"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmede, davalı-karşı davacı vekilince istinaf talebi olmadığından asıl davada kabul edilen hususlar ile karşı davada reddedilen uçak bileti ve izin harç alacağı yönünden inceleme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilerek, karşı davada yapılan inceleme neticesinde karşı davada hükmedilen cezai şart alacağının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek yeniden hüküm kurulmuştur. Yani asıl davada yer alan talepler ile karşı davadaki uçak bileti ve izin harç alacağı yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve bu yönden kararda herhangi bir değişiklik olmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesinin asıl davaya yönelik kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-karşı davacının, asıl davaya ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı- karşı davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan karşı davaya yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin 12.02.2017 tarihli iş sözleşmesi ile davacının davalıya ait ...’deki hastanede uzman hekim olarak 24.05.2017 tarihine kadar çalıştığını, ayrıca başhekimlik de yaptığını, Mart-Mayıs ayları arası ücretlerinin ödenmediğini, en son davacının 11 Mayıs’ta Türkiye’ye gidiş biletinin işverence alındığını, ...’e dönüş bileti alınmadığını, kendisine ödeme yapılamayacağı belirtilerek beklemesinin istendiğini, bu nedenle iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle 24.05.2017 tarihinde feshedildiğini, davacının alacaklarının tahsili için Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2017/14909 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazının iptaline ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin süresinin 01.03.2017-01.03.2018 arası olduğunu, sözleşme ile davacının ayda 26 gün çalışacağının kararlaştırıldığını, davacının 01.03.2017 tarihinde işe başladığını, 26.03.2017 tarihinde Türkiye’ye döndüğünü, 07.04.2017 tarihinde ...’e döndüğünü ve en son 11.05.2017 tarihinde Türkiye’ye döndüğünü ve geri gelmediğini, 10.000,00 USD ve 11.500,00 USD ücretlerinin ödendiğini, davacının sözleşmenin şartlarına uymadığını, sözleşmede davacının sözleşme süresince başka yerde görev yapamayacağının yer aldığını, ancak davacının ... Devlet Hastanesinde kamu görevlisi olduğunu, ayrıca başka şirketlerde de ortaklığının bulunduğunu, şartları yerine getirmediğini, bu nedenle alacaklara hak kazanmadığını, davacının şartlara uymaması nedeniyle Şirketin zarara uğradığını, iş ilişkisi gereği davacıya 3.000,00 USD uçak bileti, izin ve oturma harcı olarak 1.500,00 USD harcama yapıldığını, davacının işe uyum sağlamadığını, bu nedenlerle davacıdan ihtarname ile 50.000,00 USD cezai şart bedelinin talep edildiğini savunarak asıl davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı- karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; asıl davanın itirazın iptali talepli olduğunu, bu nedenle karşı dava açılmasının usulsüz olduğunu, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiğini, taleplerin yersiz olduğunu, karşı davada tanık dinletilmesi talebine muvafakatlerinin olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyuşmazlığa Irak iş hukukunun uygulandığı, davacının 01.03.2017-11.05.2017 tarihleri arasında davalı karşı davacı işyerinde çalıştığının tespit edildiği, davacının bilirkişi raporu ile 13.666,67 USD ücret alacağı olduğunun tespit edildiği, davacı-karşı davalının cezai şart alacağı talebinde bulunduğu, dosyada yer alan iş sözleşmesi incelendiğinde, "Taraflardan herhangi biri sözleşmenin herhangi bir maddesine uymaması halinde ve/veya yerine getirmemesi halinde sözleşmeye uymayan taraf diğer tarafa 50.000,00 USD ceza bedelini nakit olarak ödemeyi kabul ve tahhüt eder." hükmünün yer aldığı, taraflardan birinin sözleşme maddelerine uymaması hâlinde diğer tarafa 50.000,00 USD cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davacı-karşı davalının ödenmemiş ücret alacağının bulunduğu, takibin ücret alacağı ve cezai şart alacağı yönünden kısmen iptaline karar verildiği, davalı-karşı davacının da karşı dava ile cezai şart alacağı talebinde bulunduğu, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde ''Hekim sağlık kuruluşu ile yapmış olduğu sözleşme süresi boyunca herhangi bir yerde hekimlik görevini gerçekleştiremez. ..." şeklinde hüküm bulunduğu, davacının bu hükme aykırı olarak sözleşme süresince ... Devlet Hastanesinde kadrolu doktor olarak görev yaptığı gerekçesiyle cezai şart alacağı yönünden davanın kabul edildiği belirtilerek asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı vekili; karşı dava açılmasının usule aykırı olduğunu, karşı davanın kabulünün hatalı olduğunu, müvekkilinin ...'de olduğu süreçte başka bir yerde çalışması olmadığını, davacının ücret alacağı olduğu için lehine cezai şart alacağına hükmedilmesinin haklı olduğunu; ancak davacının sözleşmeye aykırı bir davranışı bulunmadığından aleyhine cezai şart alacağı hükmedilmesinin haksız olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; öncelikle davalı-karşı davacı işveren kararı istinaf etmediğinden asıl davada kabul edilen hususlar yönünden Dairece bir inceleme yapılması mümkün olmadığı gibi karşı davada reddedilen uçak bileti ve izin harç alacağı yönünden inceleme yapılmasının da mümkün olmadığı, taraflar arasında yurt dışı hizmet sözleşmesi bulunmadığı gibi cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında hukuk seçimi itirazı/mutad işyeri hukuku uygulanması gerektiğine dair bir itiraz ileri sürülmediği, davacının Mart, Nisan, Mayıs aylarına ilişkin ücret alacağı talebinde bulunduğu, Mart ayı ücretinin ödendiği ancak 07.04.2017-11.05.2017 dönemi için ödeme belgesi bulunmadığı, bu dönem için ücret alacağının hesaplanıp hüküm altına alınmasının davalı istinafı bulunmadığı da dikkate alındığında yerinde olduğu, karşı davadaki cezai şart alacağı yönünden; davalı işverence ... Devlet Hastanesinde doktor olarak çalıştığı bilinen davacı ile Irak ülkesinde bulunan hastanede doktor olarak çalışması yönünde sözleşme bağıtlandığı, davacının bu sözleşme uyarınca PolNet kayıtlarına göre iki kez Irak ülkesine gittiği ve Irak ülkesinde kaldığı dönemde davalıya ait hastanede görev yaptığı, davacının Türkiye’de bulunduğu dönemde sözleşme hükümlerine aykırı olacak şekilde ... Devlet Hastanesinde ya da başka herhangi bir sağlık kurum/kuruluşunda fiilen doktorluk görevini ifa ettiğine dair kayıt ve belge ibraz edilmediği gibi ikinci dönem çalışması yönünden davacının ücretsiz izinde olduğu, iş ilişkisinin bitip Türkiye’ye döndükten sonra ... Devlet Hastanesinde çalışmaya başladığı, davacının doktorluk ünvanını sözleşmeye aykırı olacak şekilde kullandığının davalı-karşı davacı tarafından yöntemince ispat edilemediği gerekçesiyle karşı davada hüküm altına alınan cezai şart alacağının reddi gerektiğini belirterek davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı - karşı davacı vekili; davacının toplam 55 gün çalışma yaptığını, çalışma süresinin toplamda 2 ayı bile doldurmadığını, müvekkilinin davacıya fazladan ücret ödemesi yaptığını, bu nedenle ücret alacağı bulunmadığını ve cezai şarta hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, karşı dava yönünden; davacı ile imzalanan sözleşme ile davacının sözleşme süresince herhangi bir yerde hekimlik görevini gerçekleştiremeyeceğinin kararlaştırıldığını, ancak davacının sözleşmeye aykırı olarak ... Devlet Hastanesinde kadrolu doktor olarak çalıştığını ve bu nedenle sözleşmeye aykırı davrandığını, kendilerine cezai şart ödemesi gerektiğini belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı-karşı davalının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı ile bu sözleşmeden kaynaklı olarak davalı-karşı davacıya cezai şart ödemesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 179 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekili tarafından karşı davaya ilişkin olarak temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Asıl Dava Yönünden
Davalı- karşı davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine,
Peşin alınan temyiz karar harcının talep hâlinde ilgiliye iadesine,
B. Karşı Dava Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.