"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2496 E., 2024/135 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/168 E., 2023/343 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığın 01.06.2023 tarihli ve 257052 sayılı yazısı ile davalı Sendikanın işletme toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığının müvekkiline 05.06.2023 tarihinde bildirildiğini, çalışan işçisi sayısının hatalı tespit edildiğini, sendikalı işçi sayısında alt işveren işçilerinin hesaba katıldığını, müvekkiline ait işyerleri arasında bulunan yönetsel, teknik ve amaç yönünden birlik olduğunu ve yarıdan fazla çoğunluk aranması gerektiğini, Sendikaya üye olan işçilerin aynı işkolunda başka sendikaya üye olup olmadığı hususlarında araştırma yapılmadığını, davalı Sendikanın işkolu barajını geçemediğini ileri sürerek Bakanlığın 01.06.2023 tarihli ve 257052 sayılı yetki tespiti işleminin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, dava dilekçesinde yalnızca çalışan ve sendikalı sayısına itiraz olduğu göz önünde bulundurularak davanın çözüme kavuşturulması gerektiğini savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davacının hukuken dinlenebilir tek itirazının çalışan ve üye sayılarına yönelik olduğunu, Bakanlık, SGK ve Sendika kayıtları göz önüne alındığında çalışan ve üye sayılarının tespitinde herhangi bir maddi hata bulunmadığını savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın süresinde ve görevli makama kayıt ettirilerek usule uygun şekilde açıldığı, SGK dönem bordrolarına göre davacıya ait yetki tespitine konu 0023029.015 ve 1532797.034 SGK sicil numaralı her iki işyerinde yetki başvuru tarihi itibarıyla toplam 201 çalışan bulunduğu, bu rakamın Bakanlık tespiti ile örtüştüğü, dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, yetki tespit tarihinde davacı Şirkete ait 0023029.015 ve 1532797.034 sicil numaralı işyerlerinde çalışan toplam 201 işçiden 133'ünün davalı Sendika üyesi olduğu, bu hâlde davalı Sendikanın işyerindeki çoğunluğunun hem işyeri hem işletme toplu iş sözleşmesi yapabilmek için kanunun aradığı sayısal oranın üzerinde olduğu, davacının işyerlerinin tek elden yönetildiği yolundaki itirazına itibar edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Bakanlık tarafından çalışan sayısının hatalı bir şekilde belirlediğini, davalı Sendikanın hiçbir şekilde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) yetki tespiti için aramış olduğu çoğunluğa sahip olmadığını, üye sayısının hesaplamasında davacı Şirketin alt işverenine ait işçilerin hesaba katıldığını, müvekkilinin tek bir işyerinin bulunduğu kabulü hesap yapılması gerektiğini, Bakanlığın yetki tespitinde sendika üyesi olarak kabul ettiği birçok işçinin aynı işkolundaki diğer sendikalara üye olup olmadığı hususu araştırılmadan yetki tespitinde bulunduğunu, üye olma koşullarını taşımayan veya sendika üyesi olamayacak işçilerin, yetki başvurusundan sonraki tarihte üyelik başvurusunda bulunan işçilerin, davalı Sendika dışında başka sendikalara üye olan işçilerin çoğunluk hesabına dâhil edildiğini ve İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, SGK ve işveren kayıtları, yetki tespiti kararı ve tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davanın süresinde açıldığı, başvuru tarihi itibarıyla Sendikanın işletmede çoğunluğu sağladığı, çalışan 201 işçiden 133'ünün davalı Sendikaya üye olduğu tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen kararda yazılı gerekçelere göre İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.