Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7648 E. 2024/10386 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sendika Disiplin Kurulu kararının iptali ve bu karar nedeniyle mahrum kalınan mali hakların tahsili talebinin belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava tarihinde mali haklarını belirleyebilecek durumda olması ve belirsiz alacak davası açma koşullarının oluşmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/748 E., 2024/666 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/58 E., 2024/100 K.

Taraflar arasındaki disiplin kurulu kararının iptali ile ödenmeyen mali hakların tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2015 yılından itibaren davalı Sendikanın genel örgütlenme sekreteri olarak görev yapmakta iken haksız bir disiplin kurulu kararıyla 11 ay süreyle geçici olarak işten el çektirildiğini, kararın haklı ve gerçekçi bir dayanağı bulunmadığını, tek sebebinin, her zaman sendika amaç ve ilkelerine uygun hareket etmeye çalışan davacının 2023 yılı Aralık ayında yapılacak olan Olağan Genel Kurul toplantısı ortamından uzaklaştırmaya çalışmak olduğunu, kararın süresinin de bunu gösterdiğini, Disiplin Kurulu tarafından uyarı ya da kınama yerine ölçüsüz bir şekilde el çektirme cezasına karar verilmesinin de haklı bir gerekçesi olmadığını, bu nedenlerle geçici işten el çektirme kararının iptali ile davacının haksız karar nedeniyle ödenmeyen mali haklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Sendika Ana Tüzüğü ve yönetmeliklerinde tanımlanan görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyerek sendikal örgütlenme çalışmalarını takip etmediğini, çalışmalara katılmadığını, şubelerle birlikte yürütülmesi gereken çalışmalarda koordinasyon görevini yerine getirmediğini, imzasını keyfi olarak geciktirerek sendikal işleyişi aksattığını, Sendikaya sürekli olarak geç geldiğini ve erken ayrıldığını, Genel Yönetim Kuruluna bilgi vermediğini ya da yanlış bilgi verdiğini ve Kurula karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, 11.01.2023 tarihinde yapılan Başkanlar Kurulu toplantısında kurul üyelerinden birine cinsiyetçi ibare içeren ve ağır hakaret sayılacak şekilde küfür ederek yöneticilik vasfına yakışmayan davranışlarda bulunduğunu ve tüm bu davranışları sebebiyle Disiplin Kuruluna sevk edildiğini, 16.01.2023 tarihli yazı ile davacıya iddialar konusunda bilgi verilerek savunmasının istendiğini, Merkez Disiplin Kurulunca yapılan inceleme sonunda davacının Sendikanın ilkelerine, amaçlarına ve hedeflerine aykırı davrandığı, hakkındaki iddiaların doğrulandığı tespit edilerek Sendika Ana Tüzüğü'nün 18 ve 22 nci maddelerine göre 11 ay süreyle geçici olarak işten el çektirilmesine karar verildiğini, davacının Genel Kuruldan uzak tutulması amacıyla hareket edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, Yargıtay kararlarına göre verilen kararın ölçülü ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içerisinde bulunan hizmet cetveline, detay sicil bilgilerine, işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerine, ücret bordrolarına, banka hesap hareketlerine, yıllık izin kayıtlarına, emsal ücrete ilişkin yazı cevabına, tanık beyanlarına, işyeri sicil dosyasına, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre davalı tarafça davacı hakkındaki iddialara ilişkin tanık dinletilmediği gibi ispata yarar başka bir delil de sunulmadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulü ile kararın iptaline ve ödenmeyen mali haklara dair 170.594,28 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; Disiplin Kurulu tarafından Tüzük'e uygun olarak yöneticilere geçici olarak işten el çektirme cezası verebileceğini, bu bakımdan davacı hakkında verilen kararın Yargıtay kararlarına da uygun olduğunu, davacının ağır hakaret ve zarar verici tutumları dikkate alındığında Disiplin Kurulu kararının ölçülü olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından Merkez Disiplin Kuruluna sevk kararı, savunma talep yazısı, davacıya ait savunmalar, Disiplin Kurulu kararı, kararın tebliğine ilişkin ihbarname, karar defteri örnekleri dışında başkaca bir delil sunulmadığı, delil listesinde bildirilen tanığın dinletilmediği, söz konusu Disiplin Kurulu kararında davacıya birden fazla ... isnat edildiği ve söz konusu eylemlere ilişkin araştırma, bilgi ve belgelerden bahsedildiği hâlde dosyada bu delillerin bulunmadığı, Disiplin Kurulu kararında davacının hakaret içerdiği belirtilen ifadesinin tepki ve eleştiri niteliğini taşıdığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; Sendika Disiplin Kurulu kararının iptalinin isabetli olup olmadığı ile bu karar nedeniyle mahrum kalınan mali hakların tahsili hakkında belirsiz alacak davası açılıp açılamayacağı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 13 ve 36 ncı maddeleri ile 148 inci maddesinin dördüncü fıkrası ve 153 üncü maddesinin altıncı fıkrası.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 24, 25, 26, 31, 33, 36, 106, 114, 115 ve 119 uncu maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. 6100 sayılı Kanun'un "Belirsiz alacak davası" kenar başlıklı 107 nci maddesi şöyledir:

“(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)”

4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 158 inci maddesi.

5. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Diğer kanunların uygulanması” kenar başlıklı 80 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Kuruluşlar hakkında, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayılı Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.”

6. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Kararın iptali” kenar başlıklı 83 üncü maddesi de şöyledir:

“Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her hâlde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir.

Diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz.

Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır.”

7. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2017 tarihli ve 2016/2316 Esas, 2017/1461 Karar sayılı kararının ilgili kısmı ise şöyledir:

“...

Öte yandan 6356 ve 4688 sayılı Kanunlarda sendika yönetim kurulu kararlarına karşı dava açılabileceğine ilişkin açık hüküm yoksa da, bu Kanunların atıf yaptığı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun derneklere ilişkin 83'üncü maddesinde genel kurul ve yönetim kurulu kararlarına karşı dava açılabileceği düzenlendiğinden yönetim kurulu kararına karşı dava açılabileceği kabul edilmektedir.

...”

8. Anayasa Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2014/819 Başvuru numaralı ... kararı; 10.02.2021 tarihli ve 2018/2784 Başvuru numaralı ... kararı; 22.02.2022 tarihli ve 2019/12190 Başvuru numaralı ... kararı.

9. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 03.05.2022 tarihli ve 59914/16 Başvuru numaralı ... ve Diğerleri/Türkiye kararı.

10. İsviçre Federal Mahkemesinin 15.06.2020 tarihli ve 4A_502/2019 sayılı kararı; Zürih Kantonu Yüksek Mahkemesinin 20.10.2015 tarihli ve LB150038 sayılı kararı.

11. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı Sendika Disiplin Kurulu tarafından 11 ay süre ile geçici olarak işten el çektirilmesine karar verilmesi üzerine davacı, Disiplin Kurulu kararının iptali ile bu karar nedeniyle mahrum kaldığı mali haklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince karar yerinde belirtilen gerekçelerle dava konusu iptali talep edilen 18.01.2023 tarih ve 10 sayılı Disiplin Kurulu kararının iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktaysa da davacının mahrum kaldığı mali haklarının davalıdan tahsiline ilişkin olarak davasını belirsiz alacak davası türünde açtığı ve Dairemiz ilâmının İlgili Hukuk bölümünün (11) numaralı paragrafında yer verilen kararında açıklanan ilkeler dikkate alındığında anılan alacağa ilişkin olarak belirsiz alacak davası açılmasının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.

3. Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı tarafından kendisine ödenmesi gereken mali haklarını belirleyebilecek durumdadır. Dolayısıyla davanın açıldığı tarihte dava konusu alacak belirlenebilir nitelikte olduğundan belirsiz alacak davasına konu edilemez. Aksi düşünüldüğü takdirde dahi dava tarihine göre davacı söz konusu Disiplin Kurulu kararı nedeniyle yalnızca 12 günlük mali haklarının davalıdan tahsilini talep edebilecektir.

4. Şu hâlde talep edilen mali haklar bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu nedenle koşulları oluşmayan mali hakların tahsili talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.