Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5078 E. 2024/6883 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, işveren tarafından Kuveyt'teki işyerinde kendisine baskı ve zorlama ile imzalatıldığı iddia edilen ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iradesinin fesada uğratıldığına dair iddiasını ispatlayamaması ve dosya kapsamında arabuluculuk tutanağının sahte olduğuna dair herhangi bir delil bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/4878 E., 2023/325 K.

DAVA TARİHİ : 27.07.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/1296 E., 2022/121 K.

Taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2020/381 Esas, 2021/764 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.09.2021 tarihli ve 2021/2504 Esas, 2021/2251 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 03.05.2023 tarihli ek karar ile kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Bölge Adliye Mahkemesince kararın kesin nitelikte olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamına göre talep konusu olan ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali davasının temyizi kabil dava türlerinden olmasına göre temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 03.05.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin Kuveyt'teki işyerinde 11.04.2018-12.02.2020 tarihleri arasında kalıp ustası olarak çalıştığını, davacının işten çıkartıldığı gün 12.02.2020 tarihinde müvekkili veya davalı Şirket tarafından herhangi bir arabuluculuk başvurusu olmamasına rağmen davalının yurt dışındaki şantiyesinin muhasebe bölümünde müvekkiline çeşitli baskı ve zorlamalar ile ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağı imzalattırılarak iradesinin fesada uğratıldığını, her ne kadar ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağında arabuluculuk görüşmesinin telefon/bilgisayar aracılığı ile görüntülü görüşme ile yapıldığı yazılmış ise de yapılan ihtiyari arabuluculuk görüşmesinin öneminden ve hukuki boyutundan müvekkiline bahsedilmediğini, sadece alacağı miktarının söylendiğini, arabuluculuk tutanaklarını okumasına dahi izin verilmeden tutanakların müvekkiline imzalattırıldığını, yapılan bu ihtiyari arabuluculuk anlaşmasının hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını ileri sürerek 12.02.2020 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili işveren arasında kanuna uygun şekilde ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri gerçekleştirilerek uzlaşmaya varıldığını, tarafların serbest ve ortak iradeleri ile anlaştıklarını, davacı tarafın tamamen kötüniyetli olarak işbu anlaşmanın iptaline karar verilmesini istediğini, irade fesadına dayalı iddiaların somut ve kesin delillerle ortaya konulması gerektiğini, davacının somut herhangi bir delile dayanmaksızın salt soyut iddialarla açtığı davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işverene ait yurt dışı inşaat şantiyelerinde kalıpçı ustası olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin işveren tarafından 01.02.2020 tarihinde sonlandırıldığı, davacının celp edilen Pol-Net kayıtlarından 14.02.2020 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığının tespit edildiği, arabulucu tarafından aynı tarihte davalı işveren bünyesinde çalışan başka işçilerle de arabuluculuk görüşmesinin yapıldığı, arabuluculuk tutanağının sahte olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, iradeyi fesada uğratan hâllerden birinin olduğuna dair ispat yükünün davacı tarafından yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak arabuluculuk tutanağı imzalatıldığı hususu, tanık beyanı ile ispat edilmesine rağmen aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğunu, ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının davalı Şirket tarafından müvekkile olduğu gibi binlerce işçiye de çeşitli baskı ve zorlamalar ile imzalattırıldığını, müvekkilinin imzalamış olduğu belgelerin hukuki anlam ve mahiyetinin ne olduğuna dair kendisine herhangi bir bilgi verilmediğini, işverenin arabuluculuk sürecinin ilke ve amaçlarına aykırı olarak arabuluculuğu bir ibraname aracı olarak kullandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, İlk Derece Mahkemesince hukuki ilişkinin nitelendirilmesi ile objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosya kapsamıyla çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarının tespiti ile vakıa değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; arabuluculuk sürecinin kanuna uygun şekilde yürütülüp yürütülmediği ve buna göre dava konusu ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3, 8, 9, 11, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 inci maddeleri.

3. 02.06.2018 tarihli ve 30439 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin 5, 10, 11, 13, 17, 20 ve 21 nci maddeleri.

4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39 uncu maddeleri.

5. Dairemizin 28.02.2023 tarihli ve 2023/130 Esas, 2023/3068 Karar sayılı; 29.05.2023 tarihli ve 2023/2710 Esas, 2023/8014 Karar sayılı ilâmları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 03.05.2023 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.