Logo

9. Hukuk Dairesi2024/2992 E. 2024/6832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile dava dışı şirketler arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının davalı kurumun işçisi sayılıp sayılamayacağı, sayılması halinde ücretinin nasıl hesaplanacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının sendika üyesi olmaması ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkının bulunmaması nedeniyle, ücretinin toplu iş sözleşmesine göre belirlenmesinin hatalı olduğu, ücretin aynı işi yapan sendika üyesi olmayan emsal işçi ücretine göre veya sözleşmelerde belirlenen ücrete göre hesaplanması gerektiği, aksi halde davacının almakta olduğu ücret üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2624 E., 2023/1685 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/291 E., 2021/508 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının ... (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü'nün tüvenan kömürlerinin ve ocak taşlarının yüklenmesi, nakli ve boşaltılması ile Kozlu lavvarında çıkan katı atık malzemenin nakli ve yüklenmesi için yapılan ihaleyi alan değişik firmalarda hiç ara vermeden işyeri devri esaslarına göre bant işçisi olarak çalıştığını, işverenler arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi hükmü gereğince müvekkilinin baştan beri davalı Kurumun işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek ilave tediye, fark ücret ve akdi ikramiye alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Kurum işçisi olmadığını, müvekkili Kurum ile davacının çalıştığı şirket ya da şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını, işin bütün olarak şirkete devredildiğini, muvazaa iddiasının ve muvazaaya dayalı alacak taleplerinin yerinde olmadığını, müvekkili Kurumun alacaklardan sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının bant işçisi olarak çalıştığı, davalı Kurumun faaliyet alanının yeraltından maden çıkarılması işi ile sınırlı olmadığı, hizmet alımına konu işin büyük hazırlık denilen, kömür üretim aşamasının bir parçası niteliğinde ve davalı kurumun asıl işi olduğu, kullanılan araç, gereç, silo, bunker, bant sistemlerinin davalı Kuruma ait olduğu, asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde Kanun gereği aranan işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler kriterinin gerçekleşmediği, yüklenici dava dışı Şirketin gerekli, yeterli uzmanlığa ve teknolojik alt yapıya sahip olmadığı, bu nedenlerle davacının baştan itibaren davalı Kurumun işçisi olarak kabulü gerektiği gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının müvekkilinin işçisi olmadığını, dava konusu işin yardımcı iş olduğunu ve bu nedenle hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olmadığını, hesaplamaya esas alınan işçilerin emsal işçi olmadıklarından ücretlerinin esas alınmasının hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; alacakların emsal işçi ücretlerine göre hesaplanması gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ile dava dışı şirketler arasında akdedilen sözleşmede, davalı Kurumun tüvenan kömürlerinin ve ocak taşlarının yüklenmesi, nakli ve boşaltılması, taş bandında kömürlerin tavuklama (elle ayıklama) yöntemi ile ayıklanması ve Kozlu Lavvuarından çıkan katı atıkların nakli ve yayılması işinin yükleniciye verildiği, davacının bu iş kapsamında bant işçisi olarak çalıştığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.02.2020 tarihli ve 2019/7907 Esas, 2020/2010 Karar sayılı emsal ilâmına göre davalı Kurumun faaliyet alanının yeraltından maden çıkarılması işi ile sınırlı olmadığı, hizmet alımına konu işin büyük hazırlık denilen ve kömür üretim aşamasının bir parçası niteliğinde ve davalı Kurumun asıl işi konumunda olduğu, kullanılan araç, gereç, silo, bunker, bant sistemleri Kuruma ait olup asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde Kanun gereği aranan işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler kriterinin gerçekleşmediği, dava dışı Şirketin gerekli ve yeterli uzmanlığa ve teknolojik alt yapıya sahip olmaması nedeniyle muvazaa olgusunun tespit edildiği ayrıca hesaplamalara esas alınan ücretin tespitinde hata bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalı ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olup olmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, buna göre davacının davalı Kurumun işçisi sayılarak emsal ücretinin belirlenmesi noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan işçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 inci maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun

'un 1 inci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üyeliği veya dayanışma aidatı ödeyerek faydalanma talebi bulunmadığından, toplu iş sözleşmesinden yararlanması olanaklı değildir.

3. Mahkemece, davalı tarafından sunulan ücret bordrolarına göre davacının günlük çıplak ücretinin tespitinde emsal işçi olarak yer altı işçisi A.B ve Ş.K isimli işçilerin ücretinin esas alınmasının hakkaniyetli olmayacağı zira davacının yer üstünde çalıştığı, buna karşılık davalı adına Kamu İşletmeleri İşveren Sendikası ile Genel Maden İş Sendikası arasında davalı işyeri için imzalanan toplu iş sözleşmesine göre ve sendika ücret skalasına göre ücret tespitinin yapılması gerektiği, her ne kadar davacının sendika üyesi olmadığı sabit ise de; yer üstü lavvar yıkama işçisinin çıplak ücretinin toplu iş sözleşmesine göre tespit edildiği, sendikal hakların ise eklenmediği açıklanmıştır.

4. Emsal olarak bildirilen işçilerin sendika üyesi olduğu ve pano ayak üretim (yeraltı maden ocağında) işçisi olarak çalıştığı, davacının ise yer üstünde lavvar işçisi olarak çalıştığı bu nedenle davacı bakımından emsal olamayacağı açık olup ücretlerinin emsal olarak dikkate alınmaması isabetli olmuştur. Ancak sendika üyesi olmayan ve toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkına sahip olmayan davacı işçinin ücretinin toplu iş sözleşmesinde yer alan ücret skalasına göre tespiti hatalıdır. Bu itibarla, davacının sendika üyesi olmadığı ve dayanışma aidatı da ödemediği gözetildiğinde; davalı işverene ait işyerinde davacı ile aynı işi yapan ve sendika üyesi olmayan emsal işçi olup olmadığı belirlenerek emsal işçi olması hâlinde ücret farkı ve ilave tediye alacakları emsal işçi ücretine göre hesaplanıp hüküm altına alınmalı; sendikalı olmayan emsal işçi bulunmadığının anlaşılması hâlinde ise davalı ile alt işverenler arasındaki sözleşme ve şartnamelerde işçiye ödenecek ücretin belirlenmiş olması ya da işçiyle yapılan bireysel iş sözleşmesinde ücretin gösterilmiş olması hâlinde bu ücrete göre ücret farkı ve ilave tediye alacağı hesaplanarak hüküm altına alınmalı, böyle bir tespit yapılamadığı takdirde ücret farkı talebi reddedilerek ilave tediye alacağı davacının almakta olduğu ücret üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.