"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılara ait Umman'daki işyerinde 07.01.2015 - 26.08.2019 tarihleri arasında kamyon şoförü olarak 1.700,00 USD net ücretle çalıştığını, davacının çalışma döneminde fazla çalışma yaparak çalıştığını, dinî bayramların ilk günleri dışında tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, karşılığı ücretlerin ödenmediğini, iş sözleşmesinin davalı işverence iş bitimi gerekçesiyle feshedildiğini ve hak kazandığı tazminatın bir kısmının ödendiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkilinin Astaldi-... ortağı olarak faaliyet gösterdiği Umman'daki işyerinde çalıştığını, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca Umman hukukunun geçerli olduğunu ve sözü edilen ülke mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından 25.08.2019 tarihinde ihbar öneli kullandırılarak haklı nedenle feshedildiğini, bu hususun davacı tarafından imzalanan 15.06.2019 tarihli fesih bildirimi ile sabit olduğunu, davacının tüm alacaklarının çıkış hesap detayı ve ibraname belgesinde belirtildiğini, 25.08.2019 tarihinde 5.147.79 OMR olarak davacıya iki ayrı çek ile ödendiğini, davacının tüm alacaklarını aldığına dair ibraname imzaladığını, davacının aldığı ücretin 1.264,46 USD olduğunu, bunun dışında fazla çalışma karşılığı ücretlerin davacıya eksiksiz ödendiğini, sözleşmeye göre 5 gün, günde 9 saat olmak üzere toplam 45 saat çalışıldığını, 1.264,46 USD'nin bu çalışmanın karşılığı olduğunu, cumartesi günkü çalışmanın bordrolarda hafta tatili mesaisi olarak belirtildiğini, davacının imzasını taşıyan bordrolar ve puantajlar incelendiğinde davacının haftada 5 gün, günde 9 saat normal çalışmanın yanında 1 saatlik çalışma yaptığını, cumartesi günleri 10 saat mesai yaptığını, bazı günler daha fazla çalışma yaptığında onun ücretinin de ödendiğini, cuma günleri çalışılmışsa bunun puantajda yazılıp bordro ile ödendiğini, Umman'da yazın çok sıcak olduğu için Mayıs - Ekim ayları arasında 12.00-15.30 saatleri arası mola verildiğini, davacının Umman kanunlarına göre çalıştığını ve bu doğrultuda tüm genel tatil günlerinde izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkil Şirket ile diğer davalı Şirket arasında hiçbir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, müvekkili Şirketin Umman'da herhangi bir faaliyette bulunmadığını ve hiçbir çalışanının olmadığını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili Şirket ile davacı arasında da işçi isveren ilişkisi bulunmadığını, davacının iddia ettiği çalışma şart ve koşullarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dilekçesinde bildirilen tanıkların işverene karşı benzer taleplerle derdest davalarının bulunduğunu, husumetli tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların iş sözleşmesi ile bir hukuk seçimi anlaşması yaptıkları, davacının çalışma döneminde davalıya ait Umman’da bulunan işyerinde çalıştığı, bu durumda ilgili dönemlerde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Umman olduğu, dava konusu alacakların ait olduğu 07.01.2015 - 26.08.2019 çalışma dönemleri hakkında Umman hukukunun uygulanması gerektiği, davalı ... vekilinin husumet itirazının yerinde olmadığı, ücret bordrolarında ve çıkış hesap detayında belirtildiği üzere davacının temel ücretinin 1.264,46 USD (490,61 OMR) olduğu, iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından davacının kıdem tazminatı ödendiğinden bakiye kıdem tazminatı bulunmadığı, dosyaya sunulan fesih bildiriminin incelenmesinde; davalının iş sözleşmesini 25.08.2019 tarihinde ihbar öneli kullandırarak feshettiği, bu hususun davacı tarafından imzalanan 15.06.2019 tarihli fesih bildirimi ile sabit olduğu, buna göre fesihten 30 günden daha fazla öncesinden bildirimde bulunulduğu ve bu hâliyle ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği, davalı tarafından tüm dönem için işe giriş çıkış kayıtları ile imzalı ücret bordrolarının sunulduğu, banka kayıtlarının temin edildiği, ücret bordrolarının banka ödemeleri ile uyumlu olduğu, dolayısıyla davacının sunulan bordrolar ve banka kayıtlarına göre, çalıştığı tüm dönem için ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma karşılığı ücretlerini aldığı, bu taleplerin reddi gerektiği, yazılı delil sunulduğundan tanık beyanlarına bu konuda itibar edilmediği, davacının karşılığı ödenmeyen alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, fesih bildiriminde 4857 sayılı İş Kanunu'na göre bildirim yapılmışken fesihten sonra Umman hukukuna göre yargılama yapılmasının hatalı olduğunu, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin bir yıla ilişkin olduğunu ancak tüm çalışma dönemine Umman hukuku uygulandığını, ücret tespitinin hatalı olduğunu, davacının 1.700,00 USD ücret aldığını, davalı işveren hakkında açılan davalardan sonra 2017 yılından itibaren bordro sistemini değiştirdiğini ve bordroları da işçilere baskı ile imzalattığını dolayısıyla sonradan imzalanan ücret bordrolarında yer alan 1.264,46 USD'nin aylık ücret olarak esas alınmasının hatalı olduğunu, ücret miktarı hatalı belirlendiğinden alacakların da eksik hesaplandığını, davacıya ihbar öneli belgesinin zorla imzalatıldığını ve geçerli olmadığını, ihbar tazminatı talebinin kabulü gerektiğini, davacının aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde hukuk seçimi bulunduğundan Umman hukukuna göre değerlendirme yapılmasının yerinde olduğu, davacının ücretinin bordrolar dikkate alınarak belirlenmesinin hukuka uygun olduğu, ...İş Kanunu'nun 37 nci maddesinde belirtilen ihbar öneli davacıya usulüne uygun olarak kullandırıldığından ihbar tazminatına yönelik istinaf isteminin isabetsiz olduğu, davacının imzalı ücret bordrolarına göre fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği görülmekle bu yöne ilişkin istinaf itirazının da yersiz olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, ücret miktarı, ihbar önelinin usulüne uygun olup olmadığı ile hükmedilen vekâlet ücreti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 2, 5, 8, 24, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
3. ...İş Kanunu'nun 7 nci maddesi şöyledir:
"Çalışanın işbu kanunda öngörülen haklardan herhangi birine ilişkin talepte bulunma hakkı, söz konusu hakkı kazandığı tarihten itibaren bir sene sonra zaman aşımına uğrayacaktır. İşbu kanunun uygulanmasından önce ortaya çıkan diğer hak talepleri ile ilgili olarak, bu bir yıllık süre işbu Kanunun hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hesaplanacaktır."
4. ...İş Kanunu'nun 37 nci maddesi şöyledir:
"Eğer sözleşmenin süresi belirsiz ise ve daha uzun bir süre için anlaşılmamış ise, sürenin sona ermesinden aylık ücret alanlar otuz gün, diğerleri on beş gün önce taraflardan biri diğerine yazılı olarak bildirimde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sona erdirebilir.
Sözleşme bu süre dikkate alınmaksızın sona erdirilmiş ise sona erdirenin diğer tarafa ihbar süresinin tamamına veya kalan kısmına eşit tam bir brüt ücret tutarında tazminat ödemesi gerekir."
5. ...İş Kanunu'nun 39 uncu maddesi şöyledir:
"Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerinden yararlanmayan işçilerin iş ilişkilerinin sona erdirilmesinde işverenin hizmetine göre işçiye, ilk üç yıllık hizmetin her bir yılı için on beş günlük, takip eden yıllarda her bir yıl için aylık ücret tutarında ikramiye ödemesi gerekir. İşçi senenin küsuratı için hizmeti oranında ikramiyeyi hak eder. İşçiye verilecek ikramiyenin hesaplanmasında son temel ücret esas alınır. Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce başlayan ve halen devam eden hizmet süresi de ikramiye kapsamında hesap edilir. Bir yıldan daha az hizmeti olan bu ikramiyeyi hak edemez."
6. ...İş Kanunu'nun 53 üncü maddesi şöyledir:
"İşveren işçinin ücretlerini onaylanmış yerel bankalardan birindeki hesabına transfer etmedikçe işçinin ücretleri konusunda ibra edilmiş sayılmaz. Ücretlerinin işçinin hesabına transferine ilişkin istisnai hâller Bakan kararı ile belirlenir."
7. ...İş Kanunu'nun 65 inci maddesi şöyledir:
"İşçinin bayram tatilleri ile Bakanın çıkaracağı bir kararla belirlenen törenler süresince tam ücrete hakkı vardır. Resmi tatil günleri kararlaştırılan haftalık dinlenme günlerine rastlarsa, başka bir günde telafi edilir. Resmi tatil yıllık izin günlerine rastlarsa herhangi bir telafi olmaz. İşin koşullarının gerektirmesi halinde resmi tatil gününde işçi çalıştırılabilir. Bu durumda işçiye bugün için tam ücreti en az % 25 fazlasıyla ödenir veya yerine başka bir gün izin verilir.
"
8. ...İş Kanunu'nun 73 üncü maddesi şöyledir:
"İşveren 72. Maddede belirtilen durumlarda işçiye asıl ücret üzerinden hesaplanan ve gündüz çalışmaları için en az %25, gece çalışmaları için en az %50 ilave edilen oranda fazla ücret verir. İş haftalık tatil veya resmi izin gününde yapılırsa ve işçiyle anlaşarak onun yerine bir gün izin verilmemişse, bu gün için bir kat fazla ücreti hak eder."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı ... İnşaat Şirketi vekilinin zamanaşımı def'i doğrultusunda; davanın açıldığı tarih olan 14.10.2019 tarihinden geriye doğru 1 yıl gidildiğinde varsa, 14.10.2018 tarihinden önceki fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının zamanaşımına uğrayacağı değerlendirilmiştir. Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde, zamanaşımı def'i bulunmamakta ise de davacı tarafından bu konuda herhangi bir temyiz itirazı ileri sürülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler (2) numaralı paragrafta belirtilen ilave gerekçeyle kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.