Logo

9. Hukuk Dairesi2021/9416 E. 2021/13121 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin işveren aleyhine açtığı prim, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin davanın kısmen kabulü kararının temyiz edilmesi üzerine uyuşmazlık prim alacağının ispatı ve takas mahsup hususlarında toplanmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uymamasına rağmen bozmaya uygun yargılama yapmadığı, davacı tarafından sunulan prim protokolündeki imzanın kime ait olduğunun araştırılmadığı, davacıya yapılan prim ödemelerinin dönemi ve oranının belirlenmediği ve davalı lehine oluşan usuli müktesep hak gözetilmeyerek takas talebinin reddedilmesi hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde mağaza sorumlusu olarak çalıştığını, satılan her tüp başına prim alması hususunda anlaşma yapıldığını, davacının hak ettiği prim alacaklarına karşılık 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, en az bu kadar daha prim alacağının ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullanmadığını ve tatil günlerinde de çalıştığını fakat hak etmiş olduğu ücretlerinin de ödenmediğini, davacının fazla çalışma yaptığını, ancak fazla çalışma alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek prim alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı,ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı ile ödenmeyen ücret alacaklarını talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının yargılandığı dosyada ceza aldığını ve iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini, ücretlerinin tam olarak ödendiğini, tatil günlerinde çalışmadığını, ayrıca çalıştığı işyerinde en yüksek mevkiideki kişi olduğu için mesaileri kendisi tayin ettiğinden fazla çalışmasının olmadığını, dava konusu yapılan alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece davanın kabulü hakkındaki 11.05.2016 tarihli ilk karar davalı vekilinin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 gün 2016/25315 esas 2019/23513 karar sayılı ilamı ile “Davacı prim alacağı konusundaki talebini, hüküm kurmaya yetecek düzeyde yöntemince ispat edememiştir. Davalı tarafından, hükme esas alınan 10.01.2008 tarihli protokoldeki imzaya açıkça itiraz edildiğinden, bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece yapılması gereken iş, söz konusu belgenin imza tarihinde davalı ... temsil ve ilzama kimlerin yetkili olduğunun tespit edilmesi ve sonrasında söz konusu protokolü davalı adına imzalayan kişinin davalı şirket adına işe almaya yetkisi olup olmadığının yöntemince araştırılıp tüm deliller bir arada yeniden değerlendirilerek oluşan sonuca göre karar verilmelidir” gerekçeleri ile bozulmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanılan deliller ve bozma öncesi aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından katılma yolu ile temyiz talebinde bulunulmuştur.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanılan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, hükmü temyiz eden tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Somut uyuşmazlıkta; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla birlikte bozmaya uygun yargılama yapılmadığı, bozma nedenlerine bağlı olarak davacı tarafından dayanılan 10.01.2008 tarihli belgedeki davalı adına atılan imzanın aidiyeti hususunda ve özellikle davacı vekilinin söz konusu imzanın davalı şirket adına işe alım yetkisi bulunan ...’a ait olduğu iddiası hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan karar verildiği görülmektedir.

Diğer taraftan dosya içeriğinde yer alan ve imzası davalı tarafından itiraza uğramayan 25.06.2010 tarihli belgeye göre, davacıya toplamda 10.000,00 TL prim ödemesinin yapılması hususunda taraflarca anlaşmaya varıldığı, 2009 yılı banka hesap hareketlerine göre de davacıya muhtelif tarihlerde “prim” adı altında ödemeler yapıldığı görülmektedir. Şu halde mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle davacı tarafından sunulan 10.01.2008 tarihli belgenin aslı getirtilerek davalı adına imza edenin kim olduğunun belirlenmesi, imzanın ...’a ait olmadığının anlaşılması halinde davacıya yapılan prim ödemelerinin dönemi dikkate alınarak, yapılan satış tutarları üzerinden hangi oranda prim ödemesi yapıldığı yöntemince araştırılıp, 10.000,00 TL tutarındaki primin hangi esaslara göre belirlendiği de davalı şirketten sorularak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesidir.

Bu maddi ve hukuk olgular gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

3- Mahkemece 11.05.2016 tarihli ilk kararda “... 24. İcra Müdürlüğünün 2015/37023 E sayılı dosyasında takibe konu alacağın davacı alacağından takas ve mahsubuna” dair hüküm verilmiş olup, davacının bu kabule bir itirazı yoktur. Bu yöndeki kabul bozma ilamının kapsamı dışında bırakıldığından yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bu konuda davalı lehine usuli müktesep hak doğmuştur. Bu durumda, ceza dosyasının uzlaşma ile sonuçlandığı gerekçesiyle takas mahsup talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olmuştur.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 28.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.