"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
SAYISI : 2023/605 E., 2023/1022 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22.Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararının, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.04.2019 tarihli ve 2019/3043 Esas, 2019/7767 Karar sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilmiştir.
Davacının bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 2019/17969 Başvuru numaralı ve 08.06.2023 tarihli karar ile davacının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma ... kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı ... (Belediye) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sürekli olarak davalı Belediyede çalışmış olmasına rağmen ihale alan şirketlerde sigortalı gösterildiğini, davalı Belediyenin asıl işveren diğer davalıların ise alt işveren olduklarını, davacının 30.03.2014 tarihinde yapılan mahalli idareler seçimlerinin ardından değişen yeni yönetimle birlikte 31.08.2014 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, 31.08.2014 tarihinde iş başı yapmak için işyerine giden davacının iş sözleşmeisnin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili ile iş sözleşmesi imzalamış olan ... (... Temizlik Şirketi) ve alt yüklenicisi olan ... Med. Taah. Tm. Hiz. Unvanlı Şirketin elemanı olarak çalıştığını, sosyal hak ve ücretleri açısından davalı ... ile bir ilişkisi olmadığını, davalı Belediyenin 25.06.2014 tarih ve 609 sayılı yazısı ile muhatap Şirketin bir kısım çalışanlarının benzer işi görenlerden daha az verimle çalıştığını tespit ederek tutanak altına aldığını, bu konuda şirket tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesinin istendiğini, bunun dışında davalı Belediyenin işçilerin iş sözleşmelerinin sona erdirilmesi hususunda bir talebi olmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi uyarınca kamu kurumlarının alt işveren işçilerinin ihbar, kıdem tazminatı ve diğer haklarından sorumlu olmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ... Temizlik Şirketine müteahhitlik hizmeti verdiğini, bu kapsamda yanında işçi çalıştırdığını, davacının işe devamsızlık yaptığını, bu hususta tutanak düzenlendiğini ve işçiye ihtarname keşide edildiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, süre sonunda işin bitimi sebebiyle iş sözleşmesinin sona erdiğini, bu sebeple davacının ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacının zincirleme iş sözleşmesi ile çalışmadığını, bu sebeple somut olayda işyeri devri kurallarının uygulanamayacağını, davalının, asıl işverenin haklı talebi doğrultusunda gerekli yazılı bildirimleri yaptıktan sonra çalışanların iş sözleşmelerini haklı bir şekilde feshettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3.Davalı ... Temizlik Şirketi Temsilcisi cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkeme Kararı
Mahkemenin 25.03.2016 tarihli kararıyla; davacının davalılara ait işyerlerinde toplam 2 yıl 10 ay 3 günlük çalışmasının olduğu, davacının iş sözleşmesinin ihale süresinin sona ermesi üzerine iş bitimi sebebiyle feshedildiği ve fesih yapılırken işçiye ihbar önellerinin kullandırıldığının ispat edilmediği, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedilmesi nedeniyle davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacaklarına hak kazandığı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacakları bakımından dinlenen tanık beyanları doğrultusunda hazırlanan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerektiği, davacının alt işverene devredilen iş kapsamında daha önce 01.03.2010-31.08.2010 tarihleri arasında bizzat davalı Belediyeye ait işyerinde çalıştığı, bu nedenle başlangıçtan itibaren asıl işveren işçisi olması sebebiyle talep edebileceği alacakların tamamından münhasıran davalı Belediyenin sorumlu olacağı, diğer davalıların davacının talep ettiği alacakların ödenmesinden kaynaklı bir sorumlulukları bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... bakımından davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar ... ve ... Temizlik şirketi yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
B. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Yargıtay Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli kararı ile; davacının dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve asgari geçim indirimi ücret alacaklarının miktarını belirleyebilme imkânına sahip olduğu, anılan alacak kalemleri yönünden belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından belirtilen talepler yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda salt husumetli davacı tanıklarının beyanları esas alınarak fazla çalışma ücreti ile hafta sonu ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alındığı ancak davacı tanıklarının da davalı aleyhine dava açtıkları ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri de tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesinin de mümkün olmadığı, bu sebeple davacının fazla çalışma , hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 13.12.2018 tarihli kararıyla; bozma kararına uyularak davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, asgari geçim indirimi alacakları taleplerinin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine; davacının fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
E. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
F. Yargıtay Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.04.2019 tarihli kararı ile; Mahkemece bozma ilâmına uygun şekilde karar verildiği değerlendirilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.
IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 08.06.2023 tarihli ve 2019/17969 Başvuru numaralı kararıyla; davacının açtığı belirsiz alacak davasının dava şartı yokluğundan reddedilmesinin usul hukukundaki imkânlar gözetildiğinde, başvurulabilecek son çare olmadığı belirtilerek, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi suretiyle Anayasa’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma ... kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. Mahkeme Kararı
Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen ihlal kararı üzerine yeniden yargılama yapan Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 01.03.2010-31.08.2014 tarihleri arasında davalılara ait işyerlerinde çalıştığı, buna göre davacının davalılara ait işyerlerinde toplam 2 yıl 10 ay 3 günlük çalışmasının olduğu, ispat yükü kendisinde olan davalılarca davacının iş sözleşmesinin ihale süresinin sona ermesi üzerine iş bitimi sebebiyle feshedildiği ve fesih yapılırken işçiye ihbar önellerinin kullandırıldığının ispat edilemediği, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği, yine davalılarca davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığı yahut asgari geçim indirimi ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talebinin kısmen kabulüne, asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacağının kabulüne, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları talepleri yönünden 13.12.2018 tarihinde karar verildiğinden bu alacak talepleri bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararının sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, kısmen bir ihlal kararı verilmediğini, buna rağmen Mahkemenin ikili bir ayrım yaparak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli bozma ilâmınında kararı temyiz etmeyen davalılar lehine bozma kararı verilmesinin maddi hata olduğunu ve maddi hatanın her aşamada düzeltilebileceğini, tanık beyanları ile fazla çalışmanın ispatlandığını, işçilerin birbirlerine tanıklıklarının menfaat birliği oluşturacağına ilişkin herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını, davalılar tarafından tanıklara itiraz edilmediğini belirterek Kurtalan Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 13.12.2018 tarihli kararının yok hükmünde kabul edilerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli bozma ilâmının maddi hatanın düzeltilmesi yoluyla kaldırılarak mahkemenin ilk kararının onanmasına, bu talep kabul edilmez ise mahkemenin son kararının davacı lehine bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacının müvekkili Belediye bünyesinde doğmuş ve ödenmeyen herhangi bir alacağı bulunmadığını, dava dilekçesinde talep edilen tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı Kanun'un 17, 53 ve 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi yollamasıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.