"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalılar vekilleri ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar davalı ... ... Sistemleri Müh. ve Taah. AŞ (... Şirketi) vekiline 18.12.2024 tarihinde tebliğ edilmiş; davalı yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurmamıştır. Davacı tarafından davalı ... Mühendislik ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin (... Şirketi) temyizine cevapta katılma yoluyla temyiz talebinde bulunulması üzerine, bu kez davalı ... Şirketi tarafından davacının katılma yoluyla temyizine cevabında temyiz nedenleri ileri sürülmüş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 366. maddesi atfıyla uygulanan aynı Kanun'un 348/1 hükmünde, katılma yoluyla istinaf durumunda asıl başvuran tarafından buna karşı iki hafta içinde cevap verebileceğinin düzenlendiği dikkate alındığında, davacının katılma yoluyla temyizine karşı davalı ... Şirketinin katılma yoluyla temyiz hakkı olmadığından temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin ve davalı ... Şirketi vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 31.01.2017-11.05.2018 tarihleri arasında davalı ... Şirketi kayden, diğer davalının asıl işveren olarak yürüttüğü Irak ülkesindeki yapım işinde elektrik ustası olarak net 2.500,00 USD ücret ile çalıştığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 31.01.2017-11.05.2018 tarihleri arasında elektrik teknisyeni olarak müvekkili Şirketin yurt dışında bulunan işyerinde çalıştığını, aylık ücretinin net 1.780,00 TL olduğunu, çalıştığı süre zarfında konaklama, barınma, beslenme ihtiyaçlarının diğer davalı Şirket tarafından karşılandığını, müvekkili işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, yapıldığı hâllerde ise aylık hesap pusulalarında tahakkuk ettirilerek ödendiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, davacıdan iki adet ibraname alındığını, herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 31.01.2017-11.05.2018 tarihleri arasında elektrik teknisyeni olarak diğer davalının yurt dışında bulunan iş yerinde çalıştığını, aylık ücretinin net 1.780,00 TL olduğunu, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, yapıldığı hâllerde ise aylık hesap pusulalarında tahakkuk ettirilerek ödendiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, iki adet ibraname alındığını, herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli kararı ile; davacı işçinin 31.01.2017-11.05.2018 tarihleri arasında aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu anlaşılan davalılar bünyesinde çalıştığı, dosya kapsamı uyarınca davacının net 2.500,00 USD ücret aldığı, davalılar tarafından iş sözleşmesinin kıdme tazminatı ödenmemesini gerektirir şekilde sona erdiğine dair delil sunulmamasının anlaşılmasına göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, davalılar tarafından dosyaya ibraz edilen puantaj kayıtlarının incelenmesine göre bir kısmında işe giriş çıkış saatlerinin bulunmadığı, bir kısmında davacının kaydının bulunmadığı, bir kısmında ise isim ve bilgilerin silindiğinin görülmesi nedeniyle puantaj kayıtlarına itibar edilmediği, beyanlarına başvurulan tanık anlatımları uyarınca davacının ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile fazla çalışma iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 16.06.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin 30.03.2023 tarihli kararı ile; davalılar tarafından cevap dilekçelerinde uygulanması gereken hukuk konusunda beyanda bulunmadıklarının anlaşıldığı, bunun yanında; davalı Türk işverenlerin sürekli bir ülkede çalışma zorunluluğunun bulunmadığı, dolayısıyla işçinin iş olan her ülkeye gitme durumu bulunduğu gibi davacının Türk uyruklu olup yerleşim yerinin ve sosyal çevresinin bulunduğu yine yurt dışında kazandığı ücreti harcayacağı yerin Türkiye olduğu, izinlerini Türkiye'de kullandığı, dosyada mübrez davacı hakkındaki belgelerin bordrolar dâhil hep Türk mevzuatına göre oluşturulmuş olduğunun anlaşılmasına göre uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında hata bulunmadığı, davacının kabul edilen ücretinin dosya kapsamına uygun olduğu, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğu, kıdem ve ihbar tazminatının döviz olarak hesaplanıp hüküm altına alınmasını yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığı, bu noktada önemli olanın kıdem tazminatı açısından yasal tavanın aşılmaması olup hükme esas alınan raporda da bu tavan gözetilerek hesaplama yapıldığının anlaşıldığı, incelenen puantaj kayıtlarına göre işe gelmeyen işçinin o gün için de imzasının bulunması gibi çelişkili durumlar dikkate alındığında kayıtlara itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının çalışma düzenini bilebilecek konumda olan tanıklarının birbirini destekleyen ortalama anlatımı, işin ve işyerinin özellikleri, bilinen sektörel çalışma koşulları, dosyada bulunan diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde; fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücret alacaklarının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, bireysel iş sözleşmesinde yazılı çalışma (fazla çalışma), hafta tatili ücretleri, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin kararlaştırılan aylık ücrete dâhil olduğu düzenlemesinin dikkate alınarak hesaplama yapıldığının anlaşıldığı, uygulanan indirim oranının makul olduğu gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.03.2023 tarihli kararının süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, dosya kapsamı uyarınca davacının haftanın 4 günü 08.00-21.00 saatleri arasında çalıştığına ilişkin kabul yerinde olmakla birlikte haftanın 2 günü 08.00-20.00 saatleri arasında çalışma yaptığına ilişkin kabulün isabetsiz olduğu, buna göre davacının haftanın 2 günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı kabulüne göre fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda değerlendirme yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; fazla çalışma ücreti yönünden uygulanan indirim haricinde reddedilen kısım bulunmadığını, indirim yapılan kısımdan davalılar lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyeceğini ileri sürmüştür.
2. Davalı ... Şirketi vekili temyiz dilekçesinde;
a. Uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun Irak hukuku olduğunu,
b. Irak hukukuna göre talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını,
c. Davacının ücretinin sözleşmede belirtildiği gibi olduğunu,
d. Kabul edilen çalışma saatlerinin ve çalışma düzeninin işçinin takatini aşar nitelikte ve hayatın olağan akışına aykırı nitelikte olduğunu,
e. Yapılan ödemelerin mahsubunun gerektiğini,
f. Uygulanan faiz türünün hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
3. Davalı ... Şirketi vekilinin temyiz istemi reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanmasına ve davalı yararına belirlenen vekâlet ücretine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili ile davalı ... Şirketi vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalı ... Şirketi Temyizi Yönünden
Davalı ... Şirketi vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
B. Davacı ve Davalı ... Şirketi Temyizi Yönünden
Davacı vekili ile davalı ... Şirketi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edelerden davalı ... Şirketi'ne yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.