri de tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesinin de mümkün olmadığı, bu sebeple davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 13.12.2018 tarihli kararıyla; bozma kararına uyularak davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, asgari geçim indirimi alacakları taleplerinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; davacının fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

E. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

F. Yargıtay Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.04.2019 tarihli kararı ile; Mahkemece bozma ilâmına uygun şekilde karar verildiği değerlendirilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.

IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bireysel Başvuru

Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Anayasa Mahkemesi Kararı

1. Anayasa Mahkemesinin 08.06.2023 tarihli ve 2019/17969 Başvuru numaralı kararıyla; davacının açtığı belirsiz alacak davasının dava şartı yokluğundan reddedilmesinin usul hukukundaki imkânlar gözetildiğinde, başvurulabilecek son çare olmadığı belirtilerek, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi suretiyle Anayasa’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma ... kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

2. Anayasa Mahkemesince ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. Mahkeme Kararı

Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen ihlal kararı üzerine yeniden yargılama yapan Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi alacağı ve yıllık izin ücreti alacaklarına hak kazandığı, davacı vekilince sunulan 17.02.2016 tarihli bedel artırım dilekçesinde sadece asgari geçim indirimi alacağı yönünden talebin net olarak bildirildiği göz önüne alınarak bilirkişi tarafından verilen 28.12.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtilen miktarlar üzerinden ihbar tazminatı alacağının kısmen kabulüne, asgari geçim indirimi alacağı, kıdem tazminatı alacağı ve yıllık izin ücreti alacağının kabulüne, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları talepleri yönünden 13.12.2018 tarihinde karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Belediye vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararının sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, kısmen bir ihlal kararı verilmediğini, buna rağmen Mahkemenin ikili bir ayrım yaparak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli bozma ilâmınında kararı temyiz etmeyen davalılar lehine bozma kararı verilmesinin maddi hata olduğunu ve maddi hatanın her aşamada düzeltilebileceğini, tanık beyanları ile fazla çalışmanın ispatlandığını, işçilerin birbirlerine tanıklıklarının menfaat birliği oluşturacağına ilişkin herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını, davalılar tarafından tanıklara itiraz edilmediğini belirterek Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 13.12.2018 tarihli kararının yok hükmünde kabul edilerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli bozma ilâmında maddi hatanın düzeltilmesi yoluyla kaldırılarak mahkemenin ilk kararının onanmasına, bu talep kabul edilmez ise mahkemenin son kararının davacı lehine bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı Belediye vekili temyiz dilekçesinde; davacının müvekkili Belediye bünyesinde doğmuş ve ödenmeyen herhangi bir alacağı bulunmadığını, dava dilekçesinde talep edilen tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı Kanun'un 17, 53 ve 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi yollamasıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Belediye vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece hükme dayanak alınan 27.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarına ilişkin hesaplamalarda alacakların net tutarları belirtilmiştir. Davacı vekilince dosyaya sunulan 17.02.2016 tarihli dilekçesi ile birlikte bilirkişi raporundaki net hesaplamalar esas alınmak suretiyle bedel artırım talebinde bulunulmasına rağmen Mahkemece bilirkişi tarafından net olarak belirlenen tutarlara brüt olarak hükmedilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı Belediye vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının;

"1-12.673,47-TL brüt kıdem tazminatı alacağının iş akdinin fesih tarihi olan 31.08.2014 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

2-2.558,30 TL brüt ihbar tazminatı alacağının dava tarihi olan 02.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,

3-3.498,30 TL brüt yıllık izin alacağının dava tarihi olan 02.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," şeklindeki (1), (2) ve (3) üncü bentlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine,

"1-12.673,47-TL net kıdem tazminatı alacağının iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 31.08.2014 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

2-2.558,30 TL net ihbar tazminatı alacağının dava tarihi olan 02.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-3.498,30 TL net yıllık izin alacağının dava tarihi olan 02.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.