"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR
I. BAŞVURU
Başvurucu Avukat dilekçesinde özetle;
... 41. Hukuk Dairesinin 30/12/2020 tarih, 2020/1665 E. 2020/1912 K. sy dosya içeriğine göre davacının, diğer davalı ile akdedilen 2. Bölge (... Avrupa Yakası) Dağıtım Hizmetlerine İlişkin Doğrudan Temin Sözleşmesi kapsamında dağıtıcı olarak çalıştığını, 30.10.2018 tarihli soruşturma raporuna göre davacının artık davalı şirkete ait bir işte çalıştırılmamasının diğer davalıdan istendiğini, diğer davalının ise davacıyı başka bir işte çalıştırabilecekken iş akdini feshettiğini, mahkemece davacının işvereni ile akdedilen dağıtım hizmetlerine ilişkin doğrudan temin sözleşmesinin muvazaalı kabul edilerek davacının müvekkil Şirketteki işe iade olduğunu ve iş bu karara karşı İstinaf başvurularının da kesin olarak reddedildiğini, bu durumun daha önce verilen aynı nitelikteki üst mahkeme kararlarına bire bir zıtlık teşkil etmekte olup uyuşmazlık hakkında Yargıtay'ın karar vermesi gerektiğini, davacının müvekkili nezdinde işe iadesine karar verilmesinin aşağıda listesini verdikleri müvekkilin yüklenici firmalarla yaptığı ayrım dağıtım işine ilişkin hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığına dair kurulmuş üst mahkeme kararlarına aykırı olduğunu, bu kararların Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2016/30942, 2016/30946, 2016/13315, 2016/12940, 2016/971, 2018/4970 E sayılı kararları ile Yargıtay 9 Hukuk Dairesinin 2020/486, 2019/8139, 2010/36039, 2013/12836, 2018/9374, 2020/8229 E. sayılı kararları, ... Bölge Adliye Mahkemesi 25 Hukuk Dairesinin 2017/1271-1275, ... Bölge Adliye Mahkemesi 27 Hukuk Dairesinin 2018/2396 E., ... Bölge Adliye Mahkemesi 27 Hukuk Dairesinin 2020/2584 E. ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2017/4227 E. sayılı kararları olduğunu, istinaf ilamının önceki içtihatlara aykırı olması ve bu aykırılığın giderilmesinin Yargıtaydan istenmesinin gerekli hale geldiğini beyan ederek uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu 25.06.2021 tarih ve 2021/19 sayılı kararı ile;
“...... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi'nin 2020/1655 Esas, 2020/1912 Karar Sayılı ilamı ile davalı PTT ile yüklenici firma arasında akdedilen gönderi dağıtım işinin yaptırılmasına ilişkin sözleşmelerin muvazaalı olduğuna,
... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 2017/1271-2019/785 E/K, 2017/1272-2019/898 E/K, 2017/1273-2019/786 E/K, 2017/1274-2019/899 E/K, 2017/1275-2019/830 E/K Sayılı ilamları ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi'nin 2018/2396 Esas, 2020/1859 Karar Sayılı ilamı ve 2020/2584 Esas, 2020/2519 Karar Sayılı ilamı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 2017/4227 Esas, 2017/2692 Karar Sayılı ilamları ile PTT ile yüklenici firma arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olmadığına ilişkin verilen kesin kararlar nedeniyle muvazaanın bulunup bulunmadığına ilişkin kararlarda oluşan çelişkinin giderilmesi nedeniyle ... Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na başvurulduğu görülmüştür.
Dava 4857 Sayılı İş Kanunu uyarınca iş akdinin feshinden doğan işe iade davası olup, başvurunun konusu ise davalı PTT ile yüklenici arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olup olmadığı, işe iade davası sonucunda işe iadesine karar verilen işçinin sözleşmenin muvazaalı olduğunun kabulü halinde PTT nezdinde işe iade edileceği, sözleşmenin muvazaalı olduğunun kabulü halinde ise alt işveren nezdinde işe iade edileceği hususuna ilişkindir....
6475 sayılı posta Hizmetleri Kanunun 25/3-e maddesinde yönetim kurulunun görev ve yetkileri arasında " Faaliyet ve iş alanlarına ilişkin olarak gerçek ve tüzel kişilerle sözleşme imzalanması veya ortaklıklar kurulmasına, postaların ayırım ve dağıtım işleri için iş satın alınmasına karar vermek " hüküm altına alınmış olduğundan, davalı işverenler arasında geçerli ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren alt işverenlik sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır.
4734 sayılı İhale Kanunu uyarınca " Posta Alımlarına İlişkin Tip İdari Şartname ve sözleşme " imzalanmış olup, konusu, posta gönderilerinin işlenesi ayrımı, kaydı, taşınması ve dağıtılması işidir. Davalı Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olup, kanuna uygundur ve muvazaaya dayanmadığı anlaşılmaktadır.
SONUÇ; Belirtilen kanuni düzenlemeler ve değerlendirmeler kapsamında ... Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu tarafından yapılan görüşme ve oylama sonucunda;
Davalı PTT ile dava dışı şirketler arasında 4734 Sayılı İhale Kanunu uyarınca, Posta Hizmet Alımlarına İlişkin Pazarlık Usulü Tip İdari Sözleşme imzalandığı, işin konusunun posta gönderilerinin işlenmesi ve taşınıp dağıtılması olduğu, davacının da alt işverenler işçisi olarak bu sözleşmeler kapsamında posta dağıtım elemanı olarak davalı asıl işveren PTT nezdinde çalıştığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 02/03/2020 tarih, 2020/486 Esas, 2020/3364 Karar Sayılı ilamına göre 5584 Sayılı Posta Kanunu'nun 10. Maddesine 2009 yılında eklenen fıkra ile ''PTT idaresinin postalarının ayırım ve dağıtım işlerinin ihale yoluyla 3. Şahıslara gördürülebileceği'' bu nedenle alt işverenlik sözleşmelerinin muvazaalı olmadığı kabul edilmiştir. Yine kapatılan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 28/05/2019 tarih, 2016/13315 Esas. 2019/11884 Karar Sayılı ilamı da aynı yöndedir. Tüm içtihatlar doğrultusunda davalı asıl işveren PTT ile ihbar olunan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve davacının da alt işveren şirketler işçisi olduğu görüşü ile muvazaanın varlığı konusunda oluşan görüş farkının giderilmesi açısından dosyanın 5235 Sayılı Yasa'nın 35/III maddesi gereğince Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine,” Oy çokluğu ile karar verilmiştir.
III. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARAR
... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin tarih ve 2020/1655 E, 2020/1912 K. Sayılı Dosyası
A)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti
... 32. İş Mahkemesinin 05/02/2020 T, 2018/1110 Esas-2020/130 Karar sayılı kararında;
“...Davalı şirketler arasındaki muvazaa iddiasının değerlendirilmesi; Davalılar arasındaki ilişkinin niteliği yönünden; 4857/2 madde ile işyerinde üretilen mal ya da hizmet üretimine ilişkin işler asıl iş ve yardımcı iş olmak üzere ikiye ayrılmış olup, yardımcı işlerin altişverene verilmesi ve altişveren işçileri tarafından ifa edilmesinde herhangi bir sınırlama bulunmazken, asıl işin tamamının ya da bir bölümünün bölünerek altişverene verilebilmesi hususu; işyeri ya da işletme gerekleri ile teknolojik nedenlerle özel uzmanlık gerektiren bir halin varlığı halinde mümkün kılınmıştır. Somut olayda PTT A.Ş: işyerinde ifa edilen ve altişveren sıfatıyla diğer davalı şirkete verilen ve davacının da çalıştığı işin” idarece belirlenen gönderilerin adresten kabulü, ambalajlanması, ölçme, tartım ve kayıt işlemleri, dağıtılacak tüm kayıtlı/kayıtsız gönderilerin grup ayrımı, kayıt işlemleri, dağıtım araçlarına yükleme ve boşaltma işlemleri, gönderilerin teslimi, tahsilatlı gönderilerin ücretlerinin tahsili, tahsil edilen ücretlerin idareye teslimi, teslim edilen gönderilerin düşüm işlerinin yapılması” işleri olduğu görülmekte olup, sözkonusu işlerin asıl işveren olan PTT A.Ş. nin asıl işleri olduğu görülmektedir. Asıl işverenin asıl işin bir bölümünü altişverene verebilmesi için sözkonusu işleri kendi işçi ve ekipmanları ile yapamıyor durumda olması, bu işlerin teknolojik nedenlerle özel uzmanlık gerektirecek mahiyette olması gerekmektedir ki sözkonusu işlerin bu nitelikte olmadığı görülmektedir. Öte yandan koşulların oluşması halinde asıl işin bölünerek altişverene verilmesi halinde, artık bu bölümde asıl işverenin kontrol ve koordinasyonu sağlayan işçilerin dışında işçi çalıştırmaması gerekmektedir, somut olayda her iki davalı işverenlik işçilerinin asıl işte birlikte çarklar, görülmektedir. Bir başka husus ise asıl işveren / altişveren ilişkisinin kabulü için iki işveren olması ve altışverenın kendi işçileri ile asıl işverene ait işyerinde koşulların bulunmak halinde asıl iş ya da yardımcı işte işçi çalıştırması gereğidir. Burada iki işverenden kasıt- altişverenin kendi işçileri ile ilgili olarak işe alma, sevk ve idare ile iş sözleşmesinin sona erdirilmesi noktasında tam yetkili olmasıdır. Somut olayda davacının değişen altişverenler nezdinde olmak üzere dava konusu dönemde asıl işverene ait işyerinde çalışması, iş ile İlgili emir ve talimatları asıl işveren yetkililerinden alması, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi noktasında da asıl işverenin söz sahibi olması nedenleri ile davalılar arasındaki ilişkinin iki ayn işverenden ziyade işçi teminine yönelik bir ilişki olduğu sonucuna varılmış olup, belirtilen gerekçeler sonucu davalılar arasındaki altişveren ilişkisinin muvazaalı olduğu ve bunun sonucu olarak da davacının dava konusu dönemde başlangıçtan itibaren asıl işveren olan PTT A.Ş. nin işçisi sayılması gerekmektedir. Bu sebeple davalılar arasındaki muvazaa ilişkisi kabul edildiğinden davacı işçinin asıl işveren PTT A.Ş’ye iadesine, feshin mali sonuçlarından davalıların müştereken müteselsilen sorumlu tutulmalarına” dair hüküm kurulmuştur.
B)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
“ ...somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından, davacının yaptığı işin niteliğine, davalı PTT'nin faaliyet alanına göre davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun anlaşıldığı, davacının savunmasında sigara içmek için araca bindiğini belirttiği, davacının araçta posta gönderisinin tespit edilmediği, 18.07.2018 tarihli PTT Başmüdürlüğü yazısıyla kurum tarafından 30.10.2018 tarihinde soruşturmanın başlatıldığı, olayın ise 10.07.2018 tarihinde gerçekleştiği, soruşturma tamamlanmadan davacının iş akdinin feshedildiği, soruşturma sonucunun beklenmediği, davacının işyerinde deneyiminin az olduğu, işçilere 25 TL karşılığında kişisel pul bastırmalarının söylendiği, itiraz edenlerin çağrılıp ifadelerinin alındığı ve işten çıkarıldıklarının tanık beyanlarında geçtiği, dosyadaki bilgi ve belgelere, soruşturma raporu, olayın meydana geldiği tarih, feshin yapıldığı tarih ve tanık beyanına göre davacının eylemi ile ilgili olarak sözlü uyarı veya bir disiplin cezasına başvurulması yerine feshin yapılmasının ölçülü olmadığı, bu nedenlerle mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, Davalıların istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE Kesin olmak üzere 30/12/2020 tarihinde oybirliğiyle” karar verilmiştir.
IV- UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25 HUKUK DAİRESİ”NİN 19/12/2018 TARİH 2017/1271 E, 2019/785 K. SAYILI KARAR ÖZETİ
“... 6475 sayılı posta Hizmetleri Kanunun 25/3-e maddesinde yönetim kurulunun görev ve yetkileri arasında " Faaliyet ve iş alanlarına ilişkin olarak gerçek ve tüzel kişilerle sözleşme imzalanması veya ortaklıklar kurulmasına, postaların ayırım ve dağıtım işleri için iş satın alınmasına karar vermek " hüküm altına alınmış olduğundan, davalı işverenler arasında geçerli ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren alt işverenlik sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuni unsurlarını taşıması durumunda işçinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir...” gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 19/12/2018 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25 HUKUK DAİRESİ”NİN 29/05/2019 TARİH 2017/1272 E, 2019/898 K. SAYILI KARAR ÖZETİ
“Asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuni unsurlarını taşıması durumunda işçinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir.
Dosya içeriği mevcut delil durumu Yargıtay 22. Hukuk dairesinin 2016/30942 Esas 2016/25867 Karar sayılı 24/11/2016 tarihli kararı dosyadaki davalı PTT A.Ş ile dava dışı ... İnş ve Oto San ve Tic Ltd Şti, ... Çev Tas Tem Hiz İnş Taah Gıda San Ltd Şti, ... oto Gıda San Tic Ltd Şti, ... İnş Emlak Seyahat Rent Acar oto Galeri Tur Nak San ve Tic Ltd Şti, ... Kurumsal Hizm İnş Tur Araç Kir. Hizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ... İnş Hizm San. ve Tic. A.Ş, ve ortak şirketleri arasında imzalanan sözleşmelerin ve şartnamelerin incelenmesinde; 4737 sayılı İhale Kanunu uyarınca " Posta Alımlarına İlişkin Tip İdari Şartname ve sözleşme " imzalanmış olup, konusu, posta gönderilerinin işlenesi ayrımı, kaydı, taşınması ve dağıtılması işidir. Davalı Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi ile dava dışı ... İnş ve Oto San ve Tic Ltd Şti, Oto San ve Tic. Ltd. Şti. ... Çev. Tas. Tem. Hiz. İnş. Taah. Gıda San. Ltd. Şti. Huzur Tur. Sey. Oto Gıda San. Tic. Ltd. Şti. ... İnş. Emlak Seyahat Rent Acar Oto Galeri Tur. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. ... Kurumsal Hizm. İnş. Tur Araç Kir. Hizm San. ve Tic. Ltd. Şti. .... İnş. Hizm. San. ve Tic. A.Ş şirketleri arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olup, kanuna uygundur ve muvazaaya dayanmadığı anlaşılmaktadır.
HÜKÜM
1-)Davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
...Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 29/05/2019 tarihinde oy birliği ile” karar verilmiştir.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25 HUKUK DAİRESİ”NİN 09/05/2019 TARİH 2017/1273 E, 2019/786 K. SAYILI KARAR ÖZETİ
“... Böylece alt işveren ile sendika arasında imzalanmış toplu iş sözleşmesi bulunmamasına göre, alt işveren işçilerinin davalı asıl işverenin sendika ile imzaladığı toplu iş sözleşmesi ile sağlanan haklardan yararlanması mümkün değildir. Bu durumda davacının talepleri hakkındaki davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
HÜKÜM
1-)Davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, ...Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 09/05/2019 tarihinde oy birliği ile” karar verilmiştir.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25 HUKUK DAİRESİ”NİN 29/05/2019 TARİH 2017/1274 E, 2019/899 K. SAYILI KARAR ÖZETİ
“... Böylece alt işveren ile sendika arasında imzalanmış toplu iş sözleşmesi bulunmamasına göre, alt işveren işçilerinin davalı asıl işverenin sendika ile imzaladığı toplu iş sözleşmesi ile sağlanan haklardan yararlanması mümkün değildir. Bu durumda davacının talepleri hakkındaki davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
HÜKÜM
1-)Davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
...Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 29/05/2019 tarihinde oy birliği ile” karar verilmiştir.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25 HUKUK DAİRESİ”NİN 16/07/2019 TARİH 2017/1275 E, 2019/830 K. SAYILI KARAR ÖZETİ
“...Böylece alt işveren ile sendika arasında imzalanmış toplu iş sözleşmesi bulunmamasına göre, alt işveren işçilerinin davalı asıl işverenin sendika ile imzaladığı toplu iş sözleşmesi ile sağlanan haklardan yararlanması mümkün değildir. Bu durumda davacının talepleri hakkındaki davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
HÜKÜM
1-)Davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
...Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 22/05/2019 tarihinde oy birliği ile” karar verilmiştir
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİNİN 29/12/2020 TARİH, 2020/2584 ESAS , 2020/2519 KARAR SAYILI KARAR ÖZETİ
“... Davacının istemi işe iadeye yönelik olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne, taraflar arasındaki işverenlik ilişkisinin muvazaaaya dayalı olduğu gerekçesiyle davacının davalı PTT A.Ş işverenliği nezdinde işe iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmiş davalılar istinafa başvurmuştur.
...Somut olayda, davacı ve bir kısım çalışanın kayıtsız postaları dağıtıma çıkarmayarak yok ettikleri gerekçesiyle iş sözleşmelerinin haklı nedenle feshedildiği savunulmuştur. Davacının da içinde bulunduğu bir kısım işçiler hakkında feshe konu edilen eylemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulması üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/215831 sayılı soruşturma dosyasının devam ettiği anlaşılmıştır. Ceza soruşturması sonucunda verilecek karar doğrudan davanın esasını etkileyecek nitelikte olup, sonucunun beklenmesi gerekir. Bu nedenle mahkemenin soruşturmanın sonucunu beklememesi hatalıdır.
Ayrıca kabule göre de mahkeme tarafından muvazaa iddiasına ilişkin herhangi bir inceleme yapılmaksızın, davalı PTT A.Ş'nin ilgili mevzuat gereği dağıtım işi için hizmet alımı yapılacağına ilişkin savunması da değerlendirilmeksizin salt dağıtım işinin davalı PTT A.Ş'nin asıl işi olduğu gerekçesiyle eksik incelemeye dayalı olarak davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğuna karar verilmesi hatalıdır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalıların istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE;
2-) ... 32.İş Mahkemesin 05/02/2020 tarih ve 2018/1116 - 2020/122 E/K sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-a-6. bendi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-) Dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ... 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile” karar verilmiştir.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİNİN 08/10/2020 TARİH, 2018/2396 ESAS, 2020/1859 KARAR SAYILI KARAR ÖZETİ
“Tüm dosya kapsamından, davalı PTT ile dava dışı şirketler arasında 4734 Sayılı İhale Kanunu uyarınca, Posta Hizmet Alımlarına İlişkin Pazarlık Usulü Tip İdari Sözleşme imzalandığını, işin konusunun posta gönderilerinin işlenmesi ve taşınıp dağıtılması olduğu, davacının da alt işverenler işçisi olarak bu sözleşmeler kapsamında posta dağıtım elemanı olarak davalı asıl işveren PTT nezdinde çalıştığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 02/03/2020 tarih, 2020/486 Esas, 2020/3364 Karar Sayılı ilamına göre 5584 Sayılı Posta Kanunu'nun 10. Maddesine 2009 yılında eklenen fıkra ile ''PTT idaresinin postalarının ayırım ve dağıtım işlerinin ihale yoluyla 3. Şahıslara gördürülebileceği'' bu nedenle alt işverenlik sözleşmelerinin muvazaalı olmadığı, kabul edilmiştir. Yine kapatılan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 28/05/2019 tarih, 2016/13315 Esas. 2019/11884 Karar Sayılı ilamı da aynı yöndedir. Tüm içtihatlar doğrultusunda davalı asıl işveren PTT ile ihbar olunan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve davacının da alt işveren şirketler işçisi olduğu nazara alındığında davalı PTT'nin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı sabit olup, mahkemece davanın reddinde isabetsizlik bulunmadığından davacı istinafının haklı olmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b/1. bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, ... Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 7036 Sayılı Kanunun 7/3. Maddesinin yollaması ile 6100 Sayılı HMK'nın 361. Maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere” karar verilmiştir.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6.HUKUK DAİRESİNİN 21/11/2017 TARİH 2017/4227 ESAS, 2017/2692 KARAR SAYILI KARAR ÖZETİ
“ ... Muvazaa bulunmaması ve işçilerin sendika üyesi olmaması sebebiyle davacı ve arkadaşlarının fark ücret taleplerinin de reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı TİS’den yararlanmak için sendika üyesi olmak zorunluluğuna itiraz etmiş ise de, 6356 sayılı Toplu İş Sözleşmeleri ve Sendikalar Kanunu hükümlerine göre yasal olarak düzenlenen bu hususun bu davada tartışılamayacağı anlaşıldığından, verilen hüküm usul ve yasaya ve olaya uygun olduğundan tarafların itirazlarının reddi gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
... Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21.11.2017 tarihinde kararın tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere” karar verilmiştir.
V. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
Söz konusu maddenin birinci fıkrasının üçüncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
Bu açıklamalara göre öncelikle belirtmek gerekir ki, Kanunun açık hükmü gereği, bir Yargıtay Dairesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi Dairesi kararı arasındaki uyuşmazlığın giderilmesinin talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Başvurucunun dilekçesinde bildirdiği Yargıtay kararları ile bölge adliye mahkemesi kararları arasında Kanunun ilgili düzenlemesine göre giderilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun da başvurucunun dilekçesinde bildirdiği bölge adliye mahkemesi kararları ile sınırlı olarak değerlendirme yapmak suretiyle sonuca ulaşması yerindedir. Diğer taraftan başvurucunun dilekçesinde bildirdiği uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu bölge adliye mahkemesi kararları incelendiğinde, bölge adliye mahkemelerince bir kısım dosyalarda temyiz yolu açık olmak üzere hüküm kurulduğu, diğer bir kısım dosyalarda ise, toplanması gereken deliller toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve henüz yargılamaların derdest olduğu anlaşılmaktadır. Kesin hükümle sonuçlanmamış kararlar ile henüz derdest olan davalar bakımından uyuşmazlığın giderilmesi imkanı bulunmamaktadır.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
VI. SONUÇ
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'nun 25.06.2021 tarih ve 2021/19 sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 28.09.2021 günü oybirliği ile kesin olarak karar verildi.