Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1915 E. 2025/2521 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacakları davasında hangi ülke hukukunun uygulanacağı, alacakların ispatı ve zamanaşımı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancılık unsuru taşıyan davada Yargıtay’ın içtihat değişikliği nedeniyle davacı, daha önceki içtihatlara göre dava açtığı için Yargıtay’ın yeni içtihatları doğrultusunda yabancı hukuk uygulanarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ancak içtihat değişikliğinden kaynaklanan bu durum gözetilerek yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/247 E., 2024/280 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.05.2004-05.12.2016 tarihleri arasında davalı Şirketin yurt dışında bulunan işyerinde kalıpçı formen olarak çalıştığını, saat ücretinin net 97,38 USD olduğunu, hafta tatili yapmadan, yasal çalışma saatlerinin üzerinde çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık ücretli izinlerini kullanmadığını, iş sözleşmesinin bitimi gerekçe gösterilerek iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini ancak davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının eksik ödendiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı sadece yurt dışı inşaat projelerinde çalıştığı için uyuşmazlığın yabancı hukuk uygulanarak çözümlenmesi ve ücretinin belirlenmesinde yurt dışı çalışma olgusunun gözetilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli kararı ile; dosya kapsamına göre davacının davalı Şirkete ait işyerindeki toplam hizmet süresini 7 yıl 4 ay 28 gün olduğu, davacı tarafça dava dilekçesinin ekinde sunulan ücret bordrosunda aylık ücretinin 974,38 USD olduğu, dosyaya sunulan bordrolarda da davacının net aylık ücretinin 974,38 USD olduğu, davacının yurt dışında çalışan statüsü ile isteğe bağlı sigortalı olduğu, bu duruma göre ücretinden vergi ve Sosyal Güvenlik Kurumu primi kesilmediği ve brüt aylık ücretinin 974,38 USD olduğu, dosya kapsamına göre iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği ispat edilemediği için kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, bakiye yıllık izin ücreti alacağının olmadığı, davacının çalışma saatlerini gösterir imzalı puantaj cetvelleri veya eşdeğer çizelgeler bulunmadığından, tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı ve 2 haftada bir hafta tatili kullandığı, ücret bordrolarında yer alan tahakkuklar mahsup edilip bakiye fazla çalışma alacağının hüküm altına alındığı belirtilerek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 10.11.2022 tarihli kararı ile; davada Türk hukukunun ve 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanmasının dosya kapsamına uygun olduğu, tanık beyanlarına göre belirlenen işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.07.2023 tarihli kararı ile; dosyada mübrez yurda giriş çıkış kayıtlarının incelenmesinden davacının 19.05.2004-25.12.2012 tarihleri arasında yurt dışında çalıştığının anlaşıldığı, yurt dışı projelerindeki çalışmaların fasılalı olduğu, dosya içeriğinde yurt dışı iş sözleşmesi yer almamakta ise de çalışmasının tamamı yurt dışında geçen davacı işçi bakımından mutad işyeri hukukunun çalışılan ülke hukuku olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden davacının çalışma döneminde mutad işyerinin neresi olduğu araştırılıp tespit edilerek ilgili dönem için uyuşmazlığa uygulanacak hukukun belirlenmesi gerektiği, ayrıca 21.09.2007-13.02.2008 tarihleri arasındaki çalışmasının davalı nezdinde geçtiği iddiasının da yöntemince ispatı gerektiği gerekçesiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı nezdinde çalıştığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, dosyada mübrez yurda giriş çıkış kayıtlarından davacının çalışmasının tamamının yurt dışında geçtiğinin anlaşıldığı, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27/4 hükmünde düzenlenen daha sıkı ilişkili hukuk ise bir istisna hükmü olup, bu hükmün iş sözleşmelerinde dar yorumlanması gerektiği, davacı işçinin çalışma döneminde ...'da bulunan davalıya ait işyerlerinde çalıştığının anlaşıldığı, daha sıkı ilişkili hukukun tespitinde sadece işçi ve işverenin Türk olmasının tek başına belirleyici kriter kabul edilemeyeceği, buna göre uyuşmazlığa mutad işyeri hukuku olan ... hukukunun uygulanması gerektiği, ... İş Kanunu'nun 7. maddesinde "Çalışanın bu Kanun hükümleri uyarınca herhangi bir talepte bulunma hakkı bu tür bir talebin ortaya çıktığı tarihin üzerinden bir yıl geçtikten sonra sona erer." düzenlemesinin yer aldığı, davalı tarafça süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 31. maddesine göre davanın aydınlatılması gerektiğini, zira davacının, davalı Şirketin ... ve Rusya şantiyelerinde çalıştığını, bu durumda mülga 1475 sayılı İş Kanun'nun 14. maddesine göre hizmet birleştirilmesinin hangi hukuka göre yapılacağının 5718 sayılı Kanun'un 27/3 hükmü kapsamında aydınlatılması gerektiğini,

2. 5718 sayılı Kanun'un 2/2 hükmü uyarınca; yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde Türk hukukunun uygulanacağını, işçinin devamlı olarak birden fazla yabancı ülkede çalıştırılması hâlinde birden fazla ülkede yapması hâlinde iş ilişkisinin, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbi olması gerektiğini,

3. Bir an için yabancı hukuk uygulansa bile söz konusu ülkelerde de zamanaşımını kesen hâllerin neler olduğunun, buna ilişkin ilgili ülke içtihatlarının araştırılması gerektiğini, bu bağlamda Rusya ve ...’da ilgili ülkenin 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında zamanaşımı kesen hâller araştırılmadan yabancı hukuk kapsamında davanın reddine karar verilemeyeceğini,

4. Taraflarınca internet ortamında temin ettikleri tercüme belgelerin tetkikinden, zamanaşımı süresinin davanın açılmasına engel durumun ortadan kalkmasından itibaren başlayacağının düzenlendiğini, iş sözleşmesinin 05.12.2016 tarihinde son bulduğunu ancak Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2023 tarihli kararının geçmişe dönük uygulanmasının yine hak arama özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın eşitlik ilkesi, yargıya duyulan güven ilkelerini ihlâl ettiğini,

5. Objektif ve nesnel bir değerlendirme ile dosya kapsamı itibarıyla somut olayda 4857 sayılı Kanun'un uygulanması gerektiğini savunarak kararın bu yönden bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, dava konusu alacakların ispatı ve vekâlet ücreti ile yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması nedeniyle ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.

Somut uyuşmazlıkta davalı tarafça davaya karşı usulüne uygun olarak zamanaşımı def'i ileri sürüldüğü anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemecesince davanın ... Sultanlığı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak dava tarihinin 19.04.2018 olması ve yabancı hukukun uygulanması nedeniyle ret kararı verilmiş olması karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi hakkaniyete aykırıdır.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370/2 hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "3. Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.