Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6191 E. 2024/9488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalıştırılan işçinin iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları için açtığı davada, uygulanacak hukuk ve zamanaşımı süresinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa uygulanacak hukukun Rusya Federasyonu hukuku olduğu, ancak Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesindeki sürenin zamanaşımı niteliğinde olduğu ve 03.07.2016 tarihli değişiklikle bir yıla uzatıldığı gözetilerek, asıl davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi hatalı bulunmuş ve karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/301 E., 2024/446 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile asıl ve birleşen davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 35. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/41 E., 2023/563 K.

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/897 E., 2019/517 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2021 tarihli kararı ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2023 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin 2012 yılı Haziran ayından 2017 yılına kadar davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, çalışmalar neticesinde iş bitimi verilerek iş sözleşmesine son verildiğini, şirkette aldığı son net ücretin 5.000,00 USD olduğunu, üç öğün yemek ve konaklamanın işveren tarafından karşılandığını, iş sözleşmesi işveren tarafından feshedilmiş olmasına rağmen kıdem ve ihbar tazminatının kendisine ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca 06.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, iki haftada bir hafta tatili kullanabildiğini, tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, yapmış olduğu fazla çalışma ve bayram çalışması karşılığı olan ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile ihbar tazminatı ve kıdem tazminatının davalıdan tahsiline tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... ... AŞ asıl davaya cevap dilekçesinde; davaya uygulanacak mevzuatın yabancı mevzuat olduğu, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunarak davacının şirketlerinde kaydının bulunmaması nedeni ile herhangi bir belge sunulmasının da mümkün olmadığını, işçinin hangi ülkelerde ne süre ile çalıştığının belli olmadığını, usulen hasımların sayısının ve kimliklerinin açıkça yazılması ve husumetin işçinin çalıştığı şirkete yöneltilmesi gerektiğini, davacının belirtmiş olduğu ücretin de çok fahiş olduğunu, davacı ile aralarında çalışma ilişkisi söz konusu olmadığından davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... AŞ vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davaya uygulanacak mevzuatın yabancı mevzuat olduğu, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunarak davacının şirketlerinde kaydının bulunmaması nedeni ile herhangi bir belge sunulmasının da mümkün olmadığını, işçinin hangi ülkelerde ne süre ile çalıştığının belli olmadığını, usulen hasımların sayısının ve kimliklerinin açıkça yazılması ve husumetin işçinin çalıştığı şirkete yöneltilmesi gerektiğini, davacının belirtmiş olduğu ücretin de çok fahiş olduğunu, davacı ile aralarında çalışma ilişkisi söz konusu olmadığından davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davacının iş sözleşmesi kapsamında davalının Rusya Federasyonu'nda bulunan işyerinde çalıştığı, mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya Federasyonu olduğu, davacının iş sözleşmesinin 29.12.2016 tarihinde sonlandığı, davanın ise 13.11.2017 tarihinde açıldığı, fesih tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesindeki 3 aylık dava açma süresine göre davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukuku uygulanması gerektiğini, taraflar arasında imzalandığı iddia edilen Türkiye İş Kurumu iş sözleşmesinin genel işlem koşullarına aykırı olduğunu, işbu davanın açıldığı tarihte yurt dışında çalışılan işçilere çalışılan ülke hukukunun uygulanmasına dair bir Yargıtay içtihadı olmadığından bu sebeple de zamanaşımı yönünden Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının Rusya hukukuna göre 3 aylık süre içerisinde dava açacağını bilmesinin mümkün olmadığını, bu sürenin kaçırılmasının da geçerli bir nedene dayandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlığın Rusya Federasyonu hukukuna göre çözümlenmesi gerektiği, davacının iş sözleşmesinin 29.12.2016 tarihinde sonlandığı, davanın ise 13.11.2017 tarihinde açıldığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için zamanaşımı süresi olan 3 aylık hak düşürücü sürenin dolduğu, davacının dosya kapsamında hak düşürücü süre içerisinde mahkemeye başvurmama gerekçesine ilişkin delil sunmadığı ancak davanın yabancı hukukun uygulanması nedeniyle reddedilmiş olması nedeniyle davacı aleyhine yargılama giderleri ile vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı, davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir :

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

3. Değerlendirme

1. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (Vahit Doğan, Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

2. Dairemizce daha önce bazı kararlarda, ilâmın İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin, hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olup kararın öncelikle bu sebeple bozulması gerekmiştir.

3. Diğer taraftan Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına ilişkin olarak öngörülen 3 aylık zamanaşımı süresi 03.07.2016 tarihli Kanun değişikliği ile 1 yıla çıkarılmıştır. Somut olayda, iş sözleşmesinin Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra 29.12.2016 tarihi itibarıyla sona erdiği dikkate alındığında, bu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri hakkında 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir.

4. Asıl dava ve birleşen dava bu yönden değerlendirildiğinde; her ne kadar birleşen dava tarihi itibarıyla 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ise de, asıl dava tarihi itibarıyla 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır.

O hâlde Mahkemece birleşen davada davalı ... AŞ'nin süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def'i dikkate alındığında birleşen davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Ancak asıl davada dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresi dolmadığından, varsa davacının hak kazandığı alacaklar hesaplanıp davalı ... ... AŞ'nin yasal süresi içinde ileri sürdüğü zamanaşımı def'i de gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.