"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/221 E., 2024/443 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/234 E., 2023/680 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 02.11.2021 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli ve 2022/1089 Esas, 2023/612 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.08.2014-25.07.2020 tarihleri arasında, davalı Şirkete ait Gürcistan'da bulunan işyerinde ölçüm operatörü olarak çalıştığını, aylık ücretinin net 2.000,00 USD olduğunu, ücrete ilaveten üç öğün yemek ve barınmanın işveren tarafından karşılandığını, işyerinde iki haftada bir gün hafta tatili olmak üzere haftanın 7 günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, yine dinî bayramların ilk günü haricinde diğer ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından işin bitimi gerekçe gösterilerek haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ancak hak ettiği işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının dava dışı AGE Batum Şirketi nezdinde çalıştığını ve müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, aylık 1.000,00 USD ücret aldığını, davacının iddia ettiği ücretin içerisinde fazla çalışma, hafta tatili ve resmî tatil çalışmalarının da dâhil olduğunu, iş sözleşmesinin sona ermesi ile davacının tüm haklarının kendisine ödendiğini, davacının yurt dışında çalışması nedeniyle uyuşmazlığa çalıştığı ülke hukukunun uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edildiği, Gürcistan İş Kanunu'nun 31 inci maddesinde; “Maaş şekli ve miktarı iş sözleşmesinde belirlenir. Bu Maddedeki normlar sadece iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe kullanılır.”, 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasında; “Fazla mesai maaşın saatlik oranı arttırılarak ödenecektir. Bu ücret miktarı taraflarca belirlenir. Taraflar fazla mesai karşılığında işçiye/çalışana ek dinlenme süresi verilmesi üzerinde anlaşabilirler.” ve 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasında “Bu maddenin 1. Fıkrasında belirtilen tatil günlerinde işçi çalışanın iş yapması fazla mesai olarak kabul edilir ve ücreti ödeme şartları bu kanunun 17.maddesinin 4. ile 5. Fıkralarında belirlenen kurala göre belirlenir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği, davacının çalışmış olduğu dava dışı AGE Batum CO LLC Şirketi arasında organik bağ bulunduğu, bu bağlamda davalının husumet itirazının yerinde olmadığı, somut olaya kaldırma kararı doğrultusunda Gürcistan iş mevzuatının uygulandığı, Gürcistan iş hukukunda kıdem tazminatına ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle davacının kıdem tazminatına ilişkin talebinin reddine karar verildiği, bildirim sürelerine uyulmaksızın yapılan fesih nedeniyle davacı lehine ihbar tazminatına hükmedildiği, kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde Gürcistan iş hukukuna ilişkin mevzuat çevirilerinin dosya arasına alınarak bu doğrultuda bilirkişi raporu ve zamanaşımı sürelerine göre ek rapor aldırıldığı, davacının davalı işveren nezdinde alet operatörü olarak 5 yıl 11 ay 16 gün hizmetinin bulunduğu, Gürcistan iş mevzuatına göre davacının fazla çalışma ücretinin hesaplandığı, ödenen tutarın mahsup edilmesiyle birlikte fazla çalışma alacağının bulunmadığı, davacının hafta tatili izninden yararlanmadığı, ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışma yapıldığına yönelik davacı iddialarını tanık anlatımları ile de ispatladığı, yıllık izin alacağına hak kazandığı ve bu alacak kaleminin ıslah edilmemesi sebebiyle taleple bağlı kalındığı, alacak kalemlerinin hesaplanmasında zamanaşımı def'inin nazara alındığı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi ek raporunun hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemenin taraflar arasında hukuk seçimi olduğuna ilişkin kabulünün hatalı olduğunu, iş sözleşmesi ekinde müvekkilinin incelemesine esas Gürcistan İş Kanunu'nun bulunmadığını, işveren himayesi altında ve güçsüz konumda olan davacının imzaladığı belgeleri müzakere etme imkânının olmadığını, işveren etkisi altından çıkmadan imzalanan belgede davacının ... iradesinden ve talebinin bu yönde olduğundan bahsedilemeyeceğini, karar gerekçesine dayanak yapılan sözleşmenin geçerliliğinin olmadığını, söz konusu yurt dışı hizmet sözleşmesinin de resmî makam olan Türkiye İş Kurumunun onayının dahi olmadığını, uyuşmazlıkta sıkı ilişkili hukukun Türk hukuku olduğunu, tüm dönem çalışmasının Gürcistan hukukuna göre değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, zira sözleşmenin 2014 yılında bir yıl süreli olarak akdolunduğunu ve sonraki döneme ilişkin sözleşme bulunmadığını, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişinin konusunda uzman olmadığını ve Gürcistan iş mevzuatına vakıf olmadan varsayımsal yorumlarla rapor düzenlendiğini, ücret tespitine yönelik kaldırma kararı bulunmadığını ve aylık ücreti 2.000,00 USD olduğuna dair kazanılmış haklarının bulunduğunu, Gürcistan İş Kanunu'nda fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin temel ücrete dâhil olacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, işverence davacıya taahhüt edilen ücretin 2.000,00 USD olduğunu, Mahkemece sözleşme gereği davacının almış olduğu ücretin içinde fazla çalışma ve hafta tatili çalışmalarına ilişkin ücretin de dâhil olduğuna ilişkin kabulünün hukuka ve hayatın bilinen gerçeklerine aykırı olduğunu, kaldı ki Gürcistan İş Kanunu'nda asgari ücret olup olmadığı, brüt net ücret farkı olup olmadığı veya hesaplamalara ilişkin bir husus bulunmadığını, aksi kabulde dahi davacının emsali işçinin alabileceği ücretin araştırılması gerektiğini, kıdem tazminatının kamu düzenine ilişkin olup Gürcistan İş Kanunu'nda düzenlenmese bile Türk hukukuna göre hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca Gürcistan İş Kanunu'nun 34 üncü maddesinde kıdem tazminatına benzer mahiyette düzenleme olduğunu, bu yönde değerlendirme yapılmadan eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, tanık beyanının hatalı değerlendirildiğini, takdiri indirim uygulanmasının hatalı olduğunu, hafta tatili günündeki fazla çalışma saatinin fazla çalışma alacağı olarak hesaplanması gerektiğini, zamanaşımına ilişkin bilgilendirme yapılmadan dayanaksız olarak 3 yıllık zamanaşımı süresinin kabul edildiğini, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece verilen ilk kararın Dairece yabancı hukuk uygulaması nedeniyle kaldırılması sonrasında Mahkemece Gürcistan İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasına dair bilirkişi raporu ve ek raporu aldırıldığı, davacının davalı Şirket bünyesinde 10.08.2014-25.07.2020 tarihleri arasında çalıştığı, davalı tarafça ibraz edilen banka ödemeleri ve iş sözleşmelerinin incelenmesinden davacının çalışma döneminde ücretinin aylık net 1.000,00 USD saatlik ücretinin net 6,25 USD olarak belirlendiği, aylık 80 saat fazla çalışma ve 2 haftada bir pazar çalışması hafta tatili de eklenerek toplamda 2.000,00 USD olarak belirlendiği, Gürcistan iş hukukuna göre giydirilmiş ücrete ilişkin bir düzenleme bulunmadığından giydirilmiş ücret hesaplanmamasının yerinde olduğu, davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sona erdiği, bu kapsamda davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, ücretine ilişkin değerlendirmenin yerinde olduğu, Gürcistan İş Kanunu'nda kıdem tazminatına ilişkin düzenleme bulunmadığından kıdem tazminatı talebinin reddi yerinde olup fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil alacaklarına ilişkin değerlendirmede hata bulunmadığı, Gürcistan Medeni Kanunu'nun 129 uncu maddesinin ikinci fıkrasında 3 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğünden Mahkemenin zamanaşımına ilişkin değerlendirmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, reddedilen kısım üzerinden takdir olunan vekâlet ücretine ilişkin istinaf talebinin de yerinde bulunmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvurusunda; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş ve uyuşmazlığa Türk hukuk uygulanması gerektiğini savunarak ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, hesaplamaya esas ücretin tespiti, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ile bu alacakların hesaplanması yöntemi ile davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun (5718 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"...
(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.
..."
3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
5. Gürcistan İş Kanunu'nun ilgili hükümleri şu şekildedir;
"Madde 31 Maaş: Maaş şekli ve miktarı iş sözleşmesinde belirlenir. Bu Maddedeki normlar sadece iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe kullanılır."
"Madde 17/4 Fazla Mesai: Fazla mesai maaşın saatlik oranı arttırılarak ödenecektir. Bu ücret miktarı taraflarca belirlenir."
"17/5 "Taraflar fazla mesai karşılığında işçiye/çalışana ek dinlenme süresi verilmesi üzerinde anlaşabilirler."
"Madde 20/3 Tatil Günleri "Bu maddenin 1.fıkrasında belirtilen tatil günlerinde işçi/çalışanın iş yapması fazla mesai olarak kabul edilir ve ücreti ödeme şartları bu kanunun 17. Maddesinin 4. ile 5. Fıkralarında belirtilen kurala göre belirlenir."
6. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya kapsamında yer alan yurt dışı hizmet sözleşmesinde, sözleşmenin 07.08.2014-06.05.2015 tarihleri arasındaki çalışma dönemi için düzenlendiği açıklamasına yer verilmiş ise de çalışma süresinin 12 adet ek sözleşme ile 30.07.2020 tarihine kadar uzatıldığı, aynı şekilde dosyaya celbedilen Emniyet Müdürlüğü kayıtlarından, davacının 25.07.2019 tarihine kadar yurda giriş çıkışına ilişkin kayıt bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu hâlde, dosyada mübrez yurda giriş-çıkış kayıtlarında da görüleceği üzere çalışmasının tamamı yurt dışında geçen davacı işçi bakmından mutad işyeri hukukun çalışılan ülke hukuku olduğu kabulünde bir isabetsizlik bulunmayıp davacı tarafın, çalışma süresinin tamamının Gürcistan'da geçmediğine ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
3. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması nedeniyle ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.
4. Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı Şirkete ait yurt dışında bulunan işyerinde çalıştığı anlaşılmakla, İlk Derce Mahkemecesince davaya konu uyuşmazlığın çözümünde Gürcistan İş Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması suretiyle yapılan hesaplamaya göre belirlenen alacakların hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunamamaktadır. Ancak dava tarihinin 25.08.2020 olması ve yabancı hukukun uygulanması sonucunda kısmen ret kararı verilmiş olması karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi hakkaniyete aykırıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (5) ve (6) numaralı bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
"5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,"
"6-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.07.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Dosya içeriğine göre davacının yurt dışında çalıştırılması Türkiye İş Kurumu aracılığı ile gerçekleşmemiştir. Taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde topoğraf olarak çalışacak olan davacıya her ay 2.000,00 USD ödeneceği ancak bunun 1.000,00 USD kısmının temel ücret, 1.000,00 USD'lik kısmının ise haftada 20 saat fazla çalışma ve ayda iki hafta tatilinde 10 saatlik çalışma karşılığı olduğu belirtilmiştir. Davacı aylık temel ücretinin 2.000,00 USD olduğunu iddia ederek işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının aylık temel ücreti 1.000,00 USD kabul edilmek suretiyle işçilik alacakları hesaplanmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda kamu düzeni, 5718 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulmakta olup, söz konusu hüküm “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde, Türk hukuku uygulanır.” şeklindedir.
Yabancılık unsuru taşıyan hukuki uyuşmazlığa uygulanacak hukuk yabancı devletin hukuku ise kural, yabancı hukukun uygulanmasıdır. Bununla birlikte yabancı hukukun uygulanmasının sınırı, doğacak hukuki sonuçların Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamasıdır. Bir yabancı hukuk kuralı Türk hukukunun temel değerlerine, genel adap ve ahlâk anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel ... anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda (Anayasa) yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ahlâk ve ... anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı).
Avrupa ... Divanının bir kararında belirtildiği üzere azami çalışma süresi işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgilidir (14.10.2010, Günter Fuß v Stadt Halle, Case C-243/09, EU:C:2010:609, p. 32-33). Ülkemizde de çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla çalışma süreleri sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda 4857 sayılı İş Kanunu’nda (4857 sayılı Kanun) günlük çalışma için en çok 11 saat, haftalık çalışma için ise en çok 45 saatlik bir süre öngörülmüştür. İşçinin onayı ile yılda 270 saati geçmemek üzere fazla çalışma yapılabileceği göz önünde bulundurulduğunda 4857 sayılı Kanun'a tâbi işçiler bakımından haftalık azami çalışma süresinin 50 saat olduğu söylenebilir.
Dairemiz uygulamasına göre aylık ücretin asgari ücretten ayda en az 22,5 saatlik fazla çalışmayı karşılayacak miktarda yüksek olması kaydıyla fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğuna yönelik sözleşme hükmü geçerlidir. Böyle bir durumda yılda 270 saat fazla çalışma karşılığının aylık ücret içinde ödendiği kabul edilmektedir. Yine Dairemiz uygulamasına göre aylık ücretin fazla çalışmayı da kapsadığı şeklinde bir düzenleme olması durumunda, temel ücret yılda 270 saatlik fazla çalışmayı de içine alan ücrettir. İşçilik alacakları bu temel ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Yani temel ücret belirlenirken fazla çalışma karşılığı olarak ödenen miktar ayrıştırılmamaktadır. Gerçekten işçiye, fazla çalışma yapmasa dahi aynı ücretin ödenmesi, ayrıştırma yapılmamasını gerektirir.
Somut olayda sözleşmede davacı işçiye her ay 2.000,00 USD ödeneceği ve bunun için davacının ayda iki hafta haftalık 60 saat, iki hafta ise haftalık 70 saat çalışacağı düzenlenmiştir. Davacının sürekli biçimde bu şekilde çalıştırılması Türk hukukunda öngörülen azami çalışma süresini ihlal eden bir durumdur. Türk hukuku bakımından da azami çalışma sürelerine ilişkin kurallar iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanabilmesinin bir gereğidir. Azami çalışma süresi, ihlali hâlinde ortaya çıkabilecek kazalar dikkate alındığında, sadece işçinin değil üçüncü kişilerin de sağlık ve güvenliğini ilgilendirdiğinden Anayasa’nın 17 nci maddesinde düzenlenen yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme ... ve vücut bütünlüğünün dokunulmazlığı ile doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle kamu düzenine ilişkin bir düzenleme olarak kabul edilmelidir.
Yukarıda belirtildiği üzere 5718 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca belirli bir uyuşmazlığa uygulanacak yabancı hukuk hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, gerekli görülen hâllerde, o kural yerine Türk hukuku uygulanmalıdır. Davacı işçinin her ay sürekli olarak iki hafta 60 saat, iki hafta ise 70 saat çalışması gerektiğinin kararlaştırılması, Türk hukukunda yer alan ve kamu düzenine ilişkin azami çalışma süresini açıkça ihlal ettiğinden, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerekir. Bu durumda aylık temel ücretin 2.000,00 USD olduğu ve bunun yıllık 270 saat fazla çalışma ücretini kapsadığı kabul edilmeli, işçilik alacakları da buna göre hesaplanmalıdır.
Belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan, Sayın çoğunluğun düzeltilerek onama yönündeki görüşüne katılamıyorum.