Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8352 E. 2024/10740 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir Türk vatandaşının iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları davasında, uygulanacak hukuk ve zamanaşımı süresinin belirlenmesi ile yargılama giderlerinin paylaştırılmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında hukuk seçimi anlaşması bulunması sebebiyle uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesindeki sürenin zamanaşımı süresi niteliğinde olması ve iş sözleşmesinin sona erme tarihi itibariyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, ayrıca arabuluculuk giderinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerektiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/416 E., 2024/109 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2015 yılı Şubat ayından 2017 yılı Temmuz ayına kadar davalı Şirketin Rusya şantiyesinde kaynak ustası olarak saatlik 6,50 USD ücret karşılığı çalıştığını ancak davacıya saatlik ücreti 6,00 USD üzerinden ödendiğini, iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı neden olmaksızın feshedildiğini, davacının hafta tatillerinde ve tüm ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışmasının devam ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, eksik ödemeden kaynaklı ücretinin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, işin yapıldığı yerin yetkisi tanınarak yabancı hukuk ve yabancı mahkeme yetkisi sebebiyle itirazda bulunduklarını, davacının dava konusu etmiş olduğu alacaklarının çalıştığı ülke mevzuatı gözetilerek değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2018/363 Esas, 2020/221 Karar sayılı kararıyla; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı tarafından ispat edilemediği, bireysel iş sözleşmesinde yer alan Şirket ile davalı Şirketin adresinin aynı olduğu, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiği, ücret bordrolarına göre davacının saatlik ücretinin 6,50 USD olduğu, davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatilinden yararlanmadığı, ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışmasına devam ettiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 28.04.2022 tarihli ve 2020/2447 Esas, 2022/1537 Karar sayılı kararıyla; yurt dışında hizmet alanında faaliyet yürütmek için bulunduğu ülke mevzuatına göre işyeri açan ve işveren olan Türk vatandaşlarının, bu işyerinde çalışmak üzere Türkiye’den Türk vatandaşı gerçek kişileri işçi sıfatı ile götürdükleri ve bunun genelde Türkiye İş Kurumu vasıtası ile yapıldığının bilindiği, ancak çoğu zaman Türk vatandaşı işçilerin Türkiye bağlantılı şirketler vasıtası ile Kurum kayıtları yerine getirilmeden turist vizesi ile çalıştırmak üzere götürülmekte ve yurt dışındaki ülke mevzuatı ile kurulan şirket işçisi olarak çalıştırıldıkları, iş hukukunun emredicilik yönü ve işçinin korunması ilkesi uyarınca yabancılık unsuru taşıyan bu tür uyuşmazlıklarda Türk vatandaşı olan işçinin kamu düzeni de dikkate alınarak yurt dışına gönderilmesinde gönderen kişi ya da şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile arasında organik bağ bulunması hâlinde Türkiye’deki kişi veya kişilerin işçinin işvereni kabul edilerek sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği, davalı Şirketler arasında organik bağ bulunduğu dosya içerisinde mevcut belge içeriklerinden anlaşıldığından uyuşmazlığın Türk hukuk mevzuatına göre çözümlenmesinde yurt dışı hizmet sözleşmesinin uyuşmazlık hâlinde uygulanacak hukuka ilişkin 18 inci maddesinin içeriği dikkate alındığından uyuşmazlıkta Türk hukukunun uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı, hizmet süresinin yurda giriş ve çıkış kayıtları göz önüne alınarak belirlenmesinde hata bulunmadığı, ücretin brütleştirilme yöntemi ile barınma ve yemek giderinin değerinin emsal dosyalarla uyumlu olduğu ve İlk Derece Mahkemesince ileri sürülen diğer gerekçelerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 25.05.2023 tarihli ve 2022/8411 Esas, 20213/7704 Karar sayılı ilâmı ile; taraflar arasında hukuk seçimi anlaşması bulunduğu bu sebeple tüm çalışma dönemi yönünden uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Rus mevzuatının 392 nci maddesinde yer alan sürelerin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, resen dikkate alınması gerektiği, bu maddede; “Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir. Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.” düzenlemesine yer verildiği gerekçesiyle davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, eğer yabancı hukukun uygulanacağına karar verilmesi hâlinde ise sürenin geçerli nedenle kaçırıldığının kabul edilmesi gerektiğini, madde metnin bir yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğünü, davacının iş sözleşmesinin 24.08.2017 tarihinde sona ermesi sebebiyle davanın bir yıllık süre içerisinde açıldığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; Mahkemece yatırılan harçların iadesine karar verilmesinin zorunlu olduğunu arabulucu ücretinin davalı üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk ve zamanaşımı süresinin tespiti ile yargılama giderlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir :

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

5. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası şu şekildedir:

"Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre ... Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. ... Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır."

3. Değerlendirme

1. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (... ..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

2. Dairemizce daha önce bazı kararlarda, ilâmın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin, hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olup kararın öncelikle bu sebeple bozulması gerekmiştir.

3. Diğer taraftan Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına ilişkin olarak öngörülen 3 aylık zamanaşımı süresi 03.07.2016 tarihli Kanun değişikliği ile 1 yıla çıkarılmıştır. Somut olayda, iş sözleşmesinin Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra sona erdiği dikkate alındığında, bu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri hakkında 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Mahkemece somut uyuşmazlık hakkında 1 yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerekirken davanın 3 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi hatalıdır.

4. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında yer verilen Kanun hükmü uyarınca ... Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama gideridir. 6100 sayılı Kanun’un "Yargılama giderlerinden sorumluluk" kenar başlıklı 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa Mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk giderinin tarafların haklılık durumuna göre paylaştırılmaması hatalı olmuştur.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.