"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 04.08.2010 tarihinde davalı Şirketin yazıhanesinde bilet satış elemanı olarak çalışmaya başladığını, 09.03.2020 tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğünü, bu tarihte işveren tarafından işten çıkışının yapıldığını, çıkış kodu olarak “29” gösterildiğini, ancak işverenin bu feshinin haklı nedene dayanmadığını, bu dönem için yapılan ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali gerektiğini, müvekkilinin 04.08.2010-09.03.2020 tarihleri arasındaki çalışması için işverence yapılan fesih haklı nedene dayanmadığından kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığını, fazla çalışma ve hafta tatili ile genel tatil, yıllık izin, asgari geçim indirimi ve bakiye ücret alacağının olduğunu ileri sürerek bu alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın taraflar arasında imzalanan arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline yönelik iddiasını somut delillerle ispatlayamadığını, sözleşme serbestine uygun sözleşmenin hak düşürücü süre bakımından da iptalinin mümkün olmadığını, davanın dava şartı ve hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerektiği, mahkeme aksi kanaatte ise zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının çalışmış olduğu her iki dönem için alacaklarının ödendiği bir alacağının bulunmadığını savunarak haksız davanın reddi istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; davacının davalılara ait işyerinde 04.08.2010-09.03.2020 ile 13.06.2020-31.05.2020 tarihleri arasında iki dönem çalışması bulunduğu, davacının birinci çalışma dönemi sonrasında davalı ile ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurarak anlaşma yoluna gitmiş olduğu ve anlaşma tutanağında kıdem ve ihbar tazminatları, asgari geçim indirimi, yıllık izin ücreti, aylık ücret, hafta tatili, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacak kalemleri yönünden anlaşmaya varıldığının anlaşılmasına göre söz konusu alacak kalemlerine ilişkin talebin birinci dönem çalışması yönünden dava açamayacağının anlaşılması nedeniyle reddi gerektiği, davacının ikinci dönem sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği, ancak ikinci dönem çalışma süresinin bir yıldan az sürmesi nedeniyle kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanamayacağı, iş sözleşmesini haklı nedenle fesheden davacının ihbar tazminatına hak kazanamayacağı, davacının ikinci dönem çalışması yönünden fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığına ilişkin iddiasının ispatlanamadığı, ikinci çalışma dönemine ilişkin ücretleri ile asgari geçim indiriminin ödendiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; ilk dönem iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini, ikinci dönemin ise müvekkili tarafından haklı nedenle feshettiğini, ilk döneme ilişkin arabuluculuk tutanağının iptali gerektiğini, emsal ücret araştırması yapılması gerektiğini, ilk dönem haksız fesih nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanan müvekkilinin yeniden işe alındığı tarihten sözleşmesinin sona erdiği tarihle birlikte kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığını, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil, asgari geçim indirimi ve bakiye ücret alacağının olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, İlk Derece Mahkemesince hukuki ilişkinin nitelendirilmesi ile objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosya kapsamıyla çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre İlk Derece Mahkemesinin uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarının tespiti ile vakıa değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersiz olup olmadığının tespiti ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, asgari geçim indirimi, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun’un 17, 24, 32, 34, 41, 44, 46, 47, 53 ila 59 ncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.