"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun kesinlikten reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 05.12.2015-08.09.2016 tarihleri arasında davalı işverenin Cezayir'de kurulu işyerinde dış cephe alüminyum doğrama ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini ileri sürerek ihbar tazminatı ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, çalıştığı süre zarfında hak ettiği tüm ücretlerinin dava dışı ... ... Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Şirketi) tarafından ödendiğini, müvekkili Şirketle davacı arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, müvekkili Şirket yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi gerektiğini, Yargıtay kararlarına göre bir işçinin hafta tatili yapmaksızın ve dinlenmeksizin fazla çalışma yaptığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde 05.12.2015-08.09.2016 tarihleri arasında çalıştığını, buna göre kıdem süresinin 9 ay 3 gün olduğu, en son net ücretinin 2.000,00 USD olduğu, dava dışı ... Şirketi ile davalı arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı işverenin ispat yükü üzerinde olmasına rağmen feshin tazminat ödemesini gerektirmeyecek şekilde yapıldığını ispat edemediği, tanık beyanları dikkate alınarak belirlenen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile ödenmeyen ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince indirim nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalı vekili lehine vekâlet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; müvekkili Şirketin yolcu binalarının yapımı işini anahtar teslimi usulü ile dava dışı ... Şirketine vermiş olmakla taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından müvekkili bakımından davanın husumet yokluğundan reddi yerine aksi yönde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ihtilaflı tanık beyanları esas alınarak hüküm kurulmaması gerektiğini, yurt dışı çalışmalarının kısa vadeli sigorta koluna tâbi olduğu dikkate alınmadan uzun vadeli sigorta koluna göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, indirimin asgari sınırdan yapılmasının davacı yönünden bir zenginleşme aracı olmasına mahal verdiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik sınırının altında kaldığından reddine karar verilmesi gerektiği, davalı ... Merkezi Şirketinin diğer istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı ancak davacının brüt ücreti belirlenirken yurt dışında çalışan bir işçi olduğunun dikkate alınması gerektiği ve buna göre davacının ihbar tazminatı resen hesaplanarak net 1.655,25 USD bulunduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddine ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvuru sebeplerini tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatı, hesaplanması ile karşılıklarının ödenip ödenmediği ve alacaklardan yapılan indirim oranı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 44 ve 46 ncı maddeleri.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
3. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
4. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma alacağının ispatında salt menfaat birliği olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacağın varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
5. Somut uyuşmazlıkta davacı; davalı işyerinde haftanın her günü 08.00-23.00 saatleri arasında çalışıldığını, fazla çalışma yaparak çalışmasına rağmen karşılığı ücretin ödenmediğini iddia etmiştir. İlk Derece Mahkemesince alınan 02.08.2021 tarihli kök ve 06.01.2022 tarihli ek bilirkişi raporlarında davacı tanık beyanlarına göre davacının ayda iki haftanın yedi günü 08.00-23.00 saatleri arasında 2 saatlik ara dinlenme düşüldükten sonra haftalık 83,5 saat çalıştığı ve 38,5 saat fazla çalışma yaptığı, ayda iki haftanın altı günü yine 08.00.-23.00 saatleri arasında 2 saatlik ara dinlenme düşüldükten sonra haftalık 78 saat çalıştığı ve 33 saat fazla çalışma yaptığı yaptığı belirlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince davacı vekilinin bu çalışma sürelerine göre ancak net ücret üzerinden yeniden yaptığı hesaplamaya itibarla hüküm kurulmuştur.
6. Davalı işveren temyiz dilekçesinde, fazla çalışma ücretinden daha yüksek oranda indirim yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Tanık beyanlarıyla belirlenen fazla çalışma ücretinden daha yüksek oranda indirim yapılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazı, fazla çalışma ücretinin sübutuna yönelik bir itiraz niteliğindedir. Zira fazla çalışma ücretinden "hakkaniyet indirimi" adı altında yapılan indirim, fazla mesai iddiasının bu oranda ispatlanamadığı anlamına gelmektedir. Açıklanan sebeplerle davalının temyizi fazla çalışma iddiasının ispatı bağlamında ele alınıp değerlendirilmiştir.
7. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanığı İ.D; haftanın yedi günü normal çalışmanın 08.00-18.00 saatleri arasında olduğunu ancak 18.00'dan sonra 21.00'a kadar fazla çalışma yaptıklarını ve 21.00'dan sonra iki saat mesafedeki yatakhaneye gittiklerinde saatin 23.00 olduğunu beyan etmiş; diğer davacı tanıkları O.D. ve H.E ise haftanın yedi günü ortalama 08.00-23.00 saatleri arasında çalıştıklarını, iki haftada bir izin kullandıkları yönünde beyanda bulunmuşlardır.
8. Şu hâlde özellikle davacı tanıklarından İ.D'nin beyanı ile tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında, davacının ayda iki haftanın yedi günü 08.00-21.00 saatleri arasında ve ayda iki haftanın altı günü yine 08.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını ispat ettiği kabul edilmelidir. Mahkemece davacının ispat edilen çalışma düzenine göre günde 2 saat ara dinlenme süresi kullanarak çalıştığı kabul edilerek belirlenen fazla çalışma ücreti dosya kapsamına uygun bir indirim yapıldıktan sonra hüküm altına alınmalıdır.
9. Belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Somut olayda; davacı vekili müvekkilinin 05.12.2015-08.09.2016 tarihleri arasında davalı işverenin Cezayir'de kurulu işyerinde dış cephe alüminyum doğrama ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti dâhil bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi; diğer hususlarla birlikte tanık beyanları dikkate alınarak belirlenen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile ödenmeyen ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddine ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararını 22.04.2024 tarihli temyiz dilekçesi ile temyiz etmiş olup, temyiz dilekçesinin 4. bendinde fazla mesai alacağına ilişkin kurulan hüküm yönünden temyiz nedenlerini bildirilmiştir. Bu bentte başlık olarak hakkaniyet indiriminin en üst sınırdan uygulanması gerektiği belirtilmiş, açıklamalarda da açıkça bu hususa yer verilmiştir. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde fazla çalışma ücretine ilişkin sadece hakkaniyet indiriminin en üst sınırdan uygulanması gerektiği yönünden temyizi bulunmakta olup, fazla çalışma ücretinin ispat ve hesaplanmasına ilişkin bir temyizi bulunmamaktadır. Temyiz incelemesinin temyiz sebepleriyle sınırlı olarak yapılması gerektiğinden ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinde fazla çalışma ücretinin hesap ve ispatlanmasına ilişkin açık ya da örtülü olarak bir sebep belirtilmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin fazla çalışma ücretinin ispatı ve hesabı yönünden bozulması yönündeki sayın daire çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum.