"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin asıl işveren ve alt işveren olan davalılar nezdinde 10.09.2007- 29.08.2014 tarihleri arasında şoför olarak çalıştığını, iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek ödenmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarını talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili; husumet itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... İnşaat Turizm ve ... San.Dış Tic.Ltd.Şti. vekili, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bozma İlamı ve Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemenin ilk kararı davalılar vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 17.09.2020 tarih ve 2016/22286 esas 2020/8411 karar sayılı ilamı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde, mahkemece davacı asil çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı konusundaki beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak yıllık izin ücreti alacağı yönünden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmadan sonra davacı ve davalı ... İnşaat Turizm ve ... San.Dış Tic.Ltd.Şti. tarafından sulh protokolü sunulmuş olup mahkemece dava konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesis edilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesinin birinci fıkrası “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmeder” şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 24.04.1995 gün ve 21/9 sayılı kararı ve 6100 sayılı Kanun'un 326. maddesi uyarınca "Yargılama giderleri, kural olarak davada haksız çıkan ve aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir." Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323/1-(ğ) maddesinde; "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" yargılama giderleri kapsamında sayılmıştır. Anılan maddeler doğrultusunda, davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olacaktır.
Dosya içeriğine göre; davacının, mahkemenin 01/03/2016 tarih ve 2014/378 esas 2016/67 karar sayılı davanın kabulüne ilişkin kararında hüküm altına alacakların tahsili amacıyla ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/3353 sayılı dosyasında icra takibi yaptığı, davacı ile davalı ... İnşaat Turizm ve ... San.Dış Tic.Ltd.Şti. arasında icra takibi yapılan alacaklar yönünden 23.05.2016 tarihinde sulh protokolü yapıldığı, Dairemizin 17.09.2020 tarih ve 2016/22286 esas 2020/8411 karar sayılı ilamı ile söz konusu kararın yıllık izin ücreti yönünden bozulduğu, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmeden taraflarca sulh protokolünün sunularak mahkemeden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece talep doğrultusunda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 21.09.2021 tarihli duruşmada, protokol kapsamında yargılama gideri ve vekalet ücreti ödendiğinden ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiğinden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde ise de, dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğu tespit edilen davacı aleyhine, dava açılmasına sebebiyet veren davalı ... Belediyesi lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi hatalıdır. Bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı sebepten temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının;
1) Beşinci paragrafında yer alan; "Davalı ... Belediyesi tarafından yapılan 216,60- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ... Belediyesine verilmesine," rakam ve sözcüklerinin tamamen çıkarılarak yerine; “Davalı ... Belediyesi tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına," sözcüklerinin yazılmasına,
2) Altıncı paragrafınının hüküm fıkrasından tamamen çıkarılmasına,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.