"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2889 E., 2023/3014 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/581 E., 2021/363 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 11.08.2015-07.07.2017 tarihleri arasında davalı işverenin yurt içi ve yurt dışı şantiyelerinde sinyal ve telekom formeni olarak aylık 2.900,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının belirsiz alacak davası açamayacağını, davacının müvekkili Şirkette Etiyopya Awash-Weldiya-Haragebeya Demiryolu projesinde 29.12.2016-07.07.2017 tarihleri arası sinyal ve telekom formeni olarak çalıştığını, davacının aylık ücretinin 2.900,00 USD olduğunu, davacının 02.07.2017 tarihli el yazısı ile tanzim ettiği istifa dilekçesi ile şahsi gerekçelerle ayrıldığını bildirdiğini, davacının istifa koduna dayalı olarak işten çıkışının yapıldığını, davacının iş sözleşmesinin 07.07.2017 tarihinde izin ücreti ödenerek bu tarih itibarıyla sona erdirildiğini, davacının 06.07.2017 tarihli dilekçesi ile işvereni ibra ettiğini, davacının ücret bordrolarını ihtirazı kayıtsız imzaladığını, davacıya ücret bordrolarında ödenen tutarların yüksek olup her nevi çalışmalarını kapsadığını, davacının hafta tatili yapmaksızın çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının faiz isteminin de yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yurt dışında çalışan davacının haklı bir neden olmaksızın iş sözleşmesinin bildirimsiz feshedildiği buna göre davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, işyerinde fazla çalışma yapıldığı ve hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığı tanıklarca beyan edildiğinden davacının bu husustaki iddiasını ispat ettiği, davalı işverenin ise işbu çalışmaların ücretlerinin ödendiğini yazılı delille ispat edemediği, bu nedenle fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ve ücret alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle bilirkişi raporunda hesaplanan şekilde davacının alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; müvekkili Şirketin yolcu binalarının yapımı işini anahtar teslimi usulü ile dava dışı ... Yapı Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti.ne verdiğini, buna göre asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından müvekkili bakımından davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacıya her nevi işçilik alacağının ödendiğinin özlük dosyası ile açık olduğunu, davacının iş sözleşmesini kendi isteği üzerine ve el yazılı istifa beyanı ile sona erdirdiğini, 1 yıllık hak düşürücü süre de geçtikten sonra ikame edilen davada davacının irade fesadına ilişkin iddialarının dinlenemeyeceğini, davacının kısa vadeli sigorta koluna tâbi olduğunu, yapılan indirimin az olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Yapı Merkezi Şirketinin diğer istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı; ancak davacının giydirilmiş ücretinin net ücretine %5 sağlık sigortası eklenerek brüt ücretin belirlenmesi gerektiği, ayrıca İlk Derece Mahkemesince yapılan %35 indirimin uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin 11.12.2023 tarihli tashih talebi üzerine, 12.01.2024 tarihli karar ile; tashih talebinin kısmen kabulü ile vekâlet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili; istinafa başvuru sebepleri ile benzer sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davacı vekili; hükmün ücretin brütleştirilmesi yönünden hatalı olduğunu ayrıca vekâlet ücreti yönünden de henüz tashih talepli dilekçesi üzerine bir karar verilmediğinden hükmün hatalı olduğunu belirterek katılma yoluyla temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesinin feshi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığına, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispat ve hesaplanmasına ve vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304, 305, 305/A ve 306 ncı maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
4. 09.08.2007 tarihli ve 26608 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nın "Bağımlı Faaliyetler" başlıklı 15 inci maddesi şöyledir:
" 1. 16, 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:
a) Gelir elde eden kişi, diğer Devlette ilgili takvim yılı içinde başlayan veya biten herhangi bir on iki aylık dönemde bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve
b) Ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve
c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden kaynaklanmazsa yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir.
3. Bu maddenin bundan önceki hükümlerine bakılmaksızın, uluslararası trafikte işletilen bir gemi veya uçakta ifa edilen bir hizmet dolayısıyla elde edilen ücret, maaş ve diğer benzeri gelirler, teşebbüsün etkin yönetim yerinin bulunduğu Akit Devlette vergilendirilebilir."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiğini iddia etmiş; davalı taraf ise davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunmuştur. Dosyada davacının el yazısı ile yazdığı "İşyerinizden şahsi gerekçelerimle tamamıyla kendi istek ve rızamla herhangi bir baskı olmadan 07.07.2017 tarihinde işten ayrılmak istiyorum" şeklindeki beyanını içeren 02.07.2017 tarihli istifa dilekçesi mevcuttur.
3. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi hâlinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi hâlinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir. Şarta bağlı istifa ise kural olarak geçerli değildir.
4. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması hâlinde gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu hâlde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
5. İşçinin el yazısını ve imzasını içeren bir istifa dilekçesinin varlığı hâlinde, öncelikle işçinin irade fesadı hâllerinden birini ileri sürerek bu belgenin geçersizliği iddiasında bulunup bulunmadığı yahut belgedeki imzayı inkâr edip etmediği üzerinde durulmalı, böyle bir iddianın varlığı hâlinde bu iddianın gerçek olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Görüldüğü gibi bu durumda da işçinin, istifa beyanının ardındaki gerçek iradesinin tespit edilip ortaya çıkarılması söz konusudur.
6. Somut uyuşmazlıkta ise davacının istifa dilekçesine karşı beyanı alınmadığı gibi davalı tanığı M.D.; "Davacı işten istifa ederek kendisi çıktı. Davacı istifa etmeden 2 gün önce biraz tartıştık. Davacı beni şikayet etti. 1 gün sonra da bir kontrol işi çıktı. Davacı bu işi bilmediğini söyleyerek kabul etmedi. Proje müdürümüz ertesi gün davacıyı, beni ve proje müdür yardımcısını çağırırak neden gidilmediğini sordu. Davacı da işi bilmediğini söyledi. Bu işi siz bana göstermediniz dedi. Müdürümüz de davacıya biz size bu işi gösterdik dedi. Daha sonra beni dışarı çıkarttılar. Davacı içeride statüsünün düşürülmesini ve maaşının düşürülmemesi ile kaldığı odanın değiştirilmemesini istemiş. Müdür bunu kabul etmemiş. Davacı istifasını vermiş. Ben bunları davacıdan ve müdürümüzden duydum.", davacı tanığı M.T.; "davacı tazminatlarını alıp işten ayrılmak istedi ancak üst düzey yöneticiler davacıyı yıldırarak tazminatsız olarak iş sözleşmesini feshettiler diye biliyorum,", diğer davacı tanığı E.T. "işyerinde çalışma şartları ağırdı, üzerimizde mobbing vardı, işyerinde proje müdürü olan ... bey üzerimizde aşırı baskı kurarak isteyen burada bu şartlarda çalışır, isteyen çeker gider şeklinde beyanda bulunuyordu, ben baskıya dayanamadım 8 ay çalışıp ayrıldım, davacının da baskı nedeni ile işten ayrıldığını zannediyorum" şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Şu hâlde davacının istifa dilekçesine karşı beyanı alınarak ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek kıdem ve ihbar tazminatı talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekir. Bu husus gözetilmeden talebin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
7. Tanık beyanına göre hesaplanan fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları, İlk Derece Mahkemesince %30 indirim yapılarak hüküm altına alınmıştır. Davalı taraf, sözü edilen alacaklardan yapılan indirim oranının az olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuş olup Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesince yapılan %35 oranında indirimin isabetli olduğu gerekçesiyle davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Oysa İlk Derece Mahkemesince belirtilen alacaklara uygulanan indirim oranı %30'dur.
Bölge Adliye Mahkemesinin sözü edilen gerekçesi dosya kapsamına uygun olmadığından, bu hususun da yeniden değerlendirilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
8. Diğer yandan 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez. Bölge Adliye Mahkemesinin 12.01.2024 tarihli ek kararı ile yaptığı düzeltme, yüklenen borçların değiştirilmesi mahiyetinde olduğundan 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinin ikinci fıkrasına açıkça aykırıdır.
Buna göre Bölge Adliye Mahkemesinin 12.01.2024 tarihli ek kararıyla vekâlet ücreti yönünden taraflar aleyhine değişiklik yapılması doğru olmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş olduğundan bu aşamada vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine gerek görülmemiştir.
9. Ayrıca somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince brüt olarak hesaplanan ihbar tazminatı alacağından %15 gelir vergisi kesintisi yapıldığı görülmektedir. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasındaki düzenlemeye göre; Etiyopya'da ifa ettiği çalışma dolayısıyla gelir elde eden kişi, ilgili mali yıl içinde başlayan veya sona eren herhangi bir on iki aylık dönemde bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmayacak şekilde Etiyopya'da kalırsa elde edilecek gelirin yalnızca ilk bahsedilen Devlet olan Türkiye'de vergilendirilmesi gerekecektir. Davacı işçinin ise sözü edilen dönemdeki çalışmalarında 183 günden fazla bir süre Etiyoya'da kaldığı anlaşıldığından gelirin Türkiye'de vergilendirilmesi mümkün değildir. O hâlde, davacının hesaplanan ihbar tazminatı alacağından %15 gelir vergisi kesilmesi suretiyle sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.