Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5889 E. 2024/9073 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında yapılan belirsiz süreli iş sözleşmesindeki ücret hükmüne göre ücret ve diğer alacaklarının hesaplanması gerektiği iddiasına dayalı alacak davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin ıslah dilekçesindeki maddi hatayı düzeltmesinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde ilave tediye ve ikramiye alacak tutarlarını yer değiştirerek yazdığı bu hususun maddi hata kapsamında değerlendirilmesinin ve düzeltilmesinin yerinde olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/4507 E., 2024/203 K.

KARAR : Direnme

Taraflar arasında Ankara 30. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen fark ücret, fark ilave tediye ve fark ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan davacının ücretinin kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesinin altıncı fıkrasında; geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin, anılan madde kapsamında yer alan idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacağının düzenlendiğini, bu çerçevede belirlenen ücrette indirimin veya hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacının 2018 yılı ücreti korunarak bu ücretin üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 30. İş Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli kararı ile; davacının davalı Bakanlığa ait işyerinde alt işveren bünyesinde çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçtiği, kadroya geçiş sırasında ücret ve haklarının korunduğu, uyuşmazlığın ise uygulanan ücret zammı ve bu zamdan kaynaklanan fark alacaklara ilişkin olduğu, konuya ilişkin emsal içtihatlarda, sürekli işçi kadrosunda çalışan işçilere ilişkin davalarda ön koşulun kadroya geçiş sırasında belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücrete ilişkin açık bir ifade yer alıp almadığına ilişkin olduğu, davacının kadroya geçişi sırasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde açıkça asgari ücretin %5 fazlası oranında ibaresinin yer aldığı, bu bağlamda ücreti düşürülen davacının fark ilave tediye, ikramiye ve ücret alacaklarının bulunduğu, davalı işveren tarafından söz konusu fark alacaklara ilişkin ödeme yapıldığına dair belge sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının 2018 yılı asgari ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını, ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının bir yandan bireysel iş sözleşmesinde diğer taraftan da toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mesnetsiz olduğunu, bireysel iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmesi hükümlerinin bire bir, tek tek ya da bütün olarak değil, konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiğini, kaldı ki davacının ücretinde herhangi bir indirime gidilmeyip 2018 yılındaki ücreti korunarak bunun üzerine mevzuata uygun zam oranları uygulandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.03.2023 tarihli kararı ile; davacının ücret ve buna bağlı bir kısım alacak talebinde bulunduğu, davalı işyerinde değişen alt işverenler nezdinde alt işveren işçisi olarak çalışırken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında kadroya geçirildiği ve dava tarihi itibarıyla çalışmasının devam ettiği, tarafların kadroya geçiş döneminde imzaladıkları bireysel iş sözleşmenin 7 nci maddesinde asgari ücretin belli oranda yüzde fazlası olarak ücret düzenlemesi kararlaştırıldığı, davacının 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının belirlenmesinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinden yararlandığı, bilirkişi raporunda dönemsel asgari ücretlerin belli oranda yüzde fazlası ve ek olarak %4 oranında artış nazara alınarak fark ücret hesabı yapıldığı, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, faiz türleri ve istinaf edenin sıfatına göre hesaplamalarda hata bulunmadığı, ancak davacı tarafın taleplerini kısmi dava şeklinde ileri sürdüğü ve dava ve ıslah dilekçelerinde faiz başlangıç tarihi açısından isteğini dava tarihi olarak açıkladığı, bu durumda dava türü ve taleple bağlılık gereği alacaklara dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi yerine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 01.11.2023 tarihli kararı ile; davacı tarafça dava dilekçesinde 10,00 TL ilave tediye alacağı talep edilmiş olup ıslah dilekçesinde ise bu alacak kalemine ilişkin talep tutarı 27,50 TL olarak belirtilmiş olduğu, buna rağmen 505,73 TL ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasının taleple bağlılık ilkesine açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ıslah edilen tutarlar bakımından 05.09.2022 tarihli bilirkişi ek raporunun esas alındığı, İlk Derece Mahkemesince tesis edilen hükümde de ek rapora uygun karar verildiği, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde ilave tediye yerine ikramiye ve ikramiye yerine de ilave tediye için hesaplanan tutarları yazdığı, ıslah harcının doğru yatırıldığı, ıslah dilekçesindeki bu hususun maddi hataya dayandığı gerekçesiyle bozma kararına direnilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Bakanlık uygulaması yerinde olduğundan dava konusu taleplerin reddi gerektiğini, ücreti düşürülmeyen davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacaklara hak kazanamayacağını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve ilave tediye alacağı konusunda davacı talebinin aşılıp aşılmadığı konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesinin, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde ilave tediye yerine ikramiye ve ikramiye yerine de ilave tediye için hesaplanan tutarları yazdığı bu hususun maddi hata kapsamında olduğu yönündeki direnme kararı yerinde görülmüştür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.